Yeni anayasada tartışılamayan hiçbir maddenin olmaması ve her bir maddenin değiştirilebilmesi gerektiğini belirten Batman Barosu Başkanı Abdülhamit Çakan, bir an önce darbe ürünü anayasadan kurtulup, vatandaş odaklı yeni bir anayasanın oluşturulması gerektiğini söyledi.
Batman Barosu Başkanı Abdülhamit Çakan, sık sık gündeme getirilen 'Yeni Anayasa' tartışmalarına ilişkin İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Mevcut anayasanın 12 Eylül darbesi sonrası oluşturulan bir anayasa olduğunu anımsatan Çakan, "Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Bayramı'nı kutladık. Cumhuriyet halkın kendi kendini yönetmesi, halkın kendi özgür iradesiyle seçtiği temsilciler vasıtasıyla seçildiği rejimin adı. Ancak Cumhuriyet Bayramı'nı kutladığımız yakın bu süreçte ne yazık ki hâlâ darbe ürünü bir anayasa ile ülke yönetiliyor. Bu bir tezat oluşturuyor. Çünkü anayasayı bizzat halk iradesiyle seçilen temsilciler vasıtasıyla oluşturulması gerektiğine inanıyoruz." dedi.
"Mevcut anayasa insan haklarından uzak"
Batman Barosu olarak mutlaka 80 darbesi ürünü anayasanın değiştirilmesi gerektiğine inandıklarını vurgulayan Çakan, "Yeni bir anayasaya ülkenin ihtiyacı olduğuna biz de inanıyor ve bunu destekliyoruz. Çünkü o dönemin zihniyeti tarafından oluşturulan anayasa ne yazık ki insan hakları anlamında, hukukun üstünlüğü anlamında, vatandaşın öne çıkarılması anlamında hem eksiklikler hem de tabiri caizse bir gerilik taşıyordu. Bu anlamda öncelikle değişen ve dönüşen dünyaya uygun, daha insan hakları odaklı, vatandaş merkezli, devlet ve vatandaş dengesinde vatandaşın üstünlüğüne inanan bir anayasanın gerekliliğine inanıyoruz." diye konuştu.
"Vatandaş merkezli bir anayasaya ihtiyaç var"
Yeni anayasanın "vatandaş merkezli" bir anayasa olması gerektiğini ifade eden Çakan, şöyle devam etti:
"'Devlet bütün kurumlarıyla vatandaş için vardır' merkezli bir anayasaya ihtiyacımızın olduğunu düşünüyorum. Meclis'teki herkes anayasanın değişmesi gerektiğini söylüyor. Madem değişmeli, Meclis'in bütün birleşenlerinin ortaklaştığı, özgürlükler, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve vatandaş odaklı bir anayasada bu bileşenlerin ortaklaşabileceğini düşünüyorum. Bizce de anayasa değişmeli ve yeni bir anayasaya ihtiyacımız var."
"İlk 4 maddenin değiştirilebileceği hususu da tartışılabilmeli"
Anayasanın ilk dört maddesiyle ilgili yapılan tartışmalara da değinen Çakan, "12 Eylül darbesinden sonra oluşturulan ve hâlâ yürürlükte olan anayasada ilk 3 madde sıralandıktan sonra 4'üncü maddede 'ilk 3 maddenin değiştirilemeyeceği, değiştirilmesi dahi teklif edilemeyeceği' yönde bir maddemiz var. Fikirler tartışılabilmeli. Bir maddenin diğer maddeye üstünlüğü de olmamalı. İlk 4 maddenin değiştirilebileceği hususu da tartışılabilmeli. Biz tartışılamayan maddenin olamayacağını düşünüyoruz. Anayasamızın her bir maddesinin bir diğerine üstünlüğünün olmaması gerektiğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Hiçbir maddenin bir diğer maddeye üstünlüğü olmamalıdır"
Anayasadaki maddelerin değiştirilemeyeceğini söylemenin milletin iradesine uygun düşmediğini belirten Çakan, şunları söyledi:
"Değişen ve dönüşen bir dünyadayız. Halkın iradesi Meclis'e yansımış durumda. Meclis'te her bir maddeyi bizce özgürce tartışabilmeli ve bu ülke vatandaşlarının hak ettiği bir anayasaya odaklanılmalı ve yeni bir anayasa oluşturulmalı düşüncesindeyiz. Çünkü hiçbir madde değiştirilemez değildir. Anayasanın hiçbir maddesinin diğer maddesine üstünlüğü yoktur. Anayasanın her bir maddesi tartışılabilmeli ya da değiştirilebilmelidir." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
'Üst üste 2 yıl işlenmeyen tarım arazilerinin kiralanması' uygulamasını değerlendiren Batman Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ebubekir Doğan, çiftçilerin tarım arazilerini neden ekmediğine yönelik araştırma yapılmasının daha sağlıklı olacağını söyledi.
Siyonistlere karşı en etkili silahın boykot olduğunu, boykota ciddi manada önem verilmesi gerektiğini belirten sivil toplum kuruluşu temsilcileri, boykotu sadece bireysel değil devletlerin, kurumların da bir bütün olarak yapması gerektiğini söyledi.
İslam'ın izzetini koruyup savundukları için 90'lı yılların karanlık yapıları tarafından kurulan kumpaslar sonucu 30 yıl zindan hayatı yaşayan Yazar Abdullah Zengin, Şanlıurfa E Tipi Cezaevi'ndeki Medrese-i Yusufiye'de yaşadığı süreci anlattı.