Kızıltepe tarihi Ulu Cami’nin restorasyon çalışmalarını inceleyen Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürü Metin Evsen, caminin etrafında 2 ucube binanın dikilmesini doğru bulmadıklarını söyledi.
Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından 2015 yılı yatırım programına alınan Kızıltepe tarihi Ulu Cami’nin restorasyon çalışmalarını Kızıltepe İlçe Müftüsü Masum Taşçı ile birlikte inceleyen Vakıflar Bölge Müdürü Metin Evsen, dünyanın hiçbir yerinde koruma alanının belirlendiği bir alanda yapılaşma yapılmadığını ama burada yapıldığını söyledi.
Mardin'in Kızıltepe (Qoser) ilçesinde Artukoğulları'ndan Yavlak Arslan tarafından 1200'lü yıllarda yapımına başlanan ve kardeşi Artuk Arslan tarafından 1204 yılında tamamlanan yaklaşık 800 yıllık tarihi Ulu Cami'nde 2015 yılında başlanan restorasyon çalışmaları devam ediyor.
Restorasyon çalışmalarını inceledikten sonra İLKHA muhabirine açıklamalarda bulunan Evsen, restorasyon çalışmalarının birçok alanda devam ettiğini, cami içinin Ramazan ayına kadar bitirilip ibadete açmayı düşündüklerini söyledi.
“Caminin içini Ramazan'dan önce bitirip ibadete açmayı düşünüyoruz”
Kızıltepe Ulu Caminin bölgenin en tarihi camilerinden biri olduğunu söyleyen Evsen, “Mimari açıdan da çok özellikli bir camimizdir. Restorasyon çalışmalarımız devam ediyor. Caminin mevcut halinde herhangi bir minarenin olmadığı gördük ama eski fotoğraflarda, belgelerde caminin minaresi var onunla ilgili de projelerimizi revizyondan geçirdik inşallah bu ay Kültür Varlıkları Koruma Kurulundan gerekli izinleri alırsak minareyle ilgili çalışmaları başlatıyoruz. İnşallah camiyi tamamlamayı bu sene, içini de Ramazan'dan önce bitirip ibadete açmayı düşünüyoruz.” dedi.
"Caminin içini, dışını ve çatısını tamamıyla değiştirdik"
Ulu Caminin köklü tarihi bir eser olduğunu caminin tarihini öğrenme açısından bazı yerlerde sondaj çalışması yaptıklarını belirten Evsen, “Bu camimiz 1960 yıllarında bir restorasyon görmüş ama beton çimento çok fazla kullanılmıştı. Tabi eski eserlerde çok çimento kullanma bizim tavsiye etmediğimiz ve kabul etmediğimiz bir uygulamadır. Caminin içini, dışını ve çatısını tamamıyla değiştirdik. Kubbe olan yeri değiştirdik caminin bazı yerlerinde problem vardı oraları güçlendirme işlemlerini yaptık. Görüldüğü gibi camimizin birçok yerinde çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah bu sene caminin bütün restorasyonunu bitirmeyi düşünüyoruz.” diye konuştu.
“Bu kadar güzel bir caminin etrafına 2 ucube binanın dikilmesini çok doğru bulmuyoruz”
Caminin çevre düzenlemesini yapmaya çalışırken evlerin sahipleriyle yapılan görüşmede uzlaşı sağlayamadıklarını söyleyen Evsen, şöyle devam etti:
“Bunlar mülkiyeti özel şahıslara ait evlerdir. Buranın restorasyonuna başlamadan önce kamulaştırma çalışmalarını başlattık 2006-2007 yılı civarında o zaman takriben 20’ye yakın ev vardı Biz buranın çevre düzenlemesini yapmaya, kamulaştırma bedellerini vermeye çalışırken vatandaşın yaklaşımı biraz faklı oldu. İlgili şahıslarla görüştük fakat onlarla bir uzlaşma imkânımız olmadı gerekli çalışmaların hepsini yaptık ama uzlaşma sağlanamadığı için kamulaştırma işlemlerini yapamadık. Kamulaştırma işlemlerini yapamayınca tabi bizim cami restorasyonunu geriye bırakmak olmazdı. Buna rağmen cami restorasyonuna başladık. Koruma alanı içerisinde kabul edilen bu 2 bina sonradan yapıldı. Belediye ruhsat vermişti koruma kurulu onları mahkemeye verdi. Koruma kurulu dava açtığı için mahkemeden ne sonuç çıktığını bilmiyorum. Dolayısıyla bu kadar güzel bir caminin etrafına 2 ucube binanın dikilmesini çok doğru bulmuyoruz. Keşke böyle bir manzarayla karşılaşmasaydık. BDP belediyeleri döneminde oldu tabi bu tarihi doku açısından kabul edilecek bir uygulama değil yani, böyle bir eserin yanında bide koruma alanının belirlendiği bir alanda. Siz koruma alanında dünyanın hiçbir yerinde bir yapılaşma yapamazsınız ama burada yapıldı! Nasıl yapıldı, nasıl ruhsat verildi? Bilmiyorum! Bunların hepsi bir uzlaşma olacak ki maliyet olacak yani bir paranız olacak ki insanlarla anlaşacaksınız hem bu işi çözmeniz lazım ilgili yerlerle görüşüldüğü zaman uzlaşma ve ödenekle ilgili sorunlar çözülürse sorun çözülür diye düşünüyorum.” (Mehmet Aslan-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Kredi kartı borcundan trafik cezasına kadar yapılandırılması gerektiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yeniden yapılandırma bütçeye önemli bir gelir sağlayacağını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Lokman Hekim Üniversitesi tarafından Ankara’da düzenlenen “Uluslararası Helal Kongresi”ne katıldı.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye'nin toplam nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 872 bin 39 kişi oldu. Genç nüfus, toplam nüfusun yüzde 15,1'ini oluşturdu.
"Kobane" bahaneli olaylara ilişkin görülen davada tutuklu yargılanan HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş hakkında mahkeme, ayrı ayrı suçlardan toplamda 42 yıl ceza verirken aynı davada yargılanan HDP eski eş genel başkanı Figen Yüksekdağ ise toplam cezası 30 yıl 3 ay oldu.