Eğitimci-Yazar Korkut Daban, YKS’ye sayılı günler kala deneme sınavlarının düzenli uygulanması, uyku ve beslenme alışkanlıklarının korunması, ailelerin ise anlayışlı yaklaşması gerektiğini vurguladı.

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) takvimine göre Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) 21-22 Haziran'da 3 oturumda yapılacak.

Üniversiteye hazırlanan milyonlarca öğrenci, YKS öncesi son haftalara girerken hem heyecan hem de stres yaşıyor.

Uzun bir hazırlık sürecinin sonuna  doğru gelen adaylar, kalan zamanı nasıl değerlendirmeleri gerektiği konusunda belirsizlik yaşayabiliyor.

Eğitimci-Yazar Korkut Daban, sınavın bu son aşamasında yapılacak çalışmaların sınav sonucunu doğrudan etkileyebileceğine dikkat çekiyor.

Sınava kısa bir süre kala motivasyonun korunması ve deneme sınavlarının aksatılmaması gerektiğini vurgulayan Daban, her gün bir deneme yapılmasını öneriyor.

Beslenme ve uyku düzeninin sınav haftasında da bozulmaması gerektiğini ifade eden Daban, öğrencilerin fiziksel sağlıklarını da korumaları gerektiğini hatırlatıyor.

Sınav stresine karşı en etkili yöntemin düzenli bir hazırlık süreci olduğuna dikkat çeken Daban, stresin aşırıya kaçmasının başarıyı olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor.

Ailelere de önemli uyarılarda bulunan Daban, sürecin son aşamasında öğrencilere daha anlayışlı ve destekleyici bir tutumla yaklaşmaları çağrısında bulunuyor.

"Son düzlüğe girmiş bulunuyoruz"

YKS’nin uzun bir hazırlık süreci olduğunu belirten Eğitimci-Yazar Daban, “YKS süreci için sürekli maraton ifadesi kullanıyoruz. Biliyorsunuz ki bu uzun soluklu bir hazırlık sürecinden oluşuyor. Dolayısıyla tıpkı maraton yarışlarında olduğu gibi YKS'de de deyim yerindeyse son düzlüğe girmiş bulunuyoruz. Bu son düzlük aynı zamanda yarışın son aşamasını oluşturuyor.” dedi.

"Bu süreçte yapılacak her çalışma sınav sonucunu doğrudan etkileyecektir"

Hazırlık sürecinde yapılan son çalışmaların belirleyici olduğunu vurgulayan Daban, “Takdir edersiniz ki her yarışta olduğu gibi burada da son aşama, yarışmacıların o yarışma içerisindeki sıralamalarını belirliyor. Bu süreçte yapılacak her çalışma, atılacak her adım, çözülecek her soru, sınav sonucunu doğrudan etkileyecektir.” ifadelerini kullandı.

“Deneme sınavları başarıyla doğrudan bağlantılıdır”

Sınav gününe kısa süre kala öğrencilerin motivasyonlarını kaybetmemeleri gerektiğine dikkat çeken Daban, şunları söyledi:

“Çoğu zaman öğrenciler, sınava kısa bir süre kala ya çalışmayı bırakır ya da 'daha fazla soru çözmeme gerek yok' şeklinde olumsuz duygu ve düşüncelere kapılabiliyor. Hazırlık aşamasının yüzde 80-90'lık bölümü bitmiş olsa da kalan yüzde 10-20’lik kısmın deneme sınavı ve soru çözümü ile geçirilmesi, sınavdaki başarıya doğrudan katkı sağlayacaktır.”

Deneme sınavlarının önemine değinen Daban, “Özellikle sınava yakın bir takvimde her gün bir adet deneme sınavı çözülmelidir. Her sabah çözülecek bir deneme sınavı hem sınav stresini azaltmakta hem de eksikleri tespit etmeye katkı sağlamaktadır. Ayrıca bu sınavlar, gerçek sınav için bir ön hazırlık niteliği taşır.” dedi.

“Günlük hayat düzeni bozulmamalı”

Sınav haftasında uyku ve beslenme düzenine dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Daban, şöyle devam etti:

“Sınav günü çoğu öğrencinin strese bağlı olarak dolaşım sistemiyle ilgili bazı rahatsızlıklar yaşadığına tanık oluyoruz. Böylesi olumsuz durumlarla karşılaşmamak için beslenme ve uyku alışkanlıklarımızı sınava kadar belli bir düzende sürdürmemiz gerekir. Özellikle sınava uykusuz şekilde gitmek, öğrencinin yaşayabileceği en olumsuz durumlardan biridir. Gece yarılarına kadar soru çözmek yerine, uyku saatleri belli bir düzene oturtulmalı.”

“Stresin nedeni genellikle düzensizliktir”

Sınav stresine ilişkin de açıklamalarda bulunan Daban, şunları söyledi:

“Sınav stresini tetikleyen en önemli neden, hazırlık sürecinde yaşanan düzensizliklerdir. Belli bir rutin yakalamış öğrencinin stresle baş başa kalma ihtimali çok zayıftır. Elbette sıfır kaygıdan bahsetmiyoruz. Bu sınav, öğrencilerin geleceğine yön verecek ciddi bir adımdır. Kalbinizin biraz daha hızlı atması olumlu bir durumdur. Ancak bu süreci sürekli düşünmek, stresi artırır. Bu, stres dolu bir bardağı uzun süre havada tutmaya benzer.”

Velilere çağrı: “Süreci hoşgörüyle tamamlayın”

Velilere de tavsiyelerde bulunan Daban, sözlerini şöyle tamamladı:

“Öğrenciler kadar anne ve babalar da bu sürecin stresini yaşamaktadır. Ancak sınav yaklaştıkça yaşanan bu stres, zaman zaman çocuklara karşı olumsuz davranışlara yol açabiliyor. Bu kısa sürede en önemli tavsiyemiz; öğrencilere hoşgörü ile yaklaşmaları, anlayışlı ve destekleyici olmalarıdır. Tıpkı bir takım gibi düşünün: bir tarafta anne-baba, bir tarafta çocuklar, diğer tarafta eğitimciler var. Eğitimciler görevlerinin çoğunu ifa etti. Kalan bu kısa süreçte ailelerin anlayışlı yaklaşımı, öğrencilerin sınav sürecini daha sağlıklı atlatmasını sağlayacaktır.”

"Bu sınav hayatın sonu değil"

Daban, açıklamasının sonunda üniversite sınavına girecek tüm öğrencilere başarı dileklerinde bulunarak, “Bu sınav hayatın sonu değil. Önümüzdeki yıl tekrar yapılacak. Ancak gönlümüzden geçen, her öğrencinin bu yıl istediği üniversite ve bölüme yerleşmesidir. Dualarımız bu yöndedir” dedi. (İLKHA)