Eğitimci-Yazar Necla Sür, okumanın hayatın amacı olduğunu belirterek, şahsiyetin gelişiminde eğitimin rolünün önemine vurgu yaptı.

Genç-Memur-Sen tarafından düzenlenen "Bir Bilenle Bilge Nesil Projesi" kapsamında Eğitimci-Yazar Necla Sür, öğrencilerle buluştu. 

Cizre Şehit Ömer Halis Demir İmam Hatip Ortaokulu Konferans Salonu'nda yapılan seminerde lise öğrencilerine okumanın önemi hakkında bilgi veren Sür, dik durmak, şahsiyet sahibi olmak, şahsiyeti geliştirmek için okumanın gerektiğini söyledi.

"Hata yapan Adem'dir, ısrar eden şeytandır"

Seminerine Alak süresinin ilk beş ayetiyle başlayan Sür, "Bir hadis-i şerifte 'Kız çocuklarına ancak asalet sahibi insanlar değer verir. Kız çocuklarına ve kadınları ancak asaletten yoksun insanlar hor görür' denilmektedir. Hazreti Hatice annemizi, ailesinin içinde bulunduğu bir grup, kız çocuklarına değer veriyordu. Çünkü ben şöyle düşünüyordum. Ya dedim kız çocukları gömülüyorsa şayet, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selam eşi nasıl yaşattı, nasıl hayatta kaldı ya da diğerleri nasıl doğdu? Demek ki bir kısım önemli görmüş. Sonra nasıl bir ortamda arkadaşlara nikâhın bozuk olduğu bir ortamdı. On çeşit nikâh anlayışı vardı, sadece bir tanesi sağlıklı, birinci anlayışı hâkimdi. İçki, su gibi aktı, kimsenin de içmeyene kızmaması gerekirken içmeyene kızıp içini tarif ettiği ya da içmeyen de 'erkek ol canım' dediği bir ortamdı ve Allah Resulü böyle bir ortamda beş yıl boyunca zaman zaman Hira'ya çıktı. Peki Hira'ya çıktığında ne aradı Allah Resulü? Nereden başlaması gerektiğini aradı. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem de işte nereden başlayayım diyordu ki, Allah'u Teala öyle bir yerden başlattı ki bütün emirleri içine alan bir emir geldi. Neydi arkadaşlar şimdi düşünsenize, içki içme diye başlasa, evet içki bütün kötülüklerin anası, bu da bir. Eksik kalır çünkü başka kötülükler de var. Kötülüklerin Anası olabilir ama kafayı çekecek kadar içmiyorum, böyle aklımı bulacak bu olmaz. Namaz kıl denseydi, namaz bütün kötülüklerden alıkoyar. Allah dedi ki bütün kötülüklerden namaz alı koyar. Hakikaten önceden namaz kılıp da namazı bıraktıktan sonraki hayatlarına baktığımız zaman bu tür insanların farkını görüyoruz. Namaz bir çizgiymiş, bir setmiş, yolda tutuyormuş bizi gerçekten. Buradan da başla demedi ama Rabbim örtün mesela önemli bir emir, niye? Çünkü Allah Teala Hazreti Adem yasak meyveden yediğinde neyle sınadı onları? Elbiselerinin üzerlerinden alınmasıyla sınadı değil mi? Onlar hemen üzerlerine cennet yapraklarıyla kapatmaya başladılar. Demek ki haram lokmayla yakın alakası var ama emir bu da değil. Öyle bir emir geldi ki 40 yıl düşünsem ben hiç aklıma gelmezdi. 'Oku' dedi Allah, okursan görürsün. Oku? Ama ne oldu arkadaşlar? Oku'dan sonraki ifade aslında okumamın ve yaratılışımın amacını bana öğretti." dedi.

Okumanın önemine değinen Sür, "Çünkü oku dediğinde tamam okurum, önüme geleni okurum. Mesela ben de okurum, benim için okumayı öğrendiğim gün hayatım durduğu gündü. Yani ne yapacağımı bilmiyordum ama 5 yaşındaydım, bir şeyler ifade etmek istiyordum ama okumayı öğrendim ve elhamdülillah dedim buymuş yaşama amacımız buymuş. O günden bugündür okurum elhamdülillah. Bizim evde kitaplık var. Oradan bir bismillah deyip başlayayım dedim okumaya. Hatta bazen arkadaşlar geliyordu, sıkılmıyorsun evde televizyon yok, radyo yok. Sen öyle zannediyorsun Mevlana bizde, Farabi bizde, İbn-i Sina bizde, nasıl yani insanın canı sıkılır mı burda diyordum. Başka komşum diyordu ki 'galiba ben olsam depresyona girerim' ben de ne depresyonu dedim, kütüphaneye girsene işin mi yok yani. Kendini zaten salmayacaksın. Biri sana dedi ki en küçük bir hatanda boşa okuyorsun ya sizin okuduklarınız size bunu mu emrediyor? Yok ben okuyarak kendimi tutabiliyorum deyip devam edeceksin. Kendimi okuyarak tutuyorum, kendimi toparlıyorum. boş okuyorum haklı aslında dediğiniz zaman bitersiniz. Biz okudukça kendimizi dik tutmak için, şahsiyet sahibi olmak için, okudukça şahsiyetiniz gelişir. Ama ben de hata yapabilirim. Hata yapan ısrar eden şeytandır, hata yapan âdemdir, ısrar eden şeytandır. Biz kimseden hatasızlık bekleyemeyiz. Mükemmeliyet düşüncesi hastalıklı bir düşüncededir. O yüzden biz ne bekleriz, hatasını telafi etmesini bekleriz, hata etmemesini bekleriz." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)