Midyat Eğitim Kültür Sağlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği AZİM DER Söğütlü Mahallesi Temsilciliği, yaklaşan Kurban Bayramı münasebetiyle bir seminer düzenledi.

Midyat Azim Derneği Söğütlü Mahallesi Temsilciliği yaklaşan Kurban Bayramı sebebiyle, günden güne amaçlarından saptırılan bayramların ve kurban kesme ibadetinin hakkıyla eda edilmesi için mahalle sakinlerine seminer verdi.

"Kurban Allah'a yakınlaşmaktır"

Dernek binasında verilen seminerde araştırmacı yazar Fehmi Kaplan Hoca bir konuşma yaptı.

Son yıllarda bayramların gerçek amaçlarından saptırıldığını ifade eden Kaplan Hoca, "öncelikle bir şeyi ifade etmek gerekir ki, biz bu bayramları hakkıyla eda etmiyoruz. Şuan ki hâkim sistem bayramların gerçek amaçlarından saptırılması için elinden ne geldiyse yapmıştır. Bir nevi bayramları tatil havasına sokmuştur. Bayramlarımız dokuz günlük tatillere dönüşmüştür. Oysa kurban kelime olarak Allah'a yaklaşma yakınlaşma anlamına gelmektedir. Yani kulun rabbine yaklaşması anlamına gelmektedir." dedi.

Hz Âdem'in ve Hz İbrahim'in hayatlarından dinleyicilere kesitler sunan Kaplan, Habil ve Kabil' in sunduğu adakların da birer kurban olduğunu ve Hz İbrahim'in kıssasından çıkarılması gereken derslerin olduğunu söyledi.

"Hz İbrahim'i Allah'a (cc) dost kılan samimiyetidir"

Kurban kesmenin sadece basit bir hayvanı kesmek olmadığını ,Hz Âdem (as) ‘den beri var olan bir ibadet olduğunu söyleyen Kaplan, "Nasıl bir olay yaşanmış ki kurbanı sunmak zorunda kalıyorlar. Onları buna iten sebepler nelerdir. Bizler Hz İbrahim'in şahsında kurbanın ne olduğunu anlamamız lazım. Hz İbrahim'i Allah'a (cc) dost kılan samimiyetidir. Kendisi tek başına çağın nemruduna, en zalim diktatörlerine, müstekbirlerine karşı koymuştur. Onlara başkaldırmıştır. Allah'ın dinini haykırmıştır. Fakat işin ilginç tarafı 120 yaşına gelmesine rağmen bir çocuğu yoktur. Onun neslini devam ettirecek bir çocuğu yoktur. Ama çocuğunun olmasını da istiyor. Ve bunun için Allah'a dua ediyor. Ya rabbi bana bir oğul versen onu sana kurban edeceğim." dedi.

Bir sosyoloğun deyimiyle kurbanın Allah'a yaklaştırmaması halinde kasaplıktan öteye gitmeyeceğini dile getiren Kaplan, Hz İbrahim'in yanında Hz. Hacer ve Hz. İsmail'in de tam manasıyla Allah'a teslim olduğunu ifade etti.

"Kurban bu işin sadece edebiyatını yapmak değildir"

Kaplan, "Eğer kendimizi kurban etmek istiyorsak Allah'ın dinine gerçekten hizmet etmemiz lazım. Allah'a kurban olmak, malını, sevdiklerini, nefsini onun yoluna feda etmektir. Kurban bu işin sadece edebiyatını yapmak değildir. Pratiğini yapmak önemlidir." dedi.

Hz. İbrahim oğlu Hz. İsmail'i kurban etmeye çalışırken, Hz İsmail' in ona söylediği cümleleri dinleyicilere aktaran Kaplan, "Babacığım, Gözlerimi bağla, ellerimi ve ayaklarımı da bağla. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın. Babacığım gözleri bağla ki, ola ki bıçağı boğazıma dayadığında can havliyle geriye çekilmeyeyim. Ellerimi ve ayaklarımı da sıkı ağla ki, sağa sola çırpınıp da benden sıçrayacak kan senin üstüne gelip de kirletmesin. İşte kurban olmak budur." İfadelerini kullandı.

"Allah'a yaklaştıracak ne varsa kurban edilmelidir"

Hz. İsmail'in (as) bizlere bazı dersler verdiğini dile getiren Kaplan, son olarak şunları söyledi :

"Biz dünyanın hiçbir güzelliğini Allah'a yaklaşmaya tercih etmemeliyiz. Biz dünyanın tüm nimetlerini arkaya atarak var gücümüzle Allah'a yaklaşmak için, Allah'ın dininehizmet etmeliyiz. Allah Hz İbrahim'in oğlu Hz İsmail'i neden kurban etmesine müsaade etmedi? Deniyor ki eğer Hz, İbrahim, Hz İsmail'i kurban etseydi, kurban Bayramı geldiğinde her bir baba oğullarından bir tanesini kurban edecekti. Acaba tüm insanlar Hz İbrahim'in gösterdiği teslimiyeti gösterebilecekler miydi? Ya da hangi oğul buna cesaret edecekti. Eğer gerçekten hakkıyla iman edersek kendimizi kurban etmiş oluruz. Yoksa birbirimizin boğazını kesmek değildir kurban. Bir Müslümanın kendisini Allah'a yakınlaştıracak neyi varsa onu feda etmelidir." (M. Zeki Aygur – İLKHA)