Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde Peygamber Sevdalıları Platformu’nun ‘Sahabe ayı’ olarak ilan ettiği kasım ayı etkinlikleri kapsamında, “Hayâ ve Edep Timsali Hz. Osman” konulu bir program düzenlendi.

Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinde “Hayâ ve Edep Timsali Hz. Osman” konulu bir program düzenlendi.

Peygamber Sevdalıları Platformu’na üye olan Genç Düşünce Akademisi (GEDAK) tarafından Ömer Halis Demir Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda gerçekleşen program, Rakıp Çınar Hoca’nın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Daha sonra Genç Düşünce Akademisi (GEDAK) Viranşehir Temsilcisi Kamil Yıldırım, açılış konuşmasını yaptı.

Viranşehir Genç Düşünce Akademisi olarak her yıl binlerce kişinin katıldığı siyer ve meal sınavı, çeşitli konferanslar ve seminerler düzenlediklerini belirten Yıldırım, “Bu yıl onlarca öğrencinin barınma imkânı sağladık. Her hafta İslami seminerler, günlük kitap okuma programları yaparak ve gençlerin manevi yönlerini geliştirmekteyiz. 21’inci asırda insanımız yolunu kaybetmiş bir gemi gibi, zamanın dalgalarında bir o yana bir bu yana savrulmaktadır. Nereye gideceğini bilmemektedir. Bu insana bir deniz feneri, bir kutup yıldızı, bir pusula lazım olduğuna şahitlik etmekteyiz. İnsanımıza Kur’an’ın yolunda, Muhammed (s.a.v) rehberliğinde sahabeleri deniz feneri addederek yol göstereceğiz inşallah.“ dedi.

Konuşmanın ardından Hz. Osman ile ilgili sinevizyon izlettirildi. Daha sonra Özlem Ajans sanatçılarının seslendirdikleri ilahileri, izleyicilerin hayranlıkla dinledikleri gözlemlendi.

Sunuculuğunu İsmail Çakmak’ın yaptığı programa İlahiyatçı-Yazar Nezir Tunç, Hz Osman’ın hayatından kesitler sundu.

Tunç “Bu ay; aylardan kasım ayı, sahabe ayı. Her sahabenin gönlümüzde farklı bir yeri vardır. İşte bu örneklerden biri de Hz. Osman’dır. Biliyorsunuz, Hz. Osman, Hz. Ömer’den sonra halifeliğe geçmiştir. Hz. Ebu Bekir 2 yıl 2 ay boyunca halifelikte kalmış, ondan sonra Hz. Ömer halifeliğe geçmiştir. Hz. Ömer de 10 yıl halifelikte kaldıktan sonra Hz. Osman halifeliğe geçiyor. Tam 12 yıl boyunca İslam devletini o yönetecektir. Özellikle ilk 7 yılı hep cihat ile geçmiştir. Azerbaycan’dan Libya’ya kadar bütün topraklar İslam devletinin eline geçiyor. Hz. Osman, daha sonraki dönemlerde halifeliğin son yıllarında İslam devletleri arasında bir kargaşa meydana gelmektedir. Birileri Abdullah bin Sebbe öncülüğünde -ve bu kişi de Yahudidir- bir hareket ortaya çıkıyor. Bu kişi İslam âleminde hiçbir otoriteyi kabul etmiyor. Görünürde belki Hz. Ali efendimizin yanında dursa da esasında bunların temelinde fitne, yıkmak ve İslam âlemi arasında kargaşa vardı.” ifadelerini kullandı.

“Hz. Osman malının tamamını İslam’a feda etmiştir”

Hz. Osman’ın cömertliğine vurgu yapan Tunç, şöyle devam etti: ”Hz. Osman’ı anlamak ve onu anlatmak çok büyük bir şeydir. Biz 21’inci asrın Müslümanları olarak onu en azından bir iki nüktede anlatmaya çalışalım. Hz. Osman malının tamamını İslam’a feda etmiştir, bir, iki kez değil defalarca. İslam devletinin ne zaman maddi ihtiyacı olsa Hz. Osman gözünü kırpmamış ve hepsini Peygamber (s.a.v)’e teslim etmiştir. Onun için kardeşlerim, bundan çıkaracağımız birinci ders Müslümanlar cömert olmalıdır.”

“Çocuklarımıza sahip çıkalım”

Baba ve annelere çocuklarına sahip çıkmalarını söyleyen Tunç, “Çocuklarımıza sahip çıkmalıyız. Babalar için de bu geçerlidir, ama özellikle annelere sesleniyorum. Çocuklarımıza sahip çıkalım. Eğer biz çocuklarımızı camiye, Kur’an kurslarına İslami STK’lara göndermezsek inanın o dönemdekilerin başına gelenler bizim de başımıza gelir. Bundan dolayı dikkat edelim. Kerbela Çölü’nde Hz. Hüseyin’i şehit edenlerin arasında cennetle müjdelenen sahabe Sad Bin Ebi Vakkas’ın oğlu Ömer vardı. Hz. Osman efendimizin kapısını kıran ve onu öldürmeye gelenler arasında Hz. Ebu Bekir efendimizin oğlu vardır. Eğer biz çocuklarımıza sahip çıkmaz isek Allah korusun bu tür durumlarla bizler de karşılaşabiliriz.” şeklinde konuştu.

“İslam âleminin içerisine fitne tohumu ekmeye çalışanların oyununda asla taraf olmayalım ve vasat çizgimizi bilelim”

İslam âleminde oluşturulmak istenen fitneye dikkat çeken Tunç, vasata vurgu yaparak, şunları söyledi: “Vasat çizgimizden ayrılmayalım. Hz Osman’ı şehit eden baği topluluk, sonra Hz. Ali efendimizin üzerine de gelip onu da kabul etmeyecektir. O günden bu güne kadar İslam âleminin içine bir fitne tohumu ekilmiş ve hâlâ da devam ediyor. Eğer bugün Suriye’de, Irak’ta ve İslam âleminde mezhep kavgası varsa o fitnenin fitilini Hz Osman’ı şehit etmeye gelen Abdullah Bin Sebbe atmıştır. İslam âleminde kim, bilerek ya da bilmeyerek ayırım yaparsa, fitne sokmaya çalışırsa o Yahudi’nin yolunda gittiğini ve İslam âlemine ihanet ettiğini çok iyi bilmelidir. Bundan dolayı İslam âleminin içerisinde bu tür spekülasyonları yapanlar ve İslam âleminin içerisine fitne tohumu ekmeye çalışanların oyununda asla taraf olmayalım ve vasat çizgimizi bilelim. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyelim.”

Konuşmanın ardından sahneyi sanatçılar tarafından seslendirilen ilahilere izleyiciler de eşlik etti. Program, Yakup Paçal Hoca’nın okuduğu dua ile son buldu. (Sabri Acet - İLKHA)