"Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"a eklenen geçici maddeyle 38 bin hükümlü ve tutuklunun tahliyesini değerlendiren hukukçu Av. Mirhan Özbekli, yasal düzenlenmenin bütün kesimi kapsaması gerektiğini söyledi.

Kanun Hükmünde Kararnameyle, "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"a eklenen geçici maddeyle gerçekleşen tahliyeleri değerlendiren Av. Mirhan Özbekli, yasal düzenlenmenin bütün kesimleri kapsaması gerektiğini ve insanın doğasında olan birey özgürlüğünün önemime vurgu yaptı.

Özbekli,  “Türkiye’de Cumhuriyetinin kuruluşunda dahi 1925’de büyük bir katliam, büyük bir insanlık dramı yaşanıyor ama 1928’de bir af çıkarılıyor. Cumhuriyet tarihine bakın 10 yılda, 5 yılda bu konuda ciddi anlamda bir yasal düzenlemeye gidiliyor ama özellikle bu siyasi iktidar döneminde bu anlamada yasal bir düzenlemeye gidilmedi. İktidar bunu gözden geçirmelidir. Bu iktidar döneminde suç işleme oranı, tutuklu ve hükümlü sayısının yüzdelik olarak geçmişle kıyaslandığında iktidarın bu anlamada ciddi hatalar yaptığı ortadadır. Bu açıdan bu siyasi iktidarın düzenlemeyi yeniden ele alması ve yeni düzenlemeye gidilmesi gerekiyor. Bu iktidar döneminde ceza infazıyla ilgili ciddi anlamda bir gelişme yaşanmamıştır ve hep geriye gidilmiştir.” dedi.

Toplumsal barış ve özellikle suçun önlenmesiyle ilgili atılan adımların toplumun sorunlarını çözmekten uzak olduğunu ifade eden Özbekli, sözlerine şöyle devam etti:

“İşlenen suç dosyalarına; özellikle haklarında soruşturma başlatılıp da dava açılan ve cezayla sonuçlandırılan dosya miktarına bakıldığında, yüzde 200-300’lük bir artış görülmektedir. Bu da Türkiye’de yürütülen gerek yargılama, gerek soruşturma, gerek bireyin suç işlemesine yönelik çalışmalar ve gerekse de cezaevinde özellikle bireyin topluma kazandırılması yönüyle çıkarılan yasa ve uygulamaların çok da faydalı olmadığını ortaya koymaktadır.”

“Dünyada suç oranları düşerken Türkiye’de artıyor”

Dünyada suç oranının düştüğünü Türkiye’de ise artığına dikkat çeken Özbekli, “Bugün dünyada birçok ülkede suç işleme oranı düşüyor. Türkiye’de ise neredeyse yılda yüzde 100’e varan bir artış görülüyor.  Bu da bütün olarak, yani konuk göçlerin uygulamalarından tutun, suç işlemeyi önlemeye yönelik çalışmalarına, yargılama ve özellikle de cezaevinde infazın gerçekleştiği ortamdaki uygulamaların bireyi topluma kazandırmadığı, suç işlemekten alıkoymadığı aksine her gün biraz daha suç işlemeye ittiğini ortaya koymaktadır. Bunun da başka bir izahı yoktur. Bu açıdan yapılan yasal düzenlenme bütün kesimleri kapsamalıydı. Fakat her hâlükârda insanın doğasında, fıtratında olan şey bireyin özgürlüğüdür. Bir birey eğer özgürlüğüne kavuşuyorsa karşısında durmanın bir anlamı yoktur. Aksine desteklenmesi gerektiği görüşündeyim.” ifadelerini kullandı. (Emrah Deniz-İLKHA)