LGBT’li bir grubun Taksim’de yaptıkları yürüyüşe tüm kesimlerden tepkiler gelmeye devam ediyor. Memur-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, yürüyüşe tepki göstererek “Birileri Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmaya çalışıyor” dedi.
İstanbul'da LGBT'li grupların içerisinde bulunduğumuz Ramazan ayının hiçe sayarak gerçekleştirdiği yürüyüşe bir tepki de Memur-Sen Gaziantep Şubesi'nden geldi.
Türkiye gibi bir memlekette Ramazan ayında böyle bir ahlaksızlığın tertiplenmesinin acı bir durum olduğunu ifade eden Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, "Her cenahtan bize ve değerlerimize saldırılıyor. Mübarek Ramazan günü birilerinin Taksim'de yürüyüş yapmış olması da bana göre bu saldırıların bir parçasıdır." ifadelerini kullandı.
Müslüman olan bir ülkede eşcinsellerin İslam'ın bütün değerlerine hakaret ederek yaptıkları yürüyüşü kınadıklarını belirten Gök, İLKHA'ya yaptığı açıklamada, yapılan bu ahlaksız yürüyüşün demokrasi ve özgürlük maskesi altında şirin gösterilmeye çalışıldığına dikkat çekti.
"Her cenahtan bize ve değerlerimize saldırılıyor"
İçinde bulunduğumuz zamanda İslam düşmanlarının dört bir yandan Müslümanlara ve İslam'ın kutsal değerlerine yönelik saldırıya geçtiğini vurgulayan Gök, "Çin'inden İsrail'ine ve ülkemizde bazı cenahlar değerlerimize saldırıyor. Yani görüyorsunuz Suriye'nin içindeki karışıklardan hep Müslümanlar zarar görüyor. Bu küresel emperyalizm, siyonizm iş başındalar. Her cenahtan bize ve değerlerimize saldırılıyor. Mübarek Ramazan günü birilerinin Taksim'de yürüyüş yapmış olması da bana göre bu saldırıların bir parçasıdır. Yani bizim ahlak ve maneviyat çizgisinden nasıl koparılırız projesinin bir hamlesi diye düşünüyorum." dedi.
"Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmaya çalışanları çok net görüyoruz"
Birilerinin Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmaya çalıştığına dikkat çeken Gök, "Bizler Müslümanız, bu toplumum yüzde doksan dokuzu Müslüman, Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmaya çalışanları çok net görüyoruz. Şu anda değerlerimize, İslam'a ve Müslümanlara dört bir yandan saldırı var. Ben ama şuna inanıyorum biz ümit varız karanlığın en yoğun olduğu zaman güneşin doğduğu andır. öyle bir güneş doğacak ki gözlerimiz ışığa doyacak. Ben bu hareketleri doğacak güneşin müjdesi olarak görüyorum. Küfür küfrüyle kalacak, kan dökenler döktüğü kanda boğulacak ve Allah'ın izniyle zafer inananların olacak." temennisinde bulundu.
İslam'ın değerlerine ve Müslümanlara yönelik saldırılarda İslam alimleri başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının en üst düzeyde tepki vermesi gerektiğini kaydeden Gök, "Âlimler peygamberlerin varisleridir. Bir toplumu yönetenler yanlış yaparsa âlimlerin çıkıp bunu ifade etmesi gerekir veya sadece yöneticilere yönelik değil toplum içerisinde hâsıl olan bütün yanlışlıkları birinci derecede ifade etmesi gerekenler, düzeltmesi gerekenler âlimlerdir. Bugün bu noktada âlimlerimiz üzerindeki bu sindirilmişlikler, baskılar bir an önce atılmalı ve âlimler inisiyatif alıp topluma önderlik etme noktasında üzerine düşen uyarıcı görevini yerine getirmelidir." şeklinde konuştu.
Bu mesuliyetimizi mutlaka yerine getirmemiz gerekir
Görevin sadece âlimlere değil sivil toplum örgütlerine de düştüğünü hatırlatan Gök, "Müslümanlar üzerinde özellikle kendi değerlerine saldırıldığında boynunu bükme, bunu kabullenme sanki bir kader gibi öğretilmiş durumda. Ben buna öğretilmiş çaresizlik diyorum. Bu toplum üzerinde öğrenilmiş çaresizliğin pratiğini yıllarca uyguladılar. Dolayısıyla sivil toplum örgütlerimiz olsun, âlimlerimiz olsun, İslami hassasiyete sahip insanlar mazlum kimliğini benimsediler. Kendi değerlerine saldırıldığında sustular artık böyle olmaması gerekir." ifadelerini kullandı.
Gök son olarak, birileri İslami değerlere saldırırken Müslümanları inisiyatif alması ve konuşması gerektiğini ifade ederek "Toplumu uyarmamız gerekir, âlimlerin de bu noktada harekete geçmesi gerekir. Rabbim bu âlimlere ve bu sivil toplum kuruluşlarına kavuştursun." dedi. (İbrahim Koçyiğit- İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu " (Yenidoğan) Çeteyi ortaya çıkartan, onu takiple delillendiren, bebeklerimizin ölümüne engel olan bir kişiye niye istifa istenir? Onları yakalattığımız için mi?" dedi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Demokrasi ve insan haklarına inanan ülkeler ve uluslararası mekanizmalar ivedilikle harekete geçmeli, bebek katillerinin hak ettiği cezayı almaları için gereğini yapmalıdır." dedi.
Tarihçi-Yazar Dr. Abdulkadir Turan, "Kudüs küresel hakimiyetin, cihan hakimiyetinin simgesi durumundadır. Dolayısıyla bir çekişme konusu haline gelmiştir." dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin işgalci siyonistler Benjamin Netanyahu ve Yoav Galant hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama emri çıkarmasını memnuniyetle karşıladı.