Son yıllarda hızla artan siber suçlara dikkat çeken bilişim uzmanları, sosyal medya kullanımı, online alışveriş ve banka bilgileri üzerinden gerçekleşen dolandırıcılık yöntemlerine karşı önemli uyarılarda bulundu.

Batman'da İLKHA mikrofonuna konuşan bilişim uzmanı Metin Özer, Türkiye'de ve dünyada hızla artan siber suçlara karşı vatandaşların daha bilinçli olması gerektiğini vurguladı.

Özellikle sosyal medya paylaşımları, online alışverişler, ikinci el telefon kullanımı ve gençler üzerinden yürütülen banka kartı dolandırıcılıklarına dikkat çeken Özer, bireysel tedbirlerin siber suçlarla mücadelede hayati önem taşıdığını söyledi.

Siber suçların sadece maddi zararlarla sınırlı kalmadığını, kişisel verilerin kötü amaçlı kişiler tarafından kullanılabildiğini ve bunun bireylerin hem sosyal hem de hukuki açıdan mağduriyetine sebep olabileceğini vurgulayan Özer, özellikle gençlerin hedef alındığını belirtti.

Banka kartlarının kiralanması, sahte siteler aracılığıyla dolandırıcılık, çocukların fotoğraflarının istismar amaçlı kullanılması gibi konuların giderek yaygınlaştığını söyleyen Özer, vatandaşları bu tehditlere karşı uyanık olmaya çağırdı.

Metin Özer

"10 kişiden biri siber suça maruz kalmakta"

Tüm dünyada olduğu gibi, maalesef ülkemizde de siber suçlarda ciddi bir artış söz konusu dolduğunu ifade eden Özer "Özellikle son 5 yılda bu suçlarda muazzam bir artış yaşanmıştır. 5-6 yıl öncesine baktığımızda her 100 kişiden 5'i siber suça maruz kalırken, bu oran günümüzde 10 kişiden 1’e düşmüş durumdadır. Elbette bu suç oranlarının artmasında çeşitli nedenler etkili olmaktadır. Bunların başında sosyal medyanın yoğun bir şekilde kullanılması, alışverişlerin online yapılması ve hayatımızın giderek internet, telefon ve bilgisayara bağımlı hale gelmesi gelmektedir. Bu sebeplerin doğurduğu sonuçlardan biri de siber suçlardır." dedi.

"Sosyal medya paylaşımları suça maruz kalma riskini artırıyor"

Siber suçları birkaç başlıkta sıralayan Özer "Özellikle sosyal medya alanında paylaşılan fotoğraflar dikkat çekmektedir. Çocukların paylaştığı fotoğraflar, pedofili eğilimli kişilere karşı bir malzeme haline gelebilmektedir. Bu sebeple hem kişisel fotoğraflarımızı hem de çocuklarımızın fotoğraflarını kesinlikle sosyal medya hesaplarımızda paylaşmamalıyız. Ayrıca, paylaşılan fotoğrafların farkında olmadan farklı ortamlarda kullanılabildiğinin de bilinmesi gerekir. Bir diğer önemli konu ise kredi kartlarıdır. Hesaplardan izinsiz para çekilmesi, farklı yerlerde harcanması, sanal bahis ortamlarına aktarılması ve banka kartlarının dolandırıcılık amacıyla kullanılması hem kişiyi riske atmakta hem de ciddi maddi kayıplara neden olmaktadır. Hatta bu durum, kişinin cezaevine girmesine kadar varan sonuçlar doğurabilmektedir." ifadelerini kullandı.

"Gençler hedefte"

Özer "Özellikle gençler üzerinde, banka kartı kiralama vaadiyle ya da EFT ve havale işlemleri için kullanılacağı söylenerek banka hesapları açtırılmakta ve bu hesaplar dolandırıcılık amacıyla kullanılmaktadır. Dolandırılan kişilerin paraları bu hesaplara aktarılmakta ve hesap sahibi çalınmış gibi gösterilerek mağdur edilmektedir. Aynı zamanda bu hesaplar sanal bahis sitelerinde de kullanılmaktadır. Günümüzde en çok sorun yaşadığımız konulardan biri de budur ve bu durum ciddi yasal yükümlülükler doğurmaktadır. Kendimizi bu tür tehlikelerden korumanın çeşitli yolları vardır. Öncelikle sosyal medyada kişisel bilgilerimizi 'adres ve telefon numarası dahil' kesinlikle paylaşmamalıyız. Banka kartlarımızla alışveriş yaparken, mobil uygulamalar üzerinden kısa süreli sanal kartlar kullanmalıyız. Alışveriş yapacağımız sitelere çok dikkat etmeli, bilmediğimiz ve güvenmediğimiz sitelerde asla alışveriş yapmamalıyız." uyarısında bulundu

"Bilinmeyen sitelere girilmemeli"

Bilinmeyen ya da sahte sitelere girildiğinde banka hesaplarının ele geçirilebilir, hesaplardan para çekilebilir ve bu paraların başka yerlere aktarılabildiğinin altını çizen Özer "Bu konuda dikkatli olunması gerekmektedir. Bir diğer önemli konu ise ikinci el telefon alırken dikkat edilmesi gerekenlerdir. Alınan telefon mutlaka formatlanmalı ve sıfırlanmalıdır. Çünkü telefonlara daha önce yüklenmiş yazılımlar aracılığıyla, sıfırlama yapılmadan kullanılmaya başlandığında banka bilgileri, rehber, fotoğraflar ve diğer kişisel bilgiler tanımadığımız kişilerin eline geçebilir. Ayrıca ortak alanlarda kullanılan ücretsiz Wi-Fi ağlarına da çok dikkat edilmelidir. Hatta mümkünse bu tür ağların kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Çünkü bu ağlar hacklendiğinde, ağa bağlı tüm telefonlara erişim sağlanabilmektedir." şeklinde konuştu.

"Dikkat ettiğimiz sürece ciddi bir sorunlar yaşamayız"

İnternet ortamındaki sınırsızlık denetleme mekanizması yetersiz hale getirdiğini belirten Özer "Her ne kadar devlet bu konularda caydırıcı önlemler alıyor olsa da, bunun da bir sınırı vardır. Zira internet ortamı neredeyse sınırsızdır ve bu ortamda kendimizi korumak tamamen bizim sorumluluğumuzdadır. Bu da oldukça basit kurallarla mümkündür: Bilmediğimiz bağlantıları açmamalıyız, resmi kurumlar tarafından yayınlanmayan uygulamaları telefonumuza indirmemeliyiz ve tanımadığımız kişilerden gelen mesajlara ya da e-postalara yanıt vermemeliyiz. Bu hususlara dikkat ettiğimiz sürece ciddi bir sorun yaşamayız. Bununla birlikte, gençlerin bu konuda özellikle hassas olması gerekir. Hiçbir şekilde kendi banka hesaplarını kiralamamaları veya emanet etmemeleri gerekir. Çünkü banka kartını kullandıran kişi, devlet nezdinde dolandırıcılığı gerçekleştiren kişi konumuna düşmektedir. Bu da hem yüz kızartıcı bir suç işlemeye hem de hapis cezasına sebep olabilmektedir. Devlete düşen görev ise gençleri bu konuda bilinçlendirmektir. Özellikle okullarda bilişim derslerinde bu tür suçlara yönelik farkındalık kazandırılmalıdır. Sonuç olarak, bilinçsizce kullanılan internet, kişi için adeta bir felakettir." dedi. (İLKHA)