Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şubesi düzenlediği iftar programıyla siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları ile üye ve gönüllülerini bir araya getirdi.

Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şubesi tarafından iftar programı düzenlendi. özel bir düğün salonunda düzenlenen iftar programına siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri, âlim, kanaat önderleri ile dernek üye ve gönüllüleri katıldı.

Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan iftar programında Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şube Başkanı Osman Aktaş bir konuşma yaptı.

Ramazan ayı münasebetiyle İslam'ın bahşettiği büyük kardeşlik halkasını tekrar tekrar tecrübe etme imkânı bulduklarını dile getiren Aktaş, iftarların, insanların giderek birbirinden uzaklaştığı bir günde kardeşliği pekiştiren, yakınlaşma ve dayanışma duygusunu ortaya çıkaran bir misyon taşıdığını belirtti.

"İslami hizmetlerle insanlarımıza birçok alanda hizmet etmenin gururunu yaşıyoruz"

"2004 yılında toplumumuzun ıslahı ve ihyası yolunda büyük çaba sergileyen derneğimiz bu kutlu hizmete Mustazaf-Der ile başladı" diyen Aktaş devamla, "Ancak mesnetsiz iddia ve suçlamalarla derneğimizin kapatılmasından sonra yılmadık ve yola Mustazaflar Cemiyeti olarak devam etmeye azmettik. Allah'a hamdolsun ki bu süre boyunca yaptığımız İslami hizmetlerle insanlarımıza birçok alanda hizmet etmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Üyesi olduğumuz Peygamber Sevdalıları Platformu vesilesiyle her meşrep, camia ve mezhepten Müslümanların meydanlarda Peygamber sevgisini haykırmasına katkıda bulunduk. Yine üyesi olduğumuz Umut Kervanı Yardım Platformu vesilesiyle fakir, yetim ve mağdurlara ulaşmaya, Kur'an Nesli Platformu'yla insanlarımızı Kur'an ile buluşturmaya, özgür Kudüs Platformu'yla ümmetin davası Filistin halkıyla dayanışmaya ve Müslümanların ilk kıblesinin bulunduğu bu mübarek topraklardaki Siyonist teröre dikkat çekmeye çalıştık." dedi.

"Zulme ve zalimlere karşı yekvücut olup meydanlara indik"

Toplumu ifsat etmeye çalışan şer odaklarına, İslami STK'larla beraber set olduklarını ifade eden Aktaş, "Diyarbakır İslami STK'lara üye olarak Mısır'dan Suriye'ye, Bangladeş'ten Myanmar'a zulme ve zalimlere karşı yekvücut olup meydanlara indik. Toplumu ifsat etmeye çalışan şer odaklarına bir set olduk. Aynı zamanda bölgemizde yaşanan ve büyük trajedilere yol açan çukur siyasetine karşılık yerlerinden olan, evleri yıkılan bir anda yersiz-yurtsuz kalan halkımıza ilk bizler yardıma koşarak ‘Sur'daki Muhacirlere Ensar Olalım' dedik." ifadelerini kullandı.

"Ramazan ayı sadece belli bir zaman dilimi içinde aç kalmak değildir"

Aktaş konuşmasını şöyle sürdürdü: "İftarlar ile bir rahmet iklimini de yaşamış oluyoruz. Hepinizin bildiği gibi Ramazan ayı, Resul-i Ekrem'in deyimiyle ümmetin ayıdır. Bu ay boyunca Allah'a kul olmak isteyenler başta oruç ibadeti olmak üzere, camilerde Kur'an okuma halkalarında buluşmaya, teravih namazlarında bütünleşmeye, itikâf sünnetiyle manevi olarak yükselmeye, bin aydan hayırlı olan Kadir gecesiyle irfanî yücelmenin gayreti içine girmekteler. Bu anlamda Ramazan ayı sadece belli bazı bir zaman dilimi içinde aç kalmak değildir. Bundan dolayı iftar sofraları da yalnızca yemek sofraları değildir. Oruç nasıl yalnızca aç kalmak değilse iftar da yalnızca yemek değildir. İftarlar, insanların giderek birbirinden uzaklaştığı günümüzde, aramızdaki kardeşliği pekiştiren, yakınlaşma ve dayanışma duygusunu ortaya çıkaran bir misyon taşıyor. Ramazan ayı münasebetiyle, zengin-fakir, yaşlı-genç, büyük-küçük, hepimiz bu kutlu davayı yaşamaya başlıyoruz. Bu anlamda iftarlar ile bir rahmet iklimini de yaşamış oluyoruz." (M. Hüseyin Temel, Hüseyin Genel- İLKHA)