Kayseri'de başlayıp farklı illere de sıçrayan provokatif saldırılarla ilgili açıklamalarda bulunan Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu Başkanı Mehmet Şerif Öter, yaşanan çirkin provokenin son bulması için yetkililere çağrıda bulundu.

Geçtiğimiz hafta önce Kayseri'nin Danışmentgazi Mahallesi'nde taciz iddiasıyla Suriyelilere yönelik başlayan saldırılar sonucunda çok sayıda işyeri ve araç yakma olayları gerçekleşirken ırkçı dalga farklı illere de sıçradı. Ayrıca Antalya'da 3 kişinin henüz çocuk yaşta sayılabilecek bir genci bıçaklayarak katletmesi, kamuoyunda ciddi tepkiyle karşılandı.

Konu ile ilgili İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu Başkanı Mehmet Şerif Öter, Kayseri’de Suriyeli vatandaşın işlediği suçun bireysel nitelik taşıdığını, işlenen suçun neticesinde oluşan tahribatların ne dinde ne de kültür ve geleneklerde mahal olmadığını vurguladı.

Öter, meydana gelen bu tür provoke olayların orta atılmasının asıl amacı gündemde olan Gazze’nin arka plana atılması olduğunu aktardı.

Filistin’in siyonist işgal rejimi İsrail tarafından soykırım altında olması acısıyla beraber Kayseri’de meydana gelen Suriye olaylarıyla daha da vicdanlardaki acıyı iki katına çıktığına vurgu yapan Öter, “Maalesef Kayseri’de meydana gelen olayın görüntülerine şahit olduk. Bu konuda yaşanılan tahribatlarda yüreğimiz yandı, insanlığımızdan utandık. Zaten yaklaşık Ekim ayından şimdiye kadar dokuz aydır Siyonizm’in uşakları İsrail rejimi Filistinli kardeşlerimize uyguladığı vahşet, soykırım, acımasızlığın acısını yaşıyoruz. Biz ülke olarak genelde zulme, haksızlığa karşı gelen bir toplumuz, kültürümüzde, inancımızda bu var. Ancak maalesef bize sığınmış, muhacir olmuş, yurtlarından edinmiş, gelip en yakın bizi gördükleri Suriyeli kardeşlerimiz, ülke olarak kucağımızı açmışız. Onlar muhacir, biz de onlara ev sahipliği ediyoruz.” ifadelerini aktardı.

“Bu olayları yapanların başında provokasyoncular var”

Genel olarak bir kişi tarafından işlenen suçların bireysel nitelikte olduğunu belirten Öter, yapılan tahribatların ne dinde nede örf ve geleneklerde yeri olmadığını kaydederek, “Suriyeli olan bir vatandaş, Kayseri'de iddialara göre tacizle suçlanıyor. Varsa böyle bir şey Her kesimden böyle suçlu insanlar, yüz kızartıcı, ayıp işler, suçlar işleyebilir. Suçlar bireyseldir. O kişiyi bugün kolluk kuvvetleri var, mahkemelerimiz var, yargımız var. En ağır cezayla cezalandırılsın. Ancak kinvari eşkıya gibi toplu bir şekilde ne kadar Suriyeli orada varsa evlerine saldırmak hiç doğru değildi. İnsanın yüreği o görüntülere acıyordu. Evlerinde bir tane yırtık kilim vardı, bir iki tane yemek tabağı vardı, bir tüp vardı bunları tahrip etmek, dükkânları yakmak işler acısı bir durumdu. Bu hal ülkemize yakışmıyor, Türkiye'ye yakışmıyor, insanlığa yakışmıyor, Kayseri'ye yakışmıyor. Hemen akabinde Antalya'nın bir ilçesinde orada da aynı saldırı başladı. Bu neyin nesidir? Sanki birileri burada düğmeye bastı, sanki bu provokasyonun bir projesiydi. Zamanlamaya da dikkat çekmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Öter, “Aklı başında olan her insan bunun normal bir öfke, bir kin olmadığını görebiliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ne zaman ki Beşar Esed ile görüşüp karşılıklı birbirimizin ülke topraklarının bütünlüğüne saygı duyarak ve görüşmememiz için herhangi bir neden yok ifadelerini kullandıktan sonra bu tür olaylar meydana çıktı. Çünkü bu ajanlar, bu yurt içinde ve yurt dışında, Siyonist merkezin emrinde olan emperyalistler, yerli işbirlikçiliğiyle birlikte bu oyunlar oynanılıyor. Bizim akıllı olmamız gerekiyor. Bizim insanlığımıza, inancımıza yakışmıyor, kültürümüze yakışmıyor. Biz her zaman kucak açmışız. Bize sığınmış insanları ezmemişiz. Canlarını, mallarını yakmamışız. Bunları yapanların başında provokasyoncular var. Bunun bir an önce gerekenin yapılması gerekiyor. Kim suç işlemişse kanun önünde hesap vermesi gerekiyor. Bir daha böyle durumların olmamasını temenni ve umut ediyoruz. Dinimizde böyle bir şeyin yeri yok.” şeklinde ifade etti.

“Hitler’in yaptığı katliamı bile bu Siyonist işgal rejimi yapmamıştır”

Öter, vuku bulan bu tür olayların asıl gündemde olan Gazze olaylarının arka plana itilmesi hedefi olduğunu ifade ederek, “Dünya ve Orta Doğu'yla ilgili sürekli beklenmeyen gündemler çıktığı zaman bunun tek bir nedeni var. Gazze'deki, Filistin'deki vahşetin, katliamın, soykırımın gölgede bırakıp ikinci planda gündemden düşürmesidir. Provoke edenlerin asıl hedefi de budur. Bugün Filistin’de katliamın vesilesi olan vampir Netenyahu ve onun savaş makineleri onları yeryüzünde yargılayacak bir mahkeme ve adalet organı yoksa da yakın zamanda gün gelir insanlık bu soykırımcıları da yargılayacak. Hitler’in yaptığı katliamı bile bu Siyonist işgal rejimi yapmamıştır. Ne yazık ki bu soykırımı bazı insanların vicdanını sızlatmıyor bile. Sonuç olarak bu olayların temelinde gündemi değiştirmek vardır.” şeklinde kaydetti. (İLKHA)