Kurban kesmek yerine karşılığını nakdi olarak Gazze'ye gönderebilir miyiz?

Dünya Müslüman Âlimler Birliğinin fetvasına göre Gazze'de kurban parasını Gazze gibi savaş ve ihtiyaç içindeki yerlere gönderip orada bir temsilciye kurban kestirmek mümkünse bu yapılmalı. Böylece o kişi kurban sevabını almış olur.
Dünya Müslüman Âlimler Birliğini Kudüs ve Filistin Komisyonu, "Kurban kesmek yerine karşılığını nakdi olarak Gazze'ye gönderebilir miyiz?" sorusuna ilişkin bir fetva yayımladı.
Ayet ve hadislerle kurban ibadetinin öneminin anlatıldığı ve 3 maddenin sıralandığı fetvanın tamamı şöyle:
"Kurban ibadetinin aslı; Müslümanın, Kurban Bayramı günü ve teşrik günlerinde Allah’a yakınlaşmak amacıyla kurbanlık hayvan kesmesidir. Bu ibadet, Hz. İbrahim’in sünnetini ihya etmek ve Allah’tan sevap beklemek için yapılır. Kurban kesmek, sırf kan akıtmakla gerçekleşen bir ibadettir ve bu ibadet bizzat Allah’ın şu ayetiyle sabittir:
'Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.' (Kevser, 2)
Peygamber Efendimiz de bunu bizzat tatbik ederek her bayram kurban kesmiştir. Bu, Müslümanların güç yetirdikleri sürece ihya etmeleri gereken bir şiar, İslam ümmetinin bayram günündeki sembolüdür. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
'Biz her ümmet için bir kurban ibadeti belirledik ki, kendilerine rızık olarak verdiğimiz hayvanlar üzerine Allah’ın adını ansınlar.' (Hac, 34)
Bu nedenle ilim ehli, kurban kesmenin parasını sadaka olarak vermekten — miktarı daha fazla bile olsa — daha faziletli olduğuna hükmetmiştir. İbn Kayyim (rh.) şöyle der:
'Kurbanı kesmek, yerinde yapılan bir ibadet olarak, bedeli sadaka vermekten daha faziletlidir. Zira kurban kesmenin bizzat kendisi ibadettir ve namazla birlikte zikredilmiştir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: 'Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.'
(Kevser, 2)
'De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.' (En’âm, 162)
Şeriatın genel ilkeleri dikkate alındığında, farz olan bir ibadetin yerine getirilmesi, nafile olan bir ibadetle Allah’a yakınlaşmaktan daha sevimlidir. Nitekim Allah Teâlâ, kudsi bir hadiste şöyle buyurur:
'Kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşamaz.'
(Buhari, Ebu Hureyre’den)
Canı kurtarmak ise, Allah’ın en büyük ibadetlerinden biridir:
'Kim bir canı yaşatırsa, sanki bütün insanlığı yaşatmış gibidir.' (Maide, 32)
Bir insanın açlıktan ölmesine göz yummak caiz değildir. Nitekim Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
'Bir mahallede bir kişi açlıktan sabahlarsa, o topluluk Allah’ın himayesinden uzak olur.'
(Ahmed, İbn Ömer’den)
Bu meselede alimlerin sözleri de gayet açıktır. Abdurrezzak, Süfyân es-Sevrî'den nakleder: İmrân bin Muslim’den, o da Suveyd bin Ğafle’den: Suveyd şöyle der:
'Bilâl’i şöyle derken işittim: Bir yetimi veya toz toprak içindeki bir garibanı doyurmak için kurbanın parasını sadaka olarak vermem, kurban kesmekten daha sevimlidir.'
İbn Teymiyye (rh.) ise şöyle der:
'Nafile olarak yapılan hac, farz olmayan sadakadan daha faziletlidir. Ancak kişi muhtaç akrabalarına yardım edebilecekse sadaka vermesi daha faziletlidir. Aynı şekilde, acil ihtiyacı olanlara yardım etmek gerekiyorsa bu da önceliklidir. Ama her ikisi de nafile ise hac daha faziletlidir. Kurban ve akika da böyledir; bunlar, sadece parasını sadaka vermekten daha üstündür.'
(Mecmû’ el-Fetâvâ, 5/382)
İbn Useymin (rh.) şöyle der:
'Eğer mesele kurban kesmek ile bir fakirin borcunu ödemek arasında kalırsa, borcu ödemek daha önceliklidir. Özellikle borçlu kişi yakın akraba ise.'
(Fetâvâ ve Rasâil İbn Useymin, 13/1496)
Gazze’deki kardeşlerimiz, Mescid-i Aksa’yı savunmak için kendilerini ortaya koymuşlardır. Onlar, zalim Siyonist işgalcinin karşısında sabırla direnmekte ve insanlık dışı bir kuşatma altında açlıkla mücadele etmektedirler. Bazı çocuklar bu yüzden hayatını kaybetmiştir. Dünyadaki şer güçleri onların kuşatılmasında birleşmiştir. Bu nedenle, böyle bir durumda Müslümanlar, kardeşlerini düşmanlarına terk edemezler. Ellerinden gelen yardımı yapmaları farzdır.
Buna göre:
1.Kurban parasını Gazze gibi savaş ve ihtiyaç içindeki yerlere gönderip orada bir temsilciye kurban kestirmek mümkünse, bu yapılmalı ve o kişi kurban sevabını almış olur.
2.Eğer hayvan bulunamıyor ve kesim imkânı yoksa, o zaman kişi kendi beldesinde kurbanını kesebilir ve ek olarak Gazze’ye yardım gönderebilir.
3.Her ikisini birden yapamayanlar için, mücadelenin sürdüğü bu topraklara kurban parasını göndermek, Allah yolunda mal ile cihat sayılır ve büyük ecir getirir.
Sonuç olarak, kurban İslam’ın sembollerindendir ve Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre müekket sünnet; Hanefi mezhebine göre ise vaciptir. Ancak cihat ve mazlumlara yardım farzdır ve bu yardım, kurban sevabından daha büyük sevap kazandırır. Kim kurban kesemiyorsa, imkânı kadarını kardeşlerine ulaştırmakla sorumludur. Bu da Allah yolunda yapılması gereken bireysel cihattır." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Ailenin toplumların temel yapı taşı olduğunu belirten Nisanur Dergisi Yazarı Arzu Demir, güçlü ve sağlıklı toplumların ancak değerlerine bağlı aile yapılarıyla mümkün olabileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye çalışma ziyaretinde bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, annelik ve babalığın itibarsızlaştırıldığına dikkat çekerek, dijital medya mecralarıyla küresel ölçekte cinsiyetsizleştirme gibi marjinal ideolojilerin ve zararlı akımların topluma dayatıldığını ifade etti.