Cuma namazının önemi, hangi durumlarda cuma namazına gidilemeyeceği, cuma saatinde alışveriş yapmanın hükmünden bahseden Doçent Doktor Mehmet Zeki Uyanık, bayanların cuma saatlerinde alışveriş yapmasının caiz olup olmadığına değindi.
Cuma namazına gidilmemesinin fıkhi hükümlülüğüne değinen Uyanık, “Cuma Namazı Hazreti Peygamberin ifadesiyle üzerinde güneşin doğduğu en hayırlı gündür. Nitekim Peygamberimiz Hadis-i Şerifinde: 'Üzerinde güneşin doğduğu günlerin en hayırlısı Cumadır.' buyuruyor. Böyle bir günde Müslümanlar toplu halde bir araya gelerek günlerin en hayırlısında toplu bir ibadet olarak cuma namazını ifa etmektedirler.” dedi
“Cuma günü Müslümanların bayramı olarak kabul edilir”
Uyanık, “Bu bağlamda hayırlı bir günde Allah’a kulluk etmekte birlik ve beraberlik içerisinde hayırlı bir ibadet olan cuma günü, Müslümanların bayramı olarak kabul edilir ki cuma namazı hem bir ibadettir hem de kulun geçmişte işlemiş olduğu günahlara da kefarettir. Nitekim Sevgili Peygamberimiz Hadis-i Şerifinde: 'Beş vakit namaz ve Cuma Namazı arada işlenen günahlara kefarettir.' buyuruyor. Yani cuma günü namaz kılıp Allah’a dua ve ibadet ettiniz mi diğer cumaya kadar işlediğiniz hatalar, kusurlar ve küçük günahlar kıldığınız Cuma Namazı vesilesiyle affedilmektedir.” şeklinde konuştu.
“Cuma Namazı duaların kabul olduğu bir gündür”
Bu ibadetin bir başka özelliğinin de aynı zamanda duaların kabul gördüğü icabet saatinin var olduğu bir gün olduğunu söyleyen Uyanık, “Bu da peygamberimizin Hadis-i Şerifinde; 'Cuma gününde bir zaman vardır ki şayet bir Müslüman kılarken o vakte denk gelir Allah’tan bir şey isterse Allah ona dilediğini mutlaka verir.' buyuruyor. Yani kişi Cuma günü namaza gitti veya anne ve kız kardeşlerimiz Cuma ile mükellef değil evinde otururken Cuma vaktinde ellerini havaya kaldırdı Allah’a dua etti, bir istekte bulundu. Allah Resulü diyor ki şayet o dua icabet saatine denk gelmişse Allah mutlaka ona icabet eder ve karşılık verir. Nitekim Peygamberimize diyorlar ki; ‘Ya Resulullah o vakit hangi vakittir.’ Peygamberimiz diyor ki: 'Tıpkı Kadir Gecesi gibi bana Cuma vaktinin o dua icabet vakti unutturuldu.' buyurdu.” ifadelerini kullandı.
“Aslında bütün vakitler kıymetlidir, bütün zamanlar Allah indinde değerlidir”
Uyanık, “Allah mümin ve Müslümanın bütün vakitlerini, gün ve gecelerini iyi değerlendirmesini ister ama bazı vakitler var ki Kadir Gecesi, Cuma günü gibi diğer vakitlerden daha faziletlidir. Cuma günü de diğer günlerden ve vakitlerden daha faziletlidir ama o Cuma vaktinin de içersinde öyle bir vakit var ki Allah’ın, duaları kabul ettiği bir saattir ama biz onun vaktini bilmediğimiz için Allah Resulü: 'Günü ve o vakti dua ile geçirelim ki o Allah’ın belirlediği vakte denk gelsin, dua ve ibadetlerimiz de Allah indin de kabul görsün.' buyuruyor.” sözlerini kullandı.
“Cuma namazı günahlara kefaret bir ibadettir”
Cumanın, Allah’ın en çok değer verdiği günlerden olduğunu belirten Uyanık, “Müslümanların bir araya geldiği bayram vaktinde kılınan bir ibadettir. Peygamberimiz diyor ki: 'Cuma vaktine gerektiği gibi ehemmiyet vermeyen, bu namazı ifa etmeyen, terk eden Cumaya camiye gelmeyen kişi bunu 3 defa yaparsa kalbi mühürlenir. Bunu toplumumuz biraz farklı yorumlamış. Toplum bu namazın önemine binaen gençlere, çocuklara bu namazın değerini öğretebilme adına şu şekilde yorumlamış. 3 cumaya gelmeyenin nikâhı düşer veya imanı gider. Peygamber efendimizin Hadisinde böyle bir ibare yoktur.” ifadelerini kullandı.
“Cuma namazı, şartları taşıyan ve mükellef olan her Müslümana farzdır”
Hangi durumlarda Cuma Namazına gidilmeyeceğini belirten Uyanık, “Erkek, baliğ ve aklı başında olacak. Bir de mukim olma zorunluluğu vardır. Yani kişi yaşadığı şehirde bu ibadetle aklı başında, sağlığı yerinde ise mükelleftir. Fakat bazı durumlar var ki namazı o mükellef olan bireyden düşürür. Örneğin yolculuk hali bunlardan birisidir. Kişi sefere çıkarsa cuma namazı ondan sakıt olur ama Cumayı kılmasında bir sakınca yoktur. Kılarsa da geçerlidir, kılmasını da tavsiye ediyoruz. Aynı şekilde hürriyeti kısıtlı olan örneğin fıkıh kitaplarında eskiden kölelikten bahsedilir. Köle efendisine tabi olduğu için ya da cezaevinde hapishanede olan bir kimsenin özgürlüğü olmadığı için veya asker emir komuta zincirinde olduğundan Cuma Namazı ile mükellef değildir.” dedi.
“Müslüman, aklı başında, baliğ ve mukim olan her erkeğe Cuma Namazı farzdır”
Kadınların cuma namazıyla mükellef olmadığını söyleyen Uyanık, “Fakat cumayı da kılmak isterse bunda hiçbir behis yoktur. Hatta imkân varsa annelerimizin, kardeşlerimizin, eşlerimizin camiye cemaate gelerek Cuma Namazını kılmalarını tavsiye ederiz. Cumayı kıldıklarında ise bayan kardeşlerimizin ayrıca öğlen namazını kılmaları gerekmez. Bir de engelli vatandaşlarımızın örneğin görme engelli kardeşlerimizin camiye gitmesi problem ise kendisi gidemiyorsa ve onu götürebilecek kimse yoksa cuma namazıyla mükellef değildir. Özetle Müslüman, aklı başında, baliğ ve mukim olan her erkeğe cuma namazı farzdır. Bunun dışındakilere de farz değildir.” şeklinde konuştu.
Mazereti olanların Cuma namazına gitmeme durumlarından bahseden Uyanık, “Cuma namazıyla mükellef olan kişiler bazı durumlarda cumaya gitmeyebilir. Buna fıkhi anlamda mazeret diyoruz. Örneğin kişi cuma namazına gittiğinde canına, malına veya ırzına bir zarar gelecekse ciddi anlamda böyle bir tehlike varsa Cuma namazına gitmeyebilir. Örneğin yaşadığı yerden bir başka yere Cuma Namazına gittiği vakit yolda vahşi bir hayvan gibi bir tehlike varsa onun canına zarar vermesi söz konusu ise veya düşmanları var ve ona yolda bir pusu kuracak olsa o kişi Cuma namazına gitmeyebilir. Aynı şekilde çok şiddetli sıcak veya soğuklarda kişinin zağlığı bozulacaksa o kimse cuma namazına gitmeyebilir. Cuma namazı mazeretinden dolayı kılınamadığından o günkü namazını kılar. Bu da Cuma olarak inşallah kabul edilir.” sözlerini kullandı.
“Müslüman erkek Cuma namazına gitmekle mükellef ise alışverişi bırakmakla da mükelleftir”
Cuma saatinde alışveriş yapmanın hükmüne değinen Uyanık, “Cuma namazıyla sorumlu olan mümin erkeğin cuma saatinde alışveriş yapması caiz değildir. Örneğin Cuma namazını kılmakla mükellef olan bir erkeğin iç ezan okunduktan sonra ticaret yapması doğru değildir. Böyle bir alışveriş yaptığında Hanefi Mezhebine göre tahrimen mekruh Şafilere göre haram işlemiştir. Bundan dolayı mümin Müslüman iman ehli bir birey Cuma namazını kılmakla mükellef olduğundan ticaretine devam etmesi uygun değildir. Nitekim Ayet’i Kerim’de bu hususta şöyle buyrulur; 'Ey iman edenler namaz için çağırıldığında hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın bu sizin için daha hayırlıdır.' buyuruyor. Bu ayet bize şunu söyler Müslüman erkek Cuma namazına gitmekle mükellef ise alışverişi bırakmakla da mükelleftir.” şeklinde konuştu.
“Bayanlar kendi aralarında alışveriş yapabilir”
Uyanık, “Ticarete devam ettiğinde iç ezandan itibaren artık helal ticaretini meşru olmaktan çıkarıp bir günah işlemiş olur. Ama bu akit geçerli olup olmadığı tartışması müştehitlerimiz arasında olmuştur. Kimisi geçerli demiştir kimisi de geçersiz demiştir ama en nihayetinde bütün fukahanın ortak görüşüne göre bu alışveriş uygun değildir yapılmamalıdır. Fakat Cuma günü namazla mükellef olmayan bayan, çocuk ve seferi halinde olan kimsenin alışveriş yapmalarında bir sakınca yoktur. Bayanlar kendi aralarında alışveriş yapabilir. Çünkü namazla mükellef değildir. Ama bizim tavsiyemiz o kimsenin cumaya gitmesi ve alışveriş yapmaması daha güzel olur.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Her canlının bir düşmanının olduğunu dile getiren Yaman, insanın en büyük düşmanının da şeytan ve nefis olduğunu, gençliğin İslami ölçülerde en güzel şekilde yaşaması gerektiğini belirtti.
Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan bu haftaki cuma hutbesinin konusu "Her zorluktan sonra kolaylık vardır" teması oldu.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam'ın haram kıldığı israfın ve aşırı tüketim hastalığının kanser gibi toplumu sardığını kaydetti.
Mardin Artuklu Üniversitesi, Medrese Âlimleri Vakfı (MEDAV), Diyarbakır İl Müftülüğü, Diyarbakır Dini Yüksek İhtisas Merkezi ve Kadim Akademi'nin iş birliğiyle düzenlenen Uluslararası II. Akademi-Medrese Buluşmalarının sonuç bildirgesi yayımlandı.