Erteleme alışkanlığının motivasyon eksikliği, başarı kaygısı ve mükemmeliyetçilik gibi nedenlerle ortaya çıktığını belirten Uzman Psikolojik Danışman Fatma Kaya, ertelemenin üstesinden gelmek için içsel motivasyonu artırarak kolay ulaşılabilir hedefler koymanın önemli olduğunu belirtti.
Son zamanlarda, insanların erteleme alışkanlığıyla daha fazla karşılaştığı gözlemleniyor. Bu alışkanlık, özellikle artan stres, yoğun iş temposu ve dijital dikkat dağılmaları nedeniyle yaygınlaşmış durumda.
Erteleme, kişinin önemli görevleri sürekli olarak sonraya bırakması ve bu da zamanla birikerek stres, kaygı ve verimlilik kaybına yol açabiliyor. Kişiler, mükemmeliyetçilik, başarı kaygısı veya motivasyon eksikliği gibi nedenlerle bu davranışa sürüklenebiliyor.
Uzman Psikolojik Danışman Fatma Kaya, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, erteleme alışkanlığının son zamanlarda giderek arttığına dikkat çekti.
Kaya, ertelemenin başlıca sebeplerinin motivasyon eksikliği, başarı kaygısı ve mükemmeliyetçilik olduğunu ifade etti.
"Ertelemenin birçok sebebi olabiliyor"
Erteleme denilen şeyin, belirli sebeplerden kaynaklı sorumluluklarını yerine getirememesi ve son ana bırakılması olduğunu kaydeden Kaya, " Ertelemenin birçok sebebi olabiliyor. Başta kişinin o işi yeterince önemsememesi, ya da kişinin o işi yapacak yeterince motivasyona sahip olmaması, başarıyla ilgili olan başarıya fazlaca anlam yüklemesi, başarısızlık kaygısı ya da takıntı problemleri gibi birçok sebep bulunmaktadır." şeklinde konuştu.
Öncelikle ertelemenin kaynağının bulunması gerektiğini kaydeden Kaya, "Ertelemenin ana temel kaynağı motivasyon eksikliğiyse, bu yönde destek alınabilir ya da kendimizi içsel olarak motive edecek, iyi hissettirecek ödüllendirmeler yapabiliriz. Kişinin başarıya fazlaca anlam yüklemesi ise, başarısızlık yaşamaması adına daha kolay ulaşılabilir hedefler koymasında fayda vardır. Kişinin mükemmeliyetçilik anlayışından dolayı, 'Bu işi tam yapacağım ya da hiç yapmayacağım' düşüncesi ortaya çıkabilir. Tam yapmak her zaman için daha zordur ve kişi, işi tam yapamadığı için yapmamayı seçer." dedi.
"Erteleme, psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir"
Erteleyen insanların, belirli hastalıklara kapıldığı düşünülebildiğini vurgulayan Kaya, "Ancak erteleme bir hastalık olmamakla birlikte, sonrasında ertelendiği takdirde, belirli psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Stres, pişmanlık ve suçluluk hissi gibi rahatsızlıklar olabilir. Yeni yıla girdik ve yeni yılda yeni başlangıçlar diyoruz. Belki bu ertelediğimiz şeyler, yarım kalan işlerimizi tamamlamak için birer fırsat olabilir. Ertelediğimiz şeyleri gerçekleştirmek için kendimize bu noktada söz verebiliriz." diye belirtti.
"Ertelemeyi önlemek için somut veri olması önemlidir"
Ertelemeyi önlemek adına somut veri olması oldukça önemli olduğunu ifade eden Kaya, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ertelediğimiz noktaları, tamamlamak istediğimiz işleri bir kağıda yazıp, bunların arasından hangisi kolay ulaşılabilir, daha hızlı bir şekilde yapılabilecekse, bunları yapıp gerçekleştirip yanına bir işaret koyabiliriz. Yaptıkça da aslında başarıya yönelik motivasyonumuz artacaktır. Böylelikle bu planlamayı sağlamış olacağız." diye konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
İlahiyatçı Hatice Ezer, son yıllarda toplumun temel yapı taşı olan aile kurumunun ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirtti. Ezer, aile yapısının son derece büyük, planlı ve organize saldırılara uğradığını vurgularken, bu saldırıların toplumun değerlerine ve inançlarına zarar vermek amacıyla yapıldığını ifade etti.
Memur ve emekli maaşlarına yapılan yüzde 15 zam, hayat pahalılığı karşısında yetersiz bulundu. Emekliler, artan gıda ve kira fiyatları nedeniyle geçim sıkıntısı yaşadıklarını ifade ederek, yetkililere çözüm çağrısında bulundu.
Mardin Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Başkanı Musa Öztürk, 2025 yılı asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk artış, çalışan kesimin beklentilerini karşılamaktan uzak bulduğunu, artan enflasyon ve yükselen fiyatlar nedeniyle alım gücünde ciddi bir erime yaşandığı vurgulandı.