"Gücün ve asaletin sembolü" bastonlar sergiye renk kattı

Malazgirt Zaferinin yıldönümü dolayısıyla Ahlat'ta kurulan obada sergilenen bastonlar, obaya renk kattı.
Malazgirt Zaferinin 947'nci yıldönümü dolayısıyla Bitlis’in Ahlat ilçesinde, yaklaşık 400 dönüm arazi üzerine kurulan obada sergilenen 3 bin yıllık geçmişi olan bastonlar, obaya renk katıyor.
Adilcevazlı Cumali Birol Usta'nın el emeği göz nuruyla yaptığı yaklaşık 80 çeşit bastonu halkın beğenisine sundu. Her biri farklı bir sanat izini taşıyan bastonlar, vatandaşlar tarafından büyük ilgi görüyor. Ailenin üçüncü kuşaktan baston imalatçısı olan Cumali Usta, 3 bin yıllık geçmişi olan bastonun her evde bulunması gereken bir aksesuar olduğunu söyledi.
"Baston, gücün ve asaletin sembolüdür"
"Gücün ve asaletin sembolü" olan bastonu, dededen kalma bir sanat olarak devam ettirdiğini belirten Birol, "Adilcevaz'da baston imalatçısı aileden 3'üncü kuşağım. Baston, gücün ve asaletin sembolüdür. Bazen gözdür, bazen bir dayanak, bazen de üçüncü bir ayaktır. Sevdiğinize takdim edildiğinde hayırlı ve uzun ömür ifadesidir. Kırkından sonra kullanılması sünnet, her evde bulunması gereken bir aksesuardır." dedi.
"Bastonculuk sanatının yaklaşık 3 bin yıllık bir tarihi geçmişi var"
Adilcevaz’da bastonculuk sanatının yaklaşık 3 bin yıllık bir tarihi olduğu hatırlatan Birol, şunları söyledi:
"Bastonculuk sanatı yaklaşık 3 bin yıllık Adilcevaz'da geçmişi söz konusudur. Son 20 yıla kadar Adilcevaz'da 8 aile bu işten geçimini sağlamaktaydı. Bugünkü şartlarda sadece Birol ailesi olarak kaldık. Bunu da ileriki nesillere, dördüncü kuşağa aktarılması noktasında çaba sarf ediyoruz. Bu yılki koleksiyonumuza 2 ürün katık. Ağırlık olarak bu iki ürünü işlemeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bugün Etnospor ve Okçular Vakfı tarafından, düzenlenen Ahlat-Malazgirt Festivaline Adilcevaz adına buradayız. Bu da yapmış olduğumuz ürünlerin ne kadar değer gördüğünü, insanlar tarafında ne kadar beğeni aldığını görmektesiniz. 80'e yakın çeşidimiz var. Bunların içerisinde ebru sanatı, çini sanatı, aynı zamanda 'Payitaht' dediğimiz bastonlarımız var. Osmanlı ay yıldızlı ve ebru işlemeli bastonlarımız revaçta. Burada sanatımızın ne kadar ileride olduğunu ne kadar bir emek sarf ettiğimizi ne kadar alın teri ve göz nuru döktüğümüzü görmektesiniz."
"Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz"
Etnospor’un gerçekleştirdiği festivallere 4'üncü kezdir katıldığını, bu tür festivallerde bütün etnik sporları görme şanslarının olduğunu dile getiren Birol, festivalde emeği geçen herkese teşekkür etti.
Birol, "Adilcevaz’ı inşallah sizlerin aracılığıyla böyle duyurmuş olacağız. Etnospor’un yapmış olduğu 4’üncü festivale katılıyoruz. İnsanlar, burada bütün etnik sporları görme şansına sahiptir. Güreşinden okçuluğuna, okçuluğundan el sanatlarına geçmişe dönük tüm sanatları burada sergiliyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığının davetlisi olarak buraya geldik. Bitlis adına ben Okçular Vakfı'na, Etnospor Konfederasyonu başkanına, Sayın Cumhurbaşkanımıza bu etkinliklerden dolayı teşekkür ediyorum. Bu etkinlikler inşallah önümüzdeki dönemlerde, bir bölümünü Adilcevaz’da olmasını devlet büyüklerimizden talep ediyoruz." diye konuştu. (Şükrü Tontaş-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde yüzyıllardır sürdürülen geleneksel keçecilik (yerel adıyla qülav), unutulmaya yüz tuttu.
Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı’nın düzenlediği Uluslararası Aile Fuarı’nda üç gün boyunca çeşitli faaliyetler yürüten İdeal Eğitim Vakfı (İDEV) Başkan Yardımcısı Fatih Taş, “Ailede sağlanacak mutluluk, huzur ve saadet, toplumun da düzelmesine vesile olacaktır.” dedi.
Uluslararası Aile Fuarı kapsamında İDEV standında çocuklarla bir araya gelerek çizimlerini paylaşan Karikatürist Mikail Çiftçi, "Aile teması, tehlike altındaki en değerli kurumdur." dedi.
Uluslararası Aile Fuarı’nda konuşan İlahiyatçı-Yazar Özkan Yaman, ailenin korunması ve güçlenmesi için herkesin üzerinde uzlaşacağı '7 T' kuralını paylaştı. Yaman, "Kur’an ve sünnet derdiniz olursa, aile dertleri küçülür, kaybolur." dedi.