Türkiye'deki doktorlardan işgale karşı ortak bildiri: işgalci israil soykırım uyguluyor

Türkiye'de görev yapan binlerce doktor, yayımladıkları ortak bildiriyle Nazi Almanya’sında görülen soykırımın, bugün farklı yöntemlerle işgalci rejim tarafından uygulandığına dikkat çekerek dünya kamuoyuna çağrılarda bulundu.
Doktorlar, yayımladıkları ortak bildiride, tarihin omuzlarına yüklediği sorumluluk bilinciyle yakın bir coğrafyada, Filistin toprağı Gazze’de yıllardır devam etmekte olan “soykırım” niteliğindeki sivil cinayetlere sessiz kalamayacaklarını belirtti.
Bildiride, "İşgale ve zulme uğrayan Filistin halkı ile dayanışma içerisinde olma bilinciyle tüm dünya kamuoyuna sesleniyoruz; 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’de işgalci israil tarafından 'self defence' propagandası altında sistematik bir soykırım gerçekleştirilmektedir." denildi.
"Kahraman meslektaşlarımıza selam ve dualarımızı iletiyoruz"
Gazze’de uluslararası hukukun bütün kurallarının Siyonist israil ve ordusu tarafından çiğnendiğine işaret edilen bildiride, "israil, silahla kendini savunacak gücü olmayan sivilleri; kadın, erkek, çocuk, yenidoğan demeden vurmakta, terör örgütü gibi davranmakta ve katliam yapmaktadır. Teknoloji ve silah gücü bakımından yandaşlarının desteğini alan bu işgal ordusu, son kayıtlara göre 4650’si çocuk, 3145’i kadın olmak üzere 11328 sivili katletmiştir. Sayısını bilmediğimiz siviller de binalar altında beklemektedir. İşgal politikası ile hastanelerde sağlık hizmeti alan sivillere ve sağlık hizmeti veren personellere de bomba yağdırarak bütün insani normları ve savaş hukuku kurallarını çiğnemektedir. Enerji ve yakıt girişi sağlanmaksızın, kısıtlı tıbbi malzemelerle/cihazlarla, bombardımanlar altında, su ve gıda dâhil zaruri ihtiyaçların karşılanmadığı hastanelerde, anestezisiz ameliyatlar yapılır olmuş ve en son kuvözdeki bebeklerin elektrik ve oksijen kesintisi nedeniyle solunum cihazlarından ayrılması ile asla affedilmeyecek yeni bir savaş suçu işlenmiştir. Ambulanslar bombalanmış, siviller olay yerinde ölmeye mahkûm edilmiştir. Onurlu hekimlik görevini yürüten ve kahramanca mesleklerini uygulayan ‘beyaz bayraklı’ hekimler ve cefakâr yardımcı sağlık personelleri de bu barbarlıktan nasibini almış ve yüzlerce kayıp verilmiştir. Tüm bu kahraman meslektaşlarımıza selam ve dualarımızı iletiyoruz. Buna karşın Gazze’de hastanelerin havaya uçurulmasını isteyen 100 İsrailli doktorun, meslektaşımız olmasından ötürü utanç duyuyoruz." denildi.
"İşgalciler soykırım işliyor"
Fosfor bombası dâhil binlerce bombayla harabeye dönen Gazze’de insanların ve diğer canlıların enkaz altında kurtarılamadan hayatını kaybettiğine, şehit edilenlerin naaşlarının toplanmasına bile izin verilmediğine dikkat çekilen bildiride, "İnsanların su, elektrik ve yiyeceğe ulaşmaları engellenmekte, diğer ülkelerden gönderilen yardım tırları sınırda bekletilmektedir. Atık suların sokaklara karıştığı bölgede, sokak hayvanlarının naaşlara saldırdığı hastane başhekimi tarafından bildirilmiştir. Bir milyon insanın göç etmek zorunda bırakıldığı yollarda Gazze’lileri bulaşıcı hastalık riski ve işgalci israil askerlerinin saldırısı gibi tehlikeler beklemektedir. Tarihte Nazi Almanya’sında görülen soykırım, farklı yöntemlerle işgalci israil tarafından uygulanmaktadır." ifadelerine yer verildi.
Bildirinin devamında, "Sebebi ne olursa olsun bu insanlık suçları hem toplum vicdanında hem de savaş hukuku kurallarına göre affedilemez. Bu soykırımı hiçbir gerekçe haklı gösteremez. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin duyarlı hekimleri olarak Filistin halkının izzetli direnişine destek veriyor, tüm dünyayı vicdani bir tavır almaya davet ediyoruz. İnsan hayatının kutsallığını koruma misyonu temelinde bu vahşete sessiz kalmayıp bir insan dahi öldürüldüğünde bütün insanlığın öldürüldüğünü haykırmaya devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulunuldu.
Bildiride, şu çağrılarda bulunuldu:
"Tüm uluslararası kuruluşlara ve yetkililere sesleniyoruz!
"Gazzeli sivillerin yaşam hakları sağlansın.
Gerekli yaptırımlar uygulanarak bu katliam durdurulsun.
Savaş suçu işleyen tüm sorumlular uluslararası platformlarda hak ettiği karşılığı bulsun.
Sınır kapıları açılarak yardım girişi sağlansın.
Yaralıların, tıbbi destek ve donanımlar sağlanılarak bölgede tedavi edilmesi için gerekli girişimler ivedilikle yapılsın.
Soykırım ve katliam karşıtı eylemlerin ülke sınırı gözetmeksizin tüm meslektaşlarımız tarafından artarak devam ettirilmesini diliyoruz. Sağlık gönüllüleri olarak biz üzerimize düşen tarihi sorumlulukları yapmaya hazırız.
Dünya kamuoyunun ilgisine, bilgisine ve vicdanına arz ederiz." (İLKHA)
BİLDİRİYE DESTEK VEREN HEKİMLERİN LİSTESİ
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Diyanet-Sen, gündüz kuşağı televizyon programlarında artan şiddet, istismar ve çarpık ilişki temalarına karşı 81 ilde eş zamanlı açıklama yaptı. Batman'daki açıklamada, aile yapısının ciddi tehdit altında olduğu belirtilerek, bu yayınların acilen durdurulması çağrısı yapıldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Türkiye’nin iyi-kötü hiçbir anında; yerli ve milli duruşu ortaya koyamayan bu muhalefete rağmen; milletimizle birlikte hem deprem bölgemizi aslanlar gibi yeniden ayağa kaldıracak; hem de tüm gayretimizle 81 ilimizi afetlere hazırlayacağız." dedi.
İstanbul Valiliği, izin verilen kutlama alanları dışında yasadışı eylem ve gösteri yapmak isteyen gruplara izin verilmediğini, bu kapsamda 384 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü münasebetiyle işçi ve işveren temsilcilerini kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabulde yaptığı konuşmada, “Emeklerini alın teriyle bereketlendiren çalışanlarımızın haklarını korumak bizim hep temel önceliğimiz olmuştur.” dedi.