İşgal rejimi İsrail'in, ezan okunmasını kısıtlayan yasa tasarısını onaylanmasına sert tepki gösteren Özgür Kudüs Platformu Bölge Sözcüsü Sertaç Tekdal, ezan yasağının tedrici bir planın parçası olduğuna dikkat çekti.
İşgal rejimi İsrail'in parlamentosu Knesset'in, ezan okunmasına kısıtlama getiren yasa tasarısını onaylanmasına özgür Kudüs Platformu tepki gösterdi.
özgür Kudüs Platformu Güneydoğu Anadolu Bölge Sözcüsü Sertaç Tekdal, İLKHA'ya yaptığı açıklamada ezan sesinin kesilmesinin bir nevi İslam'ın sesinin kesilmesi anlamına geleceğini ve ümmet için büyük bir hüsrana dönüşeceğini belirtti.
Tekdal, Siyonist işgal rejimin kuruluşunda bu yana büyük vahşetler işlediğine dikkat çekerek ezan yasağı tasarısını bu vahşetin bir örneği olduğunu ifade etti.
Ezan tasarısının ilk aşamada kısmen de olsa yasak olacağını söyleyen Tekdal, "Bu, İslam'a ve İslam şiarlarına yapılan apaçık bir savaş ilanıdır. Dünya coğrafyasında İslam'la savaşın merkezinde bulunan Siyonist işgal rejimi aslında ezan yasağıyla birlikte bir haçlı özlemini taşımaktadır. Siyonist işgal rejiminin, haçlı özlemiyle birlikte İslam'a karşı topyekûn savaş gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz. Aslında bu İsrail'le ilgili bir durumda değildir. Batı özelinde düşündüğümüzde tüm İslam düşmanlarının İslam'a karşı topyekûn taarruza geçtiğini söyleyebiliriz. " dedi.
"Ezan, yeryüzü zalimlerine ve zorbalarına karşı başkaldırışın bir ilanıdır"
Geçmiş dönemlerde bazı ülkelerde de ezanın yasaklanmasına yönelik girişimlerin olduğunu hatırlatan Tekdal, konuşmasına şöyle devam etti: "2014 yılında Hindistan'da benzer bir yasak söz konusu oldu. Çin'de Doğu Türkistan'da bir yasak ilan edildi. Macaristan'da bir kentte cami yapımı ve ezan okunması yasaklandı. Bunula birlikte 15 Marta Hollanda'da olan bir seçim vardır ki bu seçime girecek olan aşırı sağcı ve koyu Protestan partilerinde seçim programlardaki en önemlisi İslamlaşmaya karşı mücadele üzerine kuruludur. Yakın zamanda bunun bir örneğini Kıbrıs'ta gördük. Türkiye'de CHP zihniyeti sosyal medyada ezanla ilgili paylaşımlarını gördük. Bir zamanlar Türkiye'de İslam'la savaşın bir göstergesi olarak 1932 ila 1950 yılları arası ezan yasağı söz konusu oldu."
Ezanın, Allah'a inancın ve tevhidin bir haykırışı olduğunu vurgulayan Tekdal, "Ezan, yeryüzü zalimlerine ve zorbalarına karşı başkaldırışın bir ilanıdır. Dolayısıyla başta İsrail olmak üzere tüm İslam düşmanlarının şu anda bir korkusu ve telaşı vardır. Bu telaşın bir göstergesi olarak da böyle uygulamalar, icraatlar gerçekleştirilmektedir." diye belirtti.
Siyonist işgal rejimi İsrail'in ezan yasağıyla ilgili ilk icraatı olmadığını ve daha önce muhtelif zamanlarda girişimlerinin olduğunu sözlerine ekleyen Tekdal, "Daha önceki girişimlerinin gerekçeleri şuydu: Siyonist İsrail, ezanın tahrik edici olduğunu iddia ediyordu. Aslında dışardan gelip o coğrafyayı işgal eden kendileri, fakat ezanın tahrik edici olduğunu iddia eden yine kendileri oluyordu. Sonraki dönemdeki gerekçe ise ezanın gürültü kirliliği yaptığına dair bir iddiadır. Oysaki ironik tarafı, gürültü olduğunu iddia eden İsrail, sadece ezanı yasaklamaktadır. Diğer inançlardaki ritüellere karışmazken özellikle ezanın yasaklanması burada niyetin ne kadar aşikâr bir şekilde İslam karşıtlığı olduğunun bir göstergesidir. Tabi bu aslında İsrail'in aşamalı bir şekilde, yapmaya çalıştığı bir plandır. Şu anda her ne kadar belli bir süreyi kapsamada ki gece 11'den sabah 7'ye kadar olan bir zamanı kapsıyor. Yasa, sabah ezanını kapsıyor fakat bunlar kesinlikle tedrici bir planın parçasıdır. Eğer bu tutarsa ve tepkiler cılız kalırsa, bu anlamda onları durdurabilecek bir tepki söz konusu olmazsa tabi ki İsrail bundan sonraki aşamaları da gerçekleştirecektir. Ve her geçen gün ümmetin en önemli mekânı, ümmettin mukaddesatının merkezi olan bir nokta olan Kudüs'te, Mescid-i Aksa'da bu yasakları genişletecektir." diyerek terör rejiminin, işgal ettiği topraklarda konut yapımı ve Mescid-i Aksa'nın altını kazma çalışmalarının da bir plan dahilinde olduğunu aktardı.
Filistin'de ezan sesinin kesilmesi halinde, bunun ümmet için büyük bir zillet ve büyük bir hüsran olacağını söyleyen Tekdal, tüm İslam ülkelerinin yönetici ve halkıyla birlikte terör rejimine tepkisini ortaya koyması gerektiğini vurguladı. (Emrah Deniz, M. Hüseyin Temel-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Kredi kartı borcundan trafik cezasına kadar yapılandırılması gerektiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yeniden yapılandırma bütçeye önemli bir gelir sağlayacağını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Lokman Hekim Üniversitesi tarafından Ankara’da düzenlenen “Uluslararası Helal Kongresi”ne katıldı.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye'nin toplam nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 872 bin 39 kişi oldu. Genç nüfus, toplam nüfusun yüzde 15,1'ini oluşturdu.
"Kobane" bahaneli olaylara ilişkin görülen davada tutuklu yargılanan HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında mahkeme, ayrı ayrı suçlardan toplamda 42 yıl ceza verirken aynı davada yargılanan HDP eski eş genel başkanı Figen Yüksekdağ ise toplam cezası 30 yıl 3 ay oldu.