15 Temmuz’daki ABD destekli darbe girişiminin ardından yurt çapında gösteriler devam ederken Bingöl’de darbeye karşı direniş nöbetinde, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin halka hitap etti.

15 Temmuz Cuma akşamı yaşanan ABD destekli darbe girişimine karşı Bingöl'de meydanlara inen halkın nöbeti tüm coşkusuyla devam ediyor. Gösterilerin yapıldığı alanda bir konuşma yapan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, "Onlar bu memlekete darbe yapmak istedi ama bu halk, onların darbesine darbe yaptı, o yüzden bu zafer milletin zaferidir." dedi.

HÜDA PAR Bingöl İl binası önünde bir araya gelen partili üye ve gönüllüler ile vatandaşlardan oluşan yüzlerce kişi, Genç Caddesi'nde ellerinde Tevhid bayraklarıyla yürüyüşe geçti.

Yürüyüşün ardından darbeye karşı direniş nöbetinin tutulduğu alanda bir araya gelen kalabalık grup, ‘Halk burada darbeciler nerede' ‘Kahrolsun Amerika', ‘Zalimler için yaşasın cehennem' sloganları atarak tekbirler getirdi.

Gösterilenin yapıldığı alanda toplanan halka seslenen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, "Zaferiniz mübarek olsun. Birkaç gün önce Amerika ve İsrail ile işbirliği içerisinde şer odaklarının darbe girişimini millet bitirdi ve girişimlerini boşa çıkardı. Onlar bu memlekete darbe yapmak istedi ama bu halk onların darbesine darbe yaptı, o yüzden bu zafer milletin zaferidir." dedi.

"Zafer tankların önüne yatan, canını veren bu halkın zaferidir"

Kazanılan zaferin, tankların önüne yatan, namlulara göğsünü siper yapan ve kurşunlarla canını veren bu değerli halkın zaferi olduğunu ifade eden Şahin, "Darbe karşısında sokaklara dökülen ve kahramanca direnen, canını veren ve hayatını bu memlekete adayan kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Rabbim onları şehitler zümresine yazsın. Çok değerli kardeşlerimizi kaybettik ama çok şükür onlar sayesinde memleketimizi kaybetmedik. Onlar canlarını verdi, memleketi kurtardı. Onlar büyük bir kahramanlık ve büyük bir destan yazdılar. İnanın sizler de tarih yazıyorsunuz. Darbeye karşı duran ve meydanlarda olan sizler tarih yazıyorsunuz. Sokaklarda olan meydanlarda olan Türkiye halkı tarih yazıyor. Tarih bu direnişi yazacaktır." dedi.

"Darbeyi ve halkın kahramanca direnişini sulandırmaya çalışıyorlar"

"Bizler farklı siyasi partilere, farklı görüşlere, farklı ırklara ve hayat tarzlarına sahip insanlar olsak da memlekete sahip çıkmak için sokaklara döküldük" diyen Şahin, "Bu memleketin gerçek sahipleri daha darbenin ilk saatlerinde sokaklara döküldü. Ancak bazıları da darbenin ilk dakikalarında Diyarbakır'da Batman'da gece sokağa çıkıp darbe oluyor diye kutlama yaptılar, halk sokaklara dökülünce bunlar kuyruklarını kıstırıp inlerine çekildiler ve halk bunların darbe sevinçlerini kursaklarında bıraktı. Darbenin ilk saatlerinde sevinenler ve beklemeye geçenler, darbe acaba nasıl olacak, sonuç verecek mi, şeklinde içten içe darbeyi isteyenler, ilk saatlerde hiçbir açıklama yapmadılar ve darbeye karşı durmadılar. Ta ki tablo netleşince ve işin rengi ortaya çıkınca, darbenin gerçekleşemeyeceğini anlayınca, halk ortaya çıkıp darbeyi engelleyince, o zaman siyaseten ortaya çıktılar ve darbe karşıtı açıklama yaptılar. Bir hafta boyunca da tabanlarını ve taraftarlarını sokaklara, alanlara çağırmadılar. Şimdi bir hafta sonra ortaya çıkıp bizlere ve sizlere, yani darbe karşıtı halka IŞİD'çi diyorlar. Darbeye bir tiyatro ve oyundur diyorlar. Darbeyi ve halkın kahramanca direnişini sulandırmaya çalışıyorlar. Şimdi yeni yeni açıklama yapanlar, içten içten darbe sevicilerdir. Darbecilerin ipi nasıl ki Amerika'nın elindeyse onların da ipleri Amerika'nın ve İsrail'in elindedir. Bunlar da bu memlekette ayrıca darbe yapmanın ve darbeye zemin hazırlamanın savaşını veriyorlar." ifadelerini kullandı.

"Bu memleket hepimizindir, yangın yerine dönerse hepimiz yanacağız"

Şahin konuşmasına şöyle devam etti: "Ama elhamdülillah bu halk artık uyandı, Türküyle, Kürdüyle, Zazasıyla ve Sünnisiyle uyandı, inşallah Alevisiyle de uyanacak. Bu memleket hepimizindir bu memleket yangın yerine dönerse hepimiz yanacağız. Müslümanın dışında solcusuna, laikine, Kemalistine, her kesime gidip söylüyoruz, bu memleket hepimizin. Bu memleketin farklılıklarını ayrıştırmayalım, ayrışmalarımız üzerinden çatışmayalım. Bu memleket Suriye'ye dönerse hepimiz yanacağız. Suriye'de şu anda sadece müslüman mı yanıyor? Hayır, solcu da yanıyor, Nusayri de yanıyor, Süryani de yanıyor, Kürdü, Türkü, Arabı , Şiisi, Sünnisi hepsi yanıyor. Bu memleket, bu toprak, bu vatan hepimizin. Farklılıklarımızı ayrıştırmadan hepimiz ülkemize sahip çıkmalıyız."

"FETö, Jitem, Ergenekon ve derin devletin mağduru olmuş olanları görün"

"Darbeye karşı sokaklara dökülen halkın bu tablosu önemli bir tablo, bu tabloda yıllardır devlet zulmü görmüş olanlar var." diyen Şahin şunları söyledi:

"Bu tabloda yıllarca Kemalist rejimin zulmünü görmüş olanlar var. Derin devletin, FETö'nün zulmünü görmüş olanlar var. Ama dışarıdan ülkeye darbeye teşebbüsü olunca, iç hesapları bir tarafa bıraktı, yaşadıkları zulmü bir tarafa bıraktı, mağduriyetlerini bir tarafa bırakıp, gelip burada memleket savunmasına katıldı. Darbe karşısında memleketinin ve halkının yanında yer aldı. Ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz: Bu meydanlarda olan FETö, Jitem, Ergenekon ve derin devletin mağduru olmuş olanları görün. Bu darbeciler darbe yaptılarsa, daha önce de bize darbe yaptılar. Daha önce İslami kesimlere darbe yaptılar. Binlerce kardeşimize işkence yapıp cezaevlerine attılar. Şu anda hala yüzlerce kardeşimiz bunların mağduru olarak cezaevlerinde. Bu mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi gerekir."

"Allah o darbe gecesinin karanlığını sabahın aydınlığına çevirdi"

Şayet darbe gerçekleşseydi, 16 Temmuz sabahının onlarca yıl sürecek bir karanlığa dönüşeceğini vurgulayan Şahin, "Allah onların darbesine fırsat vermedi. Allah o darbe gecesinin karanlığını sabahın aydınlığına çevirdi. Onlarca yıl sürecek olan darbe gecesinin karanlığını sabahın aydınlığına çeviren alemlerin Rabbine sonsuz hamd u senalar olsun. Allah'a ne kadar şükretsek azdır. Şayet darbe gerçekleşseydi, memleketi Amerika'ya İsrail'e teslim edeceklerdi ve memleketin geleceğinden 50 yıl çalacaklardı." diye vurguladı.

"Allah darbelerine izin vermedi ve sizin elinizle onlara darbe yaptırdı"

Şahin, "Bu darbe sadece hükümete yapılmadı, bu ülkeye ve insanlara yapıldı ama elhamdülillah Allah darbelerine izin vermedi ve sizin elinizle onlara darbe yaptırdı. İslam alemi içinde, ellerinde avuçlarında olmayan darbe yapabilecekleri bir tek Türkiye vardı, istediler ki tam olarak Türkiye de avuçlarında olsun, istediler ki Türkiye'yi Mısır'a çevirsinler. Ama çok şükür istedikleri olmadı." diye konuştu.

Osmanlı'nın son dönemlerinden itibaren bu ülkede darbeler olduğunu ifade eden Şahin, "Cumhuriyetin kuruluşu ile beraber darbeler bu ülkede geleneğe dönüştü. Daha önceki darbeleri Kemalist ulusalcı, sol çevreler yapıyordu. Ama bu darbeyi suret-i haktan görünen, kendisine İslam görüntüsü veren, başına Cebrail külahı geçirmiş İblis ve müridleri gerçekleştirdi."diye belirtti.

"Müslüman toplumun ahlakını ve huzurunu bozan Allah düşmanları ile beraber olamaz"

"Bu darbe gösterdi ki; Müslümanlık sadece namaz kılmak, oruç tutmak, ilim sahibi olmak değildir." diyen Şahin, "Müslümanlık aynı zamanda kimlerle birlikte olmakla da alakalıdır. Allah ahirette "kulum ben seninle beraberdim, sen kiminle beraberdin" diye soracak. Bir Müslüman Amerika, israil ile beraber olup, İslam coğrafyasına operasyon yapamaz. Aynı zamanda bir Müslüman toplumun ahlakını ve huzurunu bozan Allah düşmanları ile beraber olamaz." dedi.

"Gülen ve grubu, Amerika'nın büyük bir projesiydi"

Şahin konuşmasının sonunda şunları söyledi:

"Darbe girişiminin can yakıcı sonuçları oldu ama darbe, FETö mensuplarının, FETö yapılanmasının temizlenmesi noktasında hayırlara vesile oldu. 40 yıldır devletin içine çöreklenen yapılanma, temizlenmiş oldu. Gülen grubu, bu darbe girişimiyle resmen intihar etti. Bakın, Gülen ve grubu, Amerika'nın büyük bir projesiydi ve bu projenin büyük amacı İslam toplumunda olan insan ve madde kaynaklarını bu hareketin saflarında toplayıp İslam'ın enerji ve gücüne dönüşmesini engellemek, günü geldiğinde de bu potansiyeli İslam'a ve Müslümanlara karşı kullanmaktı. Bu projenin bir amacı da Gülen'e cemaat görüntüsü verip, cemaat kavramını itibarsızlaştırıp, Müslümanları cemaat kavramından uzaklaştırmaktı. Bu yapıyla cemaat kavramını kirletmeyi amaçladılar ve kısmen de olsa başardılar. Bunların yaptıklarından dolayı kim İslam'dan, İslam'ın kavramlarından uzaklaşırsa, bu projenin amacına ulaşmasına yardımcı olmuş olacak. Bunların yaptıklarının İslam'la, Müslümanlıkla alakası yoktur." (Nihat Kanat- İLKHA)