"Saddam Halepçe'de kamuoyunu yanıltmaya çalıştı"

Şanlıurfa’da düzenlenen “Mazlum Halepçe’yi Anma” programında, katliamdan sonra Saddam'ın Halepçe’ye girişleri yasaklayıp Halepçe adında başka bir şehir kurarak dünya kamuoyunu yanıltmaya çalıştığına dikkat çekildi.
Davet ve Kardeşlik Vakfı ve RUHA DER, Şanlıurfa'da "Mazlum Halepçe'yi Anma" programı düzenledi. Şair Nabi Konferans Salonunda düzenlenen program, Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Kur'an tilavetinin ardından açılış konuşmasını yapan RUHA DER Başkanı Mehmet Salih Samak, zalimlerin Müslümanları kendi hâkimiyetlerinde tutmak için zulmettiğini söyledi.
Programa konuşmacı olarak katılan Halepçe Noter Müdürü ve Hukukçu Faruk Heme Tofik Arif, Halepçe'de kimyasal ile bombalama sonucunda 5 bini aşkın kişinin yaşamlarını yitirdiğini, 19 binin üzerinde de kişinin yaralandığını ve yıllar sonra binlerce kişinin sakat doğduğunu belirtti.
Bombardımanın Halepçe halkının İslami duyarlılığından dolayı yapıldığına dikkat çeken Tofik Arif, "Bombardıman 3 gün sürdü. Katliamdan sonra Saddam Halepçe'yi askeri bölge ilan etti. Halepçe'ye girişlerin yasaklayıp Halepçe adında başka bir şehir kurarak dünya kamuoyuna orayı göstererek katliamın yalan olduğunu iddia etti. Ama rahmetli Gazeteci Ramazan öztürk'ün çektiği fotoğraflar sayesinde dünya Halepçe katliamından haberdar oldu." diye konuştu.
Katliam sonrasında Halepçelilerin devlet dairelerinde çalışmasının ve eğitim görmesinin yasaklandığını belirten Tofik Arif, konuşmasına şöyle devam etti: "Halepçe halkının yardımına Hewler (Erbil) halkı yetişip birçok kişinin ölmesine engel oldular. Katliamın soykırım olarak tanınması Amerika'nın Irak'ı işgali sonrası tanındı. Oluşturulan mahkemede sadece sorumlulardan sadece birkaç kişi cezalandırıldı. Bu vahşet dünya ülkeleri tarafından bir soykırım olarak nitelendirilmelidir." şeklinde konuştu.
Halepçe ile ilgili kısa bir sinevizyonun yapıldığı program, dua ile son buldu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
"Mahreç işareti" türünde, Türk Patent ve Marka Kurumu’nda 2009 tarihinde tescillenen Mardin kaburga dolması, özel gün ve misafirlere karşı yapılan ağır bir yemektir. İşletme sahibi Mahmut Ahi, kaburga dolmasının yapılış serüvenini aktardı.
Tokat’ın Pazar ilçesine bağlı Ballıca Köyü’nde bulunan ve yaklaşık 3,5 milyon yıl önce oluştuğu tahmin edilen Ballıca Mağarası, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olma özelliğini taşıyor.
Binlerce yıllık tarihiyle sadece kültür, sanat ve edebiyatın değil, aynı zamanda yöresel mutfağın da merkezi olmaya devam eden, Hz. Nuh’un şehri Cizre, mutfağın en özel tatlılarından biri olan Cizre Bırınczer ile hem tarihi geçmişi hem de benzersiz lezzetiyle sofraların vazgeçilmezi durumunda
Kütahya’daki Tavşanlı Höyük kazılarında, 4 bin 500 yıl öncesine ait mermer, kemik ve topraktan yapılmış idoller bulundu. Buluntular Tunç Çağı'na ışık tutuyor.