Avukat Ceylan: Hiçbir ülkede süresiz nafaka ibaresi yoktur, Türkiye’de de artık olmamalı

Yıllardır insanları mağdur eden süresiz nafaka hakkında önemli açıklamalarda bulunan Avukat İrfan Ceylan, “Türk Medeni Kanunu İsviçre’den alınmasına rağmen dünyanın hiçbir ülkesinde süresiz nafaka ibaresi yok, Türkiye’de de artık olmamalı.” dedi.
1988 yılında yürürlüğe giren ve 37 yıldır yüzbinlerce insanın mağdur olmasına neden olan süresiz nafaka zulmü devam ediyor.
Süresiz nafaka hakkında İLKHA’ya açıklamalarda bulunan Avukat İrfan Ceylan, özellikle süresiz yoksulluk nafakasının uygulamada ciddi mağduriyetlere yol açtığını belirterek, Türk Medeni Kanunu’nun ivedilikle gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Avrupa ülkelerinde süresiz nafaka uygulamasının bulunmadığını vurgulayan Ceylan, Türkiye'de de nafaka sisteminin süreli hale getirilmesinin hem adalet hem de toplumsal denge açısından şart olduğunu dile getirdi.
“Adaletsiz olan bu uygulama toplum nezdinde rencide edici bir duruma yol açmaktadır”
Türk Medeni Kanunu’nda nafakanın üç ana başlık altında düzenlendiğini belirten Ceylan, bunların iştirak, tedbir ve yoksulluk nafakası olduğunu ifade ederek, “Türk Medeni Kanunu’nda nafaka genel olarak üç başlık altında düzenlenmektedir. Bunlardan ilki, hem dava sürecinde hem de dava sonrasında, 18 yaşından küçük çocuklar için verilen iştirak nafakasıdır. Bu nafaka, anne ve babanın çocuklarına karşı yerine getirmekle yükümlü oldukları yasal bir sorumluluktur. Ebeveynler, imkânları doğrultusunda çocuklarının bakımına katkı sağlamak zorundadır. Nafakanın ikinci türü ise, boşanma davası devam ederken kadın ya da erkek lehine takdir edilen tedbir nafakasıdır. Bu nafaka, yalnızca yargılama süresi boyunca geçerlidir. Ancak tedbir nafakası konusunda bazı eleştiriler de bulunmaktadır. Özellikle tedbir nafakasının, ağır kusurlu olan tarafa dahi bağlanabiliyor oluşu doğru bulunmamaktadır. Örneğin, aldatma fiilinin delil ile sabit olması ve kusurun açıkça ortada olmasına rağmen, dava süresince hayatını idame ettiremeyecek durumda olan bu kişi, tedbir nafakası alabilmektedir. Bu durum, nafaka ödemeye mahkum edilen kişi açısından hem adaletsiz bir uygulamaya hem de toplum nezdinde rencide edici bir duruma yol açmaktadır. Yani hem aldatılan taraf oluyorsunuz hem de sizi aldatan kişiye nafaka ödüyorsunuz. Bu nedenle tedbir nafakasının uygulanış biçimi, ciddi sorunlar doğurmaktadır.” şeklinde konuştu.
“Hiçbir ülkede süresiz nafaka ibaresi yoktur, Türkiye’de de artık olmamalı”
Avukat İrfan Ceylan
Türkiye dışında hiçbir toplumda süresiz nafaka uygulamasının olmadığına dikkat çeken Ceylan, “Nafaka türleri arasında en çok tartışılan ve en önemli görülen ise, yargılama tamamlandıktan sonra, boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte hükmedilen yoksulluk nafakasıdır. Bu nafaka, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre nafaka verilmesi için iki temel şart aranmaktadır: Nafaka talep eden tarafın boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olması ve karşı tarafa göre daha az kusurlu ya da tamamen kusursuz olması. Ancak yoksulluk nafakasıyla ilgili en büyük sorun, bu nafakanın süresiz şekilde bağlanabiliyor olmasıdır. Hiçbir toplumda süresiz nafaka uygulaması yoktur, Türkiye’de de olmamalıdır. Zira süresiz nafaka, nafaka alacaklısının bu gelire bağımlı hale gelmesine neden olmakta, çalışma hayatına katılımını geciktirmekte ve kişiyi üretimden uzaklaştırmaktadır. Nafaka sayesinde geçimini sürdüren bazı kişiler, bu gelirle rahat bir yaşam sürdürmeyi tercih etmekte, hatta bazı olumsuz örneklerde olduğu gibi, resmi nikah yapmaksızın biriyle birlikte yaşayıp, eski eşinden nafaka almaya devam etmektedir. Örneğin İzmir’den bir kadın, boşandıktan sonra yoksulluk nafakası almasına rağmen, bu nafakanın kendisine yetmediğini öne sürerek mahkemeye başvurmuş, üstelik sevgilisiyle birlikte duruşmaya gelerek, yeni bir hayat kuracağını ama verilen nafakanın az olduğunu, artırılmasını talep ettiğini beyan etmiştir. Yine benzer şekilde Antalya’da, bir kadının imam nikahıyla biriyle birlikte yaşadığı, çocuk sahibi olduğu, ancak nafaka hakkını kaybetmemek adına resmi nikah yapmadığı bilinmektedir.” şeklinde aktardı.
“Nafaka yükümlüsü maddi anlamda büyük bir külfet altına sokulmakta”
Süresiz nafakanın toplumda kangren haline geldiğini belirten Ceylan, “Türk Medeni Kanunu’na göre yoksulluk nafakasının kesilme halleri mevcuttur. Eğer nafaka alan kişi yeniden evlenir, bir işte çalışmaya başlar ya da düzenli bir gelir elde ederse, nafaka kesilebilir. Ancak bu şartlar gerçekleşmediği sürece süresiz nafaka ödenmeye devam etmek zorundadır. Bu da nafaka yükümlüsünü maddi anlamda büyük bir külfet altına sokmakta, kişiyi deyim yerindeyse bu ödemeyi nereden bulursa bulsun yapmaya mecbur bırakmaktadır. Süresiz nafaka bu nedenle büyük bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Dolayısıyla acilen çözülme kavuşturulması gerekmektedir.” dedi.
Nafaka konusunda Avrupa ülkelerinin uygulamalarına da dikkat çeken Ceylan, “Avrupa’da nafakanın süreli olarak uygulanmakta ya da tek seferde toplu bir ödeme yapılarak tarafların yolları ayrılmaktadır. Böylece nafaka alacaklısı, kendine yeni bir yol haritası çizmek zorunda kalmakta ve hayata daha hızlı tutunmaktadır. Türkiye’de de bu uygulamalar hayata geçirilmelidir. Aksi halde, kötüye kullanımlar artacak ve daha çok örnekle karşılaşılacaktır. Kadınlar, nafaka sayesinde rahatlığa kavuşmakta, bu nedenle iş hayatına atılmadığı gibi sabit bir gelire güvenmekte. Süresiz nafakanın ödenmemesi gibi bir durum söz konusu değildir. Eğer ödenmezse, bu durumun cezai yaptırımı vardır. Dolayısıyla nafaka yükümlüsü, maddi durumu ne olursa olsun bu parayı ödemek zorundadır. Bu yönüyle nafaka ciddi bir sorundur." diye belirtti.
“Medeni Kanun’da yer alan eşitlik ilkesi uygulamada karşılık bulmamaktadır”
Ceylan, nafakanın süresiz değil, süreli hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Nafaka süresi belirlenirken, nafaka alacaklısının sosyal durumu, iş hayatına atılabilirliği, çocukların yaşı gibi faktörler dikkate alınmaktadır. Örneğin üniversite mezunu, mesleği olan bir kadın, kendi mesleğini icra ederek gelir elde edebilir. Bu durumda kısa süreli bir nafaka yeterli olacaktır. Ancak çalışamayacak durumda olan ya da küçük çocukları olan kadınlar için daha uzun süreli bir nafaka bağlanabilir. Ancak hiçbir durumda nafaka süresiz olmamalıdır. Zira çocuklar büyüyecek, kadın gençse yeni bir hayat kurabilecek ve bu süre zarfında yeniden topluma kazandırılabilecektir. Geçmişteki medeni kanunumuzda nafaka süresi evlilik süresi baz alınarak belirlenmekteydi. Bugün de bu uygulama benimsenebilir. Örneğin bir kişi evlendikten bir hafta sonra boşanıyorsa, bu kişiye ömür boyu nafaka ödenmesi adil değildir. Medeni Kanun’da yer alan eşitlik ilkesi uygulamada karşılık bulmamaktadır. Bu durum, eşitlik ilkesinin pratikte uygulanmadığını göstermektedir. Dolayısıyla çözüm, nafakanın süresiz değil, süreli hale getirilmelidir.” ifadelerini kaydetti.
Bu konuda yasal düzenleme için çalışmaların olduğunu ancak fiiliyata dökülmediğini belirten Ceylan, “Uzun süredir sosyal medya ve çeşitli platformlarda ‘Nafaka mağdurları’ adı altında gruplar var. Bu konuda seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Ancak, yetkililer bu konuda gerekli cesareti maalesf gösteremiyorlar. Diğer yasa değişiklikleri ile ilgili işlemler hızla yapılırken, nafaka konusu sürekli ötelenmekte. Ancak yine de bu yönde bir çalışma mevcut. Ancak bu çalışmanın ne zaman sonuçlanacağını kestirmek mümkün değildir. Temennimiz, bu sorunun bir an önce çözüme kavuşturulması ve süresiz nafaka uygulamasının son bulması yönündedir. Çünkü mevcut haliyle bu uygulama, toplumsal yapıda büyük yaralar açmaktadır.” şeklinde ifade etti. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Adana'nın Çukurova ilçesinde 4 aracın karıştığı zincirleme kazada iki kişi yaralandı.
Mardin’in Kızıltepe ve Derik ilçelerine bağlı yaklaşık 150 kırsal mahalle, trafo yangını nedeniyle elektriksiz kaldı. Yangının kaçak kullanım ve aşırı enerji yüklenmesinden kaynaklandığı açıklandı.
Bingöl’de hırsızlık sucundan 3 yıl 1 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan şahıs yakalandı.
Bingöl'ün Karlıova ilçesine bağlı Toklular köyü Lavaşan Deresi mevkiinde meydana gelen trafik kazasında 3 kişi hafif yaralandı.