Gazeteci-Yazar Oğur: HÜDA PAR, Kürtler ile iktidar arasında diyalogu sağlayabilecek bir noktada duruyor
![Gazeteci-Yazar Oğur: HÜDA PAR, Kürtler ile iktidar arasında diyalogu sağlayabilecek bir noktada duruyor Gazeteci-Yazar Oğur: HÜDA PAR, Kürtler ile iktidar arasında diyalogu sağlayabilecek bir noktada duruyor](/img/NewsGallery/2025/2/15/442775/FeaturedImage/254810ed-9f14-4bcb-944c-abfc55dec148.webp)
HÜDA PAR'ın düzenlediği "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı"nda konuşan Gazeteci-Yazar Yıldıray Oğur, Kürtlerin beşerî ve siyasi gücünün önündeki en büyük engelin "silah" olduğuna vurgu yaparak Kürt meselesinin çözümünde HÜDA PAR'ın yapıcı rolüne dikkat çekti.
HÜDA PAR'ın Diyarbakır'da düzenlediği "Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı" birçok akademisyen, ilim adamı ve siyasetçinin katılımıyla devam ediyor.
Kürt meselesinin çözümüne dair farklı perspektiflerden yaklaşımların ele alındığı Çalıştay'ın 1'inci Oturumu Eğitimci Fatih Taş'ın sunumu ve Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Abdurrahim Akdağ'ın moderatörlüğünü yaptığı 1. Oturumda; katılımcılar, Çalıştay'da Kürt meselesinin tarihi, toplumsal ve siyasi boyutlarını ele alarak çözüm önerilerini dile getirdi.
Çalıştayın birinci oturumuna konuşmacı olarak katılan Gazeteci Yazar Oğur, "Bölgesel Gelişmeler ve Kürt Meselesinin Yeniden Konuşulması" başlıklı konu hakkında konuştu.
Kürt meselesinin ele alındığı bir toplantıda olduklarına göre, bugüne kadar ki çözüm arayışlarında başarılı olunmadığı anlamına geldiğine işaret eden Oğur, "Bu ortak kimlik, bizi bu Kürt meselesini çözmede başarılı kılamamış. Demek ki burada bir sorun var. Yani Türkiye'deki sorunları, Türkiye'deki duyarsızlıkları bir tarafa bırakalım, 'Enfal' diye operasyon yapılmış bir bölgeden bahsediyoruz. Yani Kur'an'ın bir ayetiyle Kürtlere yönelik operasyon yapılmış bir bölgeden bahsediyoruz. O yüzden o da tam olarak bu sorunu çözmüyor. Burada bir sorun var. Yani sadece bu referanslarla konuşmak meseleyi çözmüyor. O yüzden tarihten ve onun bütün yüklerinden ayrılıp bugüne gelmek daha somut. Bugünle ilgili, bugünkü koşullarla ilgili bir analiz yapmak gerektiğini düşünüyorum." Dedi.
"Kürt meselesinin çözümü hepimizin üzerine bir yük olarak biniyor"
Kürt meselesinin birçok boyutuyla ele alınması gerektiğini kaydeden Oğur, "Kürt meselesi dediğimizde içinde tarihin de olduğu onlarca meselenin iç içe girdiği girift bir meseleden bahsediyoruz. O yüzden bunun böyle kolay bir çözümü yok. O yüzden Kürt meselesinin çözümü hepimizin üzerine bir yük olarak biniyor. Çok ağır bir yük. Çünkü bunun içinde dil sorunu var, statü sorunu var, Anayasal sorunlar var, hapishanelerdeki insanların sorunları var, ceza kanunlarıyla ilgili olan kısımlar var ve silah var." diye konuştu.
"Silahlı bir örgütün var olmasıyla ilişkili pek çok sorun yaşıyoruz"
Kürt meselesinin küçümsenecek bir mesele olmadığının altını çizen Oğur, "Çünkü Kürt meselesinin son 40 yılını aslında bu silah hegemonize ediyor ve belki de Kürt meselesinin konuşulmasını ve bir adım ileriye gidilmesinin de önünde duruyor.
Bugün Türkiye'de Kürt meselesinin şiddet, silah ve PKK sadece sonucu değil aynı zamanda sebebi haline gelmiş durumda. Kürt meselesinde hayati birçok mesele aslında silahla doğrudan ilişkili. Yani silahlı bir örgütün var olmasıyla ilişkili pek çok sorun yaşıyoruz. Hapishanede olan insanlar, kayyumlar, bunların hepsi silahla siyaset arasındaki o gri alan ve bunun hukuk içerisinde de yani bu çok hukuki olmayan yorumlarla bu insanların aleyhine kullanılmasıyla da biraz yaratılmış sorunlar. O yüzden de silahı ortadan kaldırmak Kürt meselesinde bizim zannettiğimizden çok daha büyük bir problemin ortadan kalkmasına neden olacak diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Kürtlerin beşerî ve siyasi gücünün önündeki engel silahtır"
Kürtlerin müthiş bir beşerî ve siyasi gücünün bulunduğunu belirten Oğur, ancak bu beşerî ve siyasi gücün önündeki en büyük engelin silah olduğuna vurgu yaptı.
Oğur, "Silah, bu beşerî ve siyasi gücü kriminalize ediyor şu anda. Kürtlerin, Kürt meselesinin çözümüyle ilgili mücadelesine bir katkı sunmuyor. Çünkü PKK'nın Türkiye'den bir alan hakimiyeti kurması, buradan bir parça koparması mümkün değil. Bu çok uzun süredir zaten mümkün değildi. Fakat teknolojik olarak da artık silahlı olarak mücadele edilmesi de mümkün değil. Kürtlerin silahlı mücadeleye olan inancı, talebi neredeyse bitmiş durumda. Türkiye'den PKK'ya katılımlar çok azalmış durumda ve üçüncü büyük önemli faktör de Türkiye'de Kürt meselesinin konuşulması. Devlet Bahçeli, çok tarihi bir adımla bu meselede öncü rol oynadı. Şimdi o çağrıyı yapabilecek Türkiye'de 2 kişi vardı, biri Devlet Bahçeli, biri de Erdoğan. Yani Zekeriya Bey yapsaydı muhtemelen hakkında soruşturma açılırdı." ifadelerini kullandı.
"HÜDA PAR, Kürtler ile iktidar arasında bir diyalogu sağlayabilecek bir noktada duruyor"
Gelinen aşamanın çok önemli bir fırsat olduğuna dikkat çeken Oğur, "Özellikle ben burada HÜDA PAR'ın çok önemli bir yapıcı rolü, bir ara yüz olma rolü olacağını düşünüyorum. HÜDA PAR, bu başarı hikayesini çok büyütmüş durumda ve önemli bir yerde duruyor. Yani Kürtler ile iktidar arasında bir diyalogu sağlayabilecek bir noktada duruyor. Özellikle HÜDA PAR Türkiye'nin batısındaki İslamcılarla diyaloglarını arttırarak ve parti üzerindeki pozitif etkisini de kullanarak bu silah bırakma meselesinin, Kürt sorununun çözümü meselesine doğru evrilmesini, yani masaya Kürt meselesinin ve Kürtlerin taleplerinin gelmesinde önemli itici güç haline gelebilir ve bu çok kıymetli olur." değerlendirmesinde bulundu.
Kürt meselesinin çözümünde HÜDA PAR gibi ara yüzlere çok ihtiyaç bulunduğuna vurgu yapan Oğur, "Devlet Bahçeli'nin de bu işin içerisinde olması bunu çok kolaylaştırıyor. Cumhurbaşkanı bu meselede zaten uzun bir süredir taraf. Fakat bunun derinleşmesi, Kürt meselesinin silah dışındaki diğer maddelerinde de açılımlar yapılabilmesi, Türk tarafında güven sorunlarının aşılması için özellikle HÜDA PAR gibi ara yüzlere çok fazla ihtiyaç var. Bu toplantılar inşallah bunlara vesile oldu." dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Tarihçi-Yazar Mustafa Armağan, HÜDA PAR'ın düzenlediği çalıştayda yaptığı konuşmada, "Türkiye'de bu kadar millet var, bu kadar farklı etnik kavim var, hiçbirimiz birleşmeden önce gerçek tadımızda değiliz ancak birleştiğimizde 'Zemzem' oluyoruz." dedi.
Şehidler Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik, "Her çağda olduğu gibi bu çağda da izzetimizi ve onurumuzu muhafaza etme adına mutlaka şehadet kavramını iyi bir şekilde kavramalı, çocuklarımıza anlatmalı ve bizden sonraki nesillere de bir miras olarak bırakmamız lazım." dedi.
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, "Kürt sorununun çözümü için atılması gereken pek çok adım, yapılması gereken çok iş var. Ama öncelikle kardeşlik ikliminin onarılması gerekiyor. Irkçılık-milliyetçilik sorununun aşılabilmesi kardeşlik zemininin yeniden ve sağlam temeller üzerinde tesisini gerektiriyor." dedi.
Eski Milletvekili Mehmet Metiner, "Kürt meselesi, Kürtleri mesele olarak gören CHP’nin inkarcı zihninin bir ürünüdür. Kürtlere yönelik inkar, asimilasyon ve baskı politikalarının oluşturduğu trajik bir mesele asla 'Kürt meselesi' olarak tanımlamaz." dedi.