Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müslümanlar olarak, dünyanın yükünü bizler omuzlarımızda taşıyoruz. Arakanlı yetimler, Suriyeli çocuklar, kendilerinin dahli olmadıkları meselelerin acı sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda bırakılıyor.” dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 32. Toplantısının açılış oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Müslümanlar olarak, dünyanın yükünü bizler omuzlarımızda taşıyoruz. Filistinli çocuklar, Arakanlı yetimler, Türkistanlı mazlumlar, Suriyeli çocuklar, kendilerinin dahli olmadıkları meselelerin acı sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda bırakılıyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezinde üye ülkelerden bakanların ve heyetlerin katılımıyla gerçekleşen, İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 32. Toplantısının açılış oturumunda bir konuşma yaptı.
"Müslümanlar olarak dünyanın yükünü omuzlarımızda taşıyoruz"
Dünyanın, özellikle içinde yer alınan bölgenin uzun bir süredir siyasi, sosyal ve ekonomik buhranlarla boğuştuğuna ve üye ülkelerin bir şekilde bu kritik süreçten etkilendiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya siyasetini meşgul eden, gündemi esir alan bu krizlerin neredeyse tamamının, İslam ülkelerinde gerçekleştiğini söyledi.
"Müslümanlar olarak, adeta dünyanın yükünü bizler omuzlarımızda taşıyoruz. Filistinli çocuklar, Arakanlı yetimler, Türkistanlı mazlumlar, Suriyeli çocuklar, kendilerinin hiçbir dahli olmadıkları meselelerin acı sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda bırakılıyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu coğrafyadan yansıyan haberlerin, kalp taşıyan her insanı derinden yaraladığını, aklın ve vicdanın kabul edemeyeceği hadiseleri gördükçe kahrettiğini belirtti.
"Bize demokrasi ve özgürlük dersi veren ülkeler, kendilerine sığınan çocuklara sahip çıkmaktan aciz"
Suriye ve Irak'taki iç savaşın Avrupa'ya göçe zorladığı 10 bin kayıp çocuğun nerede ve kimin elinde olduğunun bilinmediğini vurgulayan ve "Bize her fırsatta insan hakları, demokrasi, özgürlük dersi veren ülkeler, kendilerine sığınan çocuklara dahi sahip çıkmaktan acizler" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu salondaki her bir kardeşimin, farklı ülkelerden gelen her bir misafirimizin terörden çatışmalara, iç siyasi problemlerden ekonomik zorluklara kadar birçok ağır imtihanla yüzleştiğini biliyorum. Gördüklerimiz, duyduklarımız, okuduklarımız ve şahit olduklarımız karşısında zaman zaman umut pınarlarımızın kuruduğunun da farkındayım." diye ekledi.
"Ebrehe'nin azgın ordusunu yok eden, ebabil kuşlarının minik taşlarıydı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Ama şundan emin olun, her şey zıddıyla kaimdir. İmtihan ne kadar ağır ise, mükâfat da o kadar büyüktür. Bakınız biz de çok veciz söz var. Atalarımız ‘kul sıkışmayınca Hızır yetişmez' derler. Yani sıkıntıda olan, dara düşen ve kendisine inanan insanları Yüce Allah darda koymaz; onlara en zor anlarında muhakkak yardım eder. Biz, bu ilahi lütfa, hem binlerce yıllık İslam tarihimiz, hem de kendi mazimiz boyunca sayısız kez şahit olduk. Ebrehe'nin azgın ordusunu yok eden, ebabil kuşlarının minik taşlarıydı. Hazreti Peygamberi Sevr mağarasında koruyan bir örümceğin incecik ağıydı. Çanakkale'yi geçilmez kılan, boğazı dünyanın en güçlü ordularına dar eden, silah ve mühimmatlardan ziyade milletimizin iman gücüydü. 40 yıllık siyasi hayatımızın en zor dönemlerinde Allah'ın inayetini, yardımını, rahmetini her zaman yanımızda hissettik. Bunun en son örneği 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımızdır."
Üye ülkelerin temsilcilerine, "Gelin artık tavrımızı ortak belirleyelim. Artık biz sömürülen ülkeler olmaktan çıkalım. Gelin artık buralarda kendi geleceğimizi hep beraber kendimiz belirleyelim" çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Kongresinin 11 Eylül terör saldırısı ile ilgili geçtiğimiz aylarda aldığı karara değinerek konuşmasında şu yorumlara yer verdi: "Dediler ki, ‘Bu iki kuleyi Suudi Arabistan vurdu, öyleyse bunun bedelini Suudi Arabistan'dan alacağız. İsteyen Suudi Arabistan aleyhinde dava açabilir.' Dava açmaya başladılar. Böyle mantıksız bir şey olabilir mi? Her ülkenin içinden terörist çıkar mı? Çıkar. Sen şimdi benim ülkemden bir terörist çıktı diye nasıl oluyor da bir devleti, bir ülkeyi cezalandırıyorsun, böyle bir şey olabilir mi? Ama Amerikan Kongresi işte böyle bir kararı alabilme cüretini gösterdi. Bakın şimdi yeni bir adım daha atıyorlar, onu da söyleyeyim, yine Amerika; Kuveyt Türk ve Kuveyt Foundational, bunların bankalarıyla ilgili teröre destek verdikleri düşüncesiyle şimdi bunlara yönelik de aynı oyunu, aynı numarayı çevirmek istiyorlar. Sayın Genel Sekreter bundan da haberiniz olsun. Bunları yakın takibe almamız lazım. Böyle saçmalık olamaz, böyle bir yanlış olamaz. Bakın oyun yine İslam ülkeleri üzerinde. Yani biz terörist yetiştiriyoruz, onlarda hiç böyle bir şey söz konusu değil. Bütün bu kararlar çifte standardın bir yansımasıdır, bunu böyle değerlendiriyorum."
"Batılı ülkeler kendi çıkarlarına ters düşen ülke liderlerini ‘diktatör' olarak yaftalıyor"
Batıda Müslümanlara yönelik önyargıların, ırkçı saldırıların, ötekileştirme politikalarının her geçen gün arttığına dikkat çekerek, İslam ülkelerinin bu çifte standart karşısında, sesini ve tepkisini yükseltmesi gerektiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batılı ülkelerin kendi çıkmazlarını, kendi bunalımlarını İslam dünyası ve Müslümanlar üzerine yansıtarak perdelemesine daha fazla tahammül edemeyiz. Çünkü biz tepkimizi demokrasinin imkânları içinde ortaya koymazsak, emin olun bu tavrın sahipleri daha fazla cesaret bulacaklardır. Biz haksızlıkları yüzlerine vurmazsak, korkarım ki bunların pervasızlıkları daha da artacaktır. Biz sessiz kalırsak, Batılı ülkeler için El Kaide, DEAŞ gibi terör örgütleri kötü, ama şu an için onlara zarar vermeyen PKK, YPG, DHKP-C, FETö gibi yapılar iyi olmaya devam edecek. Biz her şeyde bu olaylar karşısında susarsak, bir şey demezsek, Batıya selam duran eli kanlı tiranları kırmızı halılarda ağırlamayı, kendilerini eleştirenleri ise diktatör olarak yaftalamayı bunlar sürdüreceklerdir." ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batılı ülkelerin, kendi çıkarlarına ters düşen ülke liderlerini ‘diktatör' olarak yaftaladığını söyledi ve şunları ekledi: "Şimdi Amerika bir seçim yaşadı değil mi? Hesap tutmadı. Hesap farklıydı. Seçimi Trump kazandı. Amerika'da Trump'a ne demeye başladılar? Diktatör demeye başladılar. Avrupa'nın değişik ülkelerinde sokaklara döküldüler, diktatör demeye başladılar. Hani demokrattınız, demokrasi sandık değil mi? Sandıktan çıkan neticeye saygı değil mi? Sandıktan çıkan neticeye niye saygı duymuyorsunuz? İşte bak, sandıktan böyle bir netice çıktı, Trump çıktı, saygı duyun. Bize de geliyorlar diyorlar ki; bak ‘Trump Müslümanların aleyhinde konuştu, İslam'ın aleyhinde konuştu.' Biz siyasette bu tür şeylerin hepsine alışığız. Bugün böyle konuşulur, sonra bu yanlış düzeltilir. Fakat biz burada kalkıp kesinlikle oyuna gelmememiz lazım, dikkatli olmamız lazım, hassas olmamız lazım. Eğer demokrasi diyorsan, sandıktan çıkan neticeye saygı duyacaksın."
Siyasi ve toplumsal gelişmelerin, ekonomiyi de olumsuz yönde etkilediğini, büyümenin can damarı olan küresel ticarette 2012 yılından bu yana ciddi bir yavaşlama eğilimi görüldüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugünkü 32. İSEDAK toplantısının ekonomik meselelerimizin tartışılması açısından da son derece önemli olduğu kanaatindeyim. Küresel barışın sağlanması ve refah düzeyinin arttırılması için İslam İşbirliği Teşkilatının organları olarak hep birlikte hareket edip çözüm üretebilme kapasitemizi ortaya koymalıyız." dedi.
"İslamî finans varlık temelli yaklaşımı ve çözümleri önemsiyorum"
İslam ülkelerini, küresel düzeyde yaşanan krizlere karşı daha dayanıklı hale getirmek mecburiyetinde olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İslami finans varlık temelli yaklaşımı ve ahlaki ilkelere verdiği önemle krizlere deva olacak çözümleri bir defa önemsiyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında şu görüşlere yer verdi: "Bizler bir defa uluslararası döviz baskısından nasıl kurtulacağız, bunun adımlarını atmakta fayda görüyorum. Finans sektöründe katılımcı finans anlayışının, para biriminde hatta altına endeksli bir adımın atılmasının çok daha isabetli olacağı inancındayım. İslami finans piyasasının hacmi 2009'dan 2015'e kadar yılda ortalama yüzde 15'lik büyüme gösterdi. 2015 yılında küresel İslami finansın büyüklüğü 2,1 trilyon dolara ulaştı. Biz bunları artık şu veya bu parayla değil, gelin bu paraları altına dönüştürelim ve altınla ifade edelim. Altınla bunu ifade ettiğimiz zaman işte o para birimlerinin baskısı altında kalmayız, ondan bunu kurtarmış oluruz, bu adımı atmakta büyük fayda var. Bu sistemin potansiyelinin mevcut rakamın çok daha üstünde 7 trilyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Konunun önemine binaen bu yılki Bakanlar Görüş Alışverişi Oturumunun temasının teşkilat üyesi ülkelerde İslami finans stratejilerinin geliştirilmesi olarak belirlenmesini son derece isabetli buluyorum, burada bunun tartışılması lazım."
İSEDAK kapsamında mali iş birliği alanında faaliyet gösteren Menkul Kıymetler Borsaları Forumu ile İSEDAK Sermaye Piyasaları Düzenleyici Kurumları Formunun çalışmalarını takdirle karşıladığını, İSEDAK gayrimenkul kıymetler ve altın borsalarının kurulması yönündeki çalışmaları da yakından takip ettiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, 32. İSEDAK toplantısının üye ülkeler açısından hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak tamamladı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından hafta sonu "Cihat Önderi Hazreti Muhammed" teması ile gerçekleştirilen Mevlid-i Nebi etkinliğine katılan vatandaşlar, iki duyguyu beraber yaşadıklarını dile getirdi.
siyonist işgal rejimi tarafından Kudüs'te şehid edilen Türkiye vatandaşı Hasan Saklanan'ın kardeşi Ramazan Saklanan, ağabeyinin gezi amacıyla gittiği Kudüs'te şehid olduğunu söyledi.
Ankara'da etkili olan sağanak nedeniyle cadde ve sokaklar göle döndü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşiktaş’ta ruhsatı sıkıntılı bir gece kulübünde çıkan yangında 29 emekçi kardeşimiz hayatını kaybetti. İhmallerin adresi muhalefete ve muhalefet belediyelerine çıkınca sözde emekçi örgütlerinin hepsi birden lal oldu." dedi.