Halep’te yaşanan saldırılar sonucu hayatını kaybedenler için İstanbul Fatih Cami’sinde kılınan gıyabi cenaze namazının ardından, saldırılar telin edildi.

İstanbul Fatih Camisinde Cuma namazının ardından Halep'te yaşanan katliamlarda hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kılındı. Ardından cami avlusunda bir araya gelen özgür Der üyeleri tarafından yapılan basın açıklaması ile yaşanan katliamlar protesto edildi.

Gıyabi cenaze namazına özgür Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, özgür Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay ile Davet ve Kardeşlik Vakfı Recep Songür katıldı.

Grup, Esed-Rusya ‘Şer ittifakına karşı direnen Halep'in yanındayız' , ‘Katil ABD Ortadoğu'dan defol!' pankartları açarken, sık sık ‘Halep halkı yalnız değildir, ‘Katil Putin Suriye'den defol!', ‘Zalimler Allah'a hesap verecek' sloganları attı.

Harun Ünal'ın kıldırmış olduğu cenaze namazının ardından açıklama yapan özgür Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay, Bosna katliamını örnek göstererek, şu an Suriye'de yaşananların bir soykırıma doğru gittiğini, yaşanan bütün ölümlerin, Birleşmiş Milletler ve NATO'nun gözlerinin önünde gerçekleştiği vurgusunu yaptı.

"Füzelerle insanları katletmenin adalet ve hukukla bir ilişkisi yok"

Suriye halkının sadece gıdaya değil , emperyalist güçlere karşı yeterli ve donanımlı silahlara ihtiyaçları olduğunu belirten Alpay; "Gönül esasen beş yıldan beri Suriye'ye sadece selamlar, dualar, battaniyeler, ilaçlar ve un çuvalları göndermekle iktifa etmeye razı değil. Gönül esasen beş yıldan beri, Suriye halkının üzerine bombalarla, füzelerle ölüm yağdıran katil Esad, Rusya ve Amerikan ordusuna karşı Suriyeli kardeşlerimize uçaksavarlar ve tanksavarlar göndermektir. Suriye halkının, muhtaç olduğu şey cesaret değil, Suriye halkının muhtaç olduğu şey dünyaya ve Orta Doğuya keyfince hükmetmeye ve egemenlik kurmaya çalışan emperyalist güçlere karşı yeterli donanımlı silahlardır. Suriye halkını bombalarla boyun eğdirmenin, füzelerle katletmenin insanlıkla hukukla adaletle nasıl bir ilişkisi kurulabilir." ifadelerini kulandı.

"Bosna katliamının, çok daha büyük bir modeli karşımızda"

Konuşmasının devamında, Suriye'de yaşanan katliamların bir soykırım olduğunu ifadeden Alpay, "Bu bir savaş değil, bu bir soykırımdır. Gerçekten basit bir işgal girişimi değil. İşgal girişimini aşan ve katliamın önüne geçen bir soykırımdır. Bosna katliamının, çok daha büyük bir modeli karşımızda. Birleşmiş Milletlerin adeta gözleri önünde, NATO'nun sessizliğinde, Amerika ve Rusya arasında sergilenen bir takım diplomatik tiyatrolar eşliğinde Suriye halkı adeta kan denizinde boğulmakta. Geçen hafta Birleşmiş Miletler zirvesinde Cumhurbaşkanımız şöyle bir cümle kurdu, ‘Suriye sadece niçin Suriyelilerin olmuyor?' Hakikaten Suriye'de, Rusya'nın ambulansları, fırınları bombaladığını sorgulamadan, sadece haber vermenin, haber yapmanın bir mantığı yok." dedi.

"Suriyeli kardeşlerimiz kendi ülkelerinde huzur ve varlık içerisinde yaşamalı"

Yaşanan savaştan dolayı memleketlerinden ayrılan Suriyelilerin kendi ülkelerinde huzur ve sağlıklı bir şekilde yaşaması gerektiğini belirten, Alpay, "Biz bugün Türkiye halkı ve siyaseti olarak, akrabalarımız, kardeşlerimiz ve komşularımız olan mazlum Suriye halkının yanındayız. 2 Milyon Suriyeli kardeşlerimiz bugün Türkiye'de bizim misafirimiz. Onlar başımızın tacı ama gönül istiyor ki, kardeşlerimiz kendi ülkelerinde, şehirlerinde ve mahallelerinde güven, huzur ve varlık içerisinde yaşamlarını sündürebilsinler." şeklinde konuştu.

"Müminler olarak Suriyeli kardeşlerimize karşı vazifemizi yapmalıyız"
Son olarak, Davet ve Kardeşlik Vakfı Başkanı Recep Songör ise yaptığı konuşmada, Suriyeli kardeşlerimize karşı, müminler olarak yapmamız gerekenlerin olduğunu belirterek, " Bu zamanın zalimlerine lanet olsun. O zalimlere karşı susanlara da lanet olsun. Bizler müminler olarak Halep'e gideceğimiz günleri, ümmetin kurtulacağı o günleri bekliyoruz ve o günler için sabrediyoruz. Allah'a şu duayı ediyoruz ki, Allah'ım mazlumların intikamını almadan bizlere ölümü nasip etme. Zalimlerden ve kafirlerden zulümden başka bir şey beklenmez. Onlar kendilerince yapması gereken görevlerini yapıyorlar. Ama biz müminler olarak yapmamız gerekenleri yapıyor muyuz?" ifadelerini kulandı
Yapılan konuşmanın ardından grup sessiz bir şekilde dağıldı. (Ahmet Karkas-Mehmet Tahir özsoy- Ahmet Kurt/İLKHA)