Eğitim-Bir-Sen İstanbul 3 No'lu Şube Başkanı Erol Ermiş; işgal rejiminin 7 ay önce Filistin'de başlattığı soykırımın ilk günlerinde, resmî kurumlarda boykot meselesinin iyi uygulandığını ancak zamanla kontrol mekanizması azaltılınca bazı kurumlara, okullara tekrar boykot ürünlerinin girmeye başlandığını hatırlatarak, işgal rejimine destek veren ürünler yerine yerli mallarına destek olma çağrısında bulundu.
Siyonist rejime destek veren firmaların ürünleri, birçok alan ve mekânda boykot edilmeye devam ediliyor.
Geçtiğimiz cuma günü öğle saatlerinde Ümraniye'de kaydedilen "boykot protestosu" takdirle karşılanmıştı. Cep telefonu kamerası ile kaydedilen görüntülerde Ümraniye Mehmet Ali Yılmaz İlkokulu'nda öğle arasında bahçede oynayan çocuklar, işgal rejimine verdiği destekten dolayı boykot listesinde bulunan dondurma markasının kamyonunu görünce protesto etmişti.
İstanbul'da İl Milli Eğitim Müdürlüğü 6 Kasım tarihinde, 39 ilçenin Milli Eğitim Müdürlüğüne okullarda ve Milli Eğitim'e bağlı kurumlarda işgal rejimine destek veren ürünlerin satışının yapılmaması üzerine bir yazı göndermişti.
Ancak Ümraniye'de çekilen görüntüler sonrasında akıllara Milli Eğitim Müdürlüğü 'boykot kararını askıya mı aldı?' sorusu geldi.
Konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuşan Eğitim-Bir-Sen İstanbul 3 No'lu Şube Başkanı Erol Ermiş, zamanla kontrol mekanizması azaltılınca bazı kurumlara, okullara tekrar boykot ürünleri girmeye başladığını belirterek, hiçbir zaman boykot ürünlerinin kullanılmaması gerektiğini belirtti.
"Zamanla kontrol mekanizması azaltılınca bazı kurumlara, okullara tekrar boykot ürünleri girmeye başlamış"
İşgal rejiminin 7 Ekim'den beri Filistin'e düzenlediği saldırılarda Türkiye'de ve dünyada işgal rejimine destek veren ürünlere ciddi manada boykot başlatıldığını ifade eden Ermiş, "Ülkemizde de resmî kurumlar hemen hemen boykota uydular. İlk başta iş çok güzel gidiyordu, zamanla kontrol mekanizması azaltılınca bazı kurumlara, okullara tekrar boykot ürünleri girmeye başlamış. Fikriyatımız şudur; hiçbir zaman boykot ürünlerinin kullanılmaması lazım. Özellikle bu katliamlar sürdüğü sürece de hiçbir şekilde boykot ürünlerinin özellikle resmî kurumlarda satılmasını kabul etmek mümkün değildir. Yerli ürünlerimiz var; dondurmaysa yerli dondurma var, kola ise o da var, içecekse var. Bunların ürettiği şeyleri yemesek, içmesek ölmeyiz." dedi.
"Görülen her yerde boykot ürünlerini protesto etmek lazım"
Ümraniye'de bir okulda minik öğrencilerin işgal rejimine destek veren bir firmanın aracına yaptığı protesto hakkında konuşan Ermiş, "Çocuklarımızı tebrik ediyorum. Bize meselenin ehemmiyetini tekrar hatırlattılar ve geldiğimiz noktayı da görmüş olduk. Kontrol azalınca bu ürünleri getirmişler. Bu tür eylemleri yaygınlaştırmak lazım. Görülen her yerde boykot ürünlerini protesto etmek lazım. Bu şekil protesto etmekten vazgeçmemek lazım. Sürekli bu noktanın üzerinde durmak lazım." şeklinde konuştu.
"israile kurşun olarak gidecek bir mala katkıda bulunacağımıza kardeşlerimizin ürettiği yerli ürünlere yönelmemiz önem arz ediyor"
Boykot meselesinin yerli üretime teşvik etme açısından bir fırsat olduğunu ve bu fırsatı iyi değerlendirmek gerektiğini belirten Ermiş, "Hep beraber şunu düşünmemiz lazım; bizim paramız niye yabacıya gidiyor? Yabancıya para olarak gitmekle kalmıyor aynı zamanda kardeşlerimize de kurşun olarak dönüyor. Haliyle sadece savunma sanayiinde değil her alanda yerli üretimi ve yerli sanayiyi desteklememiz lazım. Biz destek vermediğimiz sürece kardeşlerimizin ürettiği şeyler hem yaygınlaşmıyor hem de daha kaliteli hale gelmiyor. Dondurma protestosundan hareketle baktığımda bizim yerli firmalarımız da gerçekten çok güzel dondurma üretiyorlar. Yabancıdan alacağımıza, israile kurşun olarak gidecek bir mala katkıda bulunacağımıza kardeşlerimizin ürettiği yerli ürünlere yönelmemiz önem arz ediyor. Bakarsınız ilerde bizim ürünlerimiz daha kaliteli hale gelir ve dünyanın tercih ettiği markalar haline gelebilir. Milletçe buna odaklanmalıyız, odaklanırsak başarırız." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Malatya'da hekimler ve sağlık çalışanları, bu hafta düzenledikleri sessiz yürüyüşte, Gazze’de bulunan hastanelere yönelik saldırıların katliamlara dönüştüğünü, söz konusu saldırıların uluslararası alanda henüz bir yaptırıma maruz bırakılmadığına dikkat çektiler.
İşgalci siyonist rejimin Gazze'ye yönelik saldırılarını lanetlemek, Avrupa ve ABD'de çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek amacıyla Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri de "Filistin'e Destek, Soykırıma Lanet" sloganıyla basın açıklaması yaparak yürüyüş düzenledi.
İşgalci siyonist rejimin Gazze'de başlattığı soykırımın ilk günlerinden beri meydanlarda olduklarını ve yaptıkları eylemlerinin birileri tarafından küçümsendiğini belirten üniversite öğrencileri, yaptıkları eylemlerin bugün başta ABD olmak üzere birçok ülkedeki üniversitelere yansıdığını ve küresel intifadayı yeşerttiğine dikkat çekerek, soykırım sona erene kadar eylemlerini sürdüreceklerini ifade etti.
Dünya tarihinde benzeri olmayan zulmü, Haçlıların yaptığı eylemlerle kıyaslayan Siirt Uluslararası Öğrenci Derneği (SUDER) Kadın Kolları Başkanı Fatma Erdemci, siyonist işgal çetesinin Filistin'e yönelik saldırılarına ve dünya Müslüman liderlerinin sessizliğine dikkat çekti.