Mardin’deki taş yapılı tarihi evlerin, mevsim normallerinin üstündeki yağışla birlikte tek tek yıkılmaya başlaması halkı endişelendirirken, yıkılan evlere kimsenin sahip çıkmaması tepkilere neden oluyor.
Mardin’in tarihi ama bakımsız evleri, yağan yağmurla bir bir yıkılıyor. Tarihi, mimari ve kültürel yapısıyla 1983 yılından beri UNESCO’nun geçici koruma listesinde yer alan Mardin’de yıkılan evlere kimsenin sahip çıkmaması tepkilere neden oluyor.
Son günlerde mevsim normallerinin üstünde yağış alan Mardin, sel baskınlarının yanı sıra sahipleri tarafından terk edilen birçok tarihi eve de zarar verdi. Birçok tarihi ev ve konak, bakımsızlıktan yıkılmaya başladı. Özellikle Gül, Diyarbakırkapı, Şehidiye ve Teker mahallelerindeki tarihi evlerin bir bir yıkılması mahalle sakinlerini de korkutuyor.
Yıkılan evlerin kapattığı sokaklar ise taş ve moloz yığınları ile dolup taşıyor. Sit alanı olarak ilan edilen tarihi Mardin’de birçok vatandaş, imkânların daha iyi olmasından dolayı apartman dairelerine taşınırken, bu durum boşalan tarihi evlerin bakımsız kalmaları ve kış mevsiminde yoğun yağışların da etkisiyle yıkılmasına neden oldu.
Mardin’e yakışmayan manzaralar
Mardin’de 200’e yakın evin tehlike arz ettiğini belirten ve 50’ye yakın evin de bir şekilde duvarlarının yıkıldığı bilgisini veren Mardin Mimarlar Odası Başkanı Önder Duyan, UNESCO’nun Kültürel Mirasını Koruma Listesine girmeye hazırlanan Mardin’de yüzlerce yıllık tarihi binaların bakımsızlıktan yıkılmasının bir tarih ve kültür şehrine yakışmadığını söyledi.
Daha refah ve rahat bir yaşam için vatandaşların boşalttığı veya miras yüzünden birbirleri ile anlaşamadıkları için onarım yapmadıkları evlerin son yağışlarla birlikte tek tek yıkıldığını anlatan Duyan, “Tespitlerimize göre Mardin’in gerçek anlamda tarihi mirası konumunda olan 200’e yakın ev için tehlike çanı çalıyor ve ciddi anlamda tehlike altında. Bunların tamamı bakıma muhtaç evler. Birçok ev bakımsızlıktan yıkılmış durumda. Bu da diğer tarihi evleri olumsuz etkiliyor. Çünkü evler birbirine bitişik. Bundan dolayı yıkılan evler diğer evleri de etkiliyor. Kurumların acil eylem planını harekete geçirilmesi gerekir. Aksi tekdirde kısa bir süre içinde taş evlerimiz bir bir tarihe karışacak.” dedi.
“Altın değerindeki evler bir bir yıkılıyor”
Mardin Değerlerini Koruma Derneği Başkanı Beşir Güneş de tarihi Mardin’in en büyük değeri olan tarihi evlerin bir bir yıkılmasına yetkililerden çözüm bulunmasını istedi.
Son günlerde yağan yağmura dikkat çeken Güneş, “Mardin, maşallah büyüklerimizden ve meteoroloji yetkililerden aldığımız verilere göre son 50 yılın en yoğun yağışını alıyor. Bu da hem Mezopotamya Ovası için hem de su kaynakları için bir bereket. Ama maalesef ki böyle bir nimetin tabi bazı külfetleri de oluyor. Yaptığımız incelemelere göre; onlarca ev yağışlardan dolayı zarar görmüş bazıları da neredeyse enkaz haline gelmiş. Tabi bu da bizi üzen bir durumdur. Hani, 'taşı toprağı altın bir Mardin' diyoruz ama bu şekilde bakımsızlıktan dolayı bu evlerin bir bir yıkılması bizi gerçekten derinden üzüyor. Bunlar ya alt yapı çalışmasında izolasyon yetersizliğinden dolayı sızan sular, ya da düzenli bakım yapılmamasından yıkılıyor. Taş binaların kendine has bir harcı var. Binaya beton bulaştırdığınız takdirde taşlarda oynama ve bozulma oluşuyor. Mardin genelinde birçok tarihi boş bina bulunuyor, bunların acil olarak bakıma alınması gerekiyor. Aksi takdirde belki de bu sit alanındaki yüzlerce yıllık tarihi evler, bir süre sonra harabe evler olarak karşımıza çıkar.” diye konuştu.
Tarihi evlere de aynı hizmet istiyorlar
Mahalle sakinleri de son yıllarda beton binalara taşınan vatandaşların terk ettiği eski evlerin bakımsızlıktan ve aşırı yağışlardan dolayı bir bir yıkılmaya yüz tutması ile büyük bir korku ve tedirginlik yaşadıklarını söylediler.
Gül Mahallesi'nde ikamet eden Serdar Özsüer isimli vatandaş, evine gidecek sokağın, taş molozları ile kapandığı için evine gitmekte bile zorluk yaşadığını söyledi.
Mardin’in, kalenin eteğinde kurulduğu için ulaşım sıkıntısı yaşadıklarını ve hizmetin dar ve merdivenli sokaklara gidememesinden şikâyetçi olan Özsüer, mahalleye hizmetlerin tam ve eksiksiz gelmesi halinde tersine göçün yaşanacağını belirterek yetkililerden sit alanı ilan edilen bölgeye de doğalgazın getirilmesini istedi.
Eskiden yukarı Mardin’in cıvıl cıvıl olduğunu kaydeden Mahmut Topalcık, insanların Yenişehir’e taşınmasıyla tarihi evlerin boşaldığını ve bakımsızlıktan yıkıldığını söyledi.
Çocuklardan Beşir Özcan da eskiden bir sürü arkadaşının olduğunu, ancak hepsinin Yenişehir’e taşınmasıyla sokakta kardeşinden başka oynayacak kimseyi bulamadığını söyledi. (M. Salih Keskin – İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın Hankendi şehrindeki zirvede, "israilin Lübnan, Suriye ve İran'a saldırılarının arka planında hepimizin bildiği üzere Filistin halkına diz çöktürme siyaseti yatıyor." dedi.
Kur'an Nesli Platformu Batman İl Koordinatörü Rıdvan Üzümcü, Muharrem ayının onuncu günü olan Aşure Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada; Hazreti Hüseyin'in Kerbelâ'da şehid edilişinin İslam ümmetine bıraktığı mesajları hatırlatarak, bu anlamlı günün birlik, kardeşlik ve zulme karşı direniş bilinciyle değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (EİT) 17. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Azerbaycan’ın Fuzuli şehrine ulaştı.
HÜDA PAR, Cuma namazı saatinin mesai saatleri ile çakışması halinde kamu ve özel sektör çalışanlarının ibadetlerini eda etmelerine imkân tanıyacak şekilde düzenleme yapılması hakkında kanun teklifi verdi.