​Öğretmen atamasında yapılan mülakatın hukuki boyutlarıyla ilgili açıklamada bulunan Avukat Harun Agah, hukuki güvenilirlik ve öngörülebilirliğe zarar veren bu uygulamanın tamamen kaldırılması gerektiğini söyledi.

Öğretmen atama sürecinde gerçekleştirilen mülakata yönelik  İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan Avukat Harun Agah, öğretmen adaylarının yazılı sınavdan aldıkları puandan uzak bir sözlü mülakat puanı almaları halinde adayların hukuki sürece başvurmaları gerektiğinin altını çizdi.

15 Temmuz darbe girişiminde önce atamaların KPSS sıralamaları dikkate alınarak gerçekleştirildiğini hatırlatan Agah, darbe girişiminin ardından sözlü mülakatın getirildiğini ifade etti.

İlgili bu düzenlemelere göre sözlü sınavda 60 altında puan alan adayların, başarısız sayılacağının uygulamaya konulduğuna işaret eden Agah, "Örneğin bir aday KPSS puanı ile atanacağı alanda Türkiye birincisi olsa dahi sözlü sınavda 60 altında puan alması durumunda tercih hakkı olmayacak ve atanamayacaktır. Bu yeni düzenleme ile KPSS puanı ile sıralama yapılarak alım yapılacak her bir pozisyon için üç katı adayın sözlü sınava çağrılmaya hak kazanacağı, sözlü sınav uygulaması ve atamalara ilişkin hususların da başarılı olan adayların ise öncelikle sözlü sınav puanına bakılacak, eşitlik halinde KPSS puanına göre sıralama yapılacaktır. Bu durumda yazılı sınavda alınan puan önemini yitirerek, tamamen sözlü sınava dayalı bir eleme sistemi ortaya çıkmaktadır." dedi.

"Sınav komisyonlarının tarafsız kalıp kalmadığı denetlenebilir olmalıdır"

Öğretmen adaylarının, sınav komisyonunun adaletine terk edilmemesi gerektiğini savunan Agah, "Memurluğa girişte liyakati belirleyici bir kriter olması tartışmalı olsa da en azından belirli, somut olarak denetlenebilir bir sınavdır ancak sözlü sınavda ise tamamen adaylar sınav komisyonlarının adaletine terkedilmiştir. Sınav komisyonu çünkü bu sorulan soruları herhangi bir kayıt altına almamakta. Bu nedenle kişiler de yargı yoluyla haklarını savunamamaktadırlar. Anayasaya göre idarenin her türlü eylemine karşı yargı yolu açıktır. Bu nedenle idarenin eylemlerinin de denetlenebilir olması gereklidir. Sözlü sınavlarda sınav komisyonlarının adaylar arasında tarafsız kalıp kalmadığı, eşitlik ilkesine uyup uymadıkları denetlenebilir olmalıdır." ifadelerine yer verdi.  

"Sözlü sınav adayların güvenlik ve arşiv soruşturmasına paravan yapılmaktadır"

Danıştay Genel Kurulu, Danıştay daireleri ve idare mahkemelerin de kararlarında bu hususa değindiğini anlatan Agah, "Buna göre; sözlü sınavlarda adaya sorulan soruların neler olduğu, adayın bu sorulara ne cevaplar verdiği, sınav komisyonun verdikleri puanlarında gerekçelerinin neler olduğu tutanak altına alınması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Yine sözlü ve görüntülü kayıt imkânı varken, sözlü sınavda adayın sorulara verdiği yanıtların teknolojik imkânlardan yararlanarak sesli ve görüntülü kayıt altına alınmamasını hukuka aykırılık olarak görmüş ve ilgili idari işlemlerin iptaline karar verilmiştir. Uygulamada görüldüğü üzere sözlü sınav, adayların güvenlik ve arşiv soruşturmasına paravan yapılmaktadır. Güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlanan adaylara henüz mülakat aşamasında 60’ın altında puan verilerek bir ön eleme yapılmaktadır." şeklinde konuştu.

"Komisyonun gerekçelerin kayıt altına alınması gereklidir"

Liyakatin sağlanabilmesi için mülakat sisteminin tamamen kaldırılması gerektiğini dile getiren Agah, "Danıştay kararlarında olduğu gibi teknolojik imkanlarla kişinin verdiği cevapların komisyonun gerekçelerin kayıt altına alınması gereklidir ki idarenin eylemlerine karşı yargı yolunu açık bir şekilde adaylar kullanabilsinler. Adaylar bu durumda ne yapmalıdır? Almış oldukları KPSS puandan çok aşağıda bir puan ile sözlü sınavda elemişlerse bu durumda hak düşürücü sürelerini geçirilmeden ivedilikle haklarını takip ederek idari işlemin iptalini hukuki yollardan talep etmelidirler." ifadelerini kullandı. (İLKHA)