28 Şubat post modern darbesinin yıl dönümünde değerlendirmelerde bulunan Hür-Der Başkanı Şaban Dalgın, Müslümanların, darbeyi gerçekleştiren aktörlerin mücadele ettiği ruh halinde olmadığını belirtti.

Türkiye'de İslam dininin bireysel ve toplumsal hayatta uygulanmasını engellemeye yönelik Amerika ve İsrail projesi olarak gerçekleştirildiği bilinen 28 Şubat post modern darbesinin üzerinden 19 yıl geçti.

İnsan Hak ve Hürriyetler Derneği (Hür-Der) Başkanı Şaban Dalgın, 28 Şubat post modern darbesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

28 Şubat darbesinin, Türkiye Cumhuriyetinin laik ve ulusçu yapısını korumaya yönelik gerçekleştirildiğini söyleyen Dalgın, Müslümanların, darbeyi gerçekleştiren aktörlerin mücadele ettiği ruh halinde olmadığını belirtti.

Türkiye'de yaşayan Müslümanların günden güne İslami yaşamdan uzaklaşmasının, darbenin bir nebze de olsa başarıya ulaştığını gözler önüne serdiğine vurgu yapan Dalgın, "Biz, 28 Şubat'ın mücadele ettiği ruh halinde miyiz? özellikle İslami kesim olarak bu konu şüphelidir. Müslümanlar 28 Şubat öncesinde sahip oldukları ‘İslam gelecek, zulüm bitecek' anlayışı ve ruhuna sahip midir? Şu an ‘İslam geldi, Müslümanlar yönetimdedir.' diyoruz. Fakat ‘İslam gelecek, zulüm bitecek' sloganımız ne yazık ki söndü. ‘Zulüm devam edecek, zulmü önlemek mümkün değil. Halimizden memnunuz' der hale geldik. Bu da 28 Şubat'ın bir nebze de olsa başarılı olduğunu göstermektedir." dedi.

Müslümanların, İslam'ı bireysel ve toplumsal olarak hayatlarına hâkim kılma isteğine daha ciddi sarılması gerektiğini dile getiren Dalgın, "Halk onlara karşı 2002 seçimlerinde cevap verdiğini sanıyorsa bile onlar halen mevcuttur. İstemedikleri Kur'an hâkimiyeti yönündeki çalışmalarına halen devam etmektedirler. Ne yazık ki, Kur'an-ı isteme yönündeki büyük hevesimiz törpülenmiştir. Müslümanlar ‘Başımıza kendimizden olan birilerini getirdik, artık onlar her şeyi yaparlar' deyip dünyaya daldılar, yozlaşmaya başladılar. İslam'ı hem bireysel olarak hem toplumsal olarak hayatımıza hâkim kılma isteğine daha ciddi sarılmalıyız. Bu dava, sürekli zinde olmayı, sürekli çalışmayı ve ölünceye kadar Allah yolunda olmayı gerektirir." ifadelerini kullandı. (Hamza Adiyaman/Emrah Deniz-İLKHA)