Çatalbaş: Böyle giderse engellilere uygulanan ÖTV indiriminin bir anlamı kalmayacak

Yükselen fiyatlar nedeniyle engellilerin araç alımlarında yaşadığı sorunlara ilişkin konuşan Anadolu Engellileri Birleştirme Derneği İstanbul Şube Başkanı Hasan Çatalbaş, böyle devam ederse araç alımında engellilere uygulanan ÖTV indiriminin bir anlamının kalmayacağını, sorunların çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade etti.
Son yıllarda dünyada yaşanan ve Türkiye'de ciddi olarak hissedilen ekonomik kriz ile birlikte ortaya çıkan enflasyon hayatın her alanını olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Neredeyse herkesi etkileyen, ciddi fiyat artışlarına sebep olan enflasyon sonrasında engellilerin araç almaları da belirlenen fiyat kotası nedeniyle güçleşti.
Araç fiyatlarının artması nedeniyle araç kasko değerinin 240'ta 1'inin gelir olarak dikkate alınması, engelli maaşları, engelli bakım maaşlarını kesilmesi gibi durumlar da engelli bireyleri olumsuz etkiliyor.
Engellilerin araç alım ve kullanımında yaşadığı sorunlarla ilgili İLKHA muhabirine konuşan Anadolu Engellileri Birleştirme Derneği İstanbul Şube Başkanı Hasan Çatalbaş, belirlenen fiyat kotasının enflasyon karşısında etkisiz kaldığını, bu şekilde devam etmesi halinde ÖTV indiriminin artık bir anlamının kalmayacağını söyledi.
"Araç kullanımında yakınlık derecesinin kısıtlanması sorunlara neden oluyor"
Çatalbaş, "Kasko değerinin 240'ta biri oran konulması sebebiyle engelli maaşı olan ve engellilere bakanların araç alması sonrasında maaşları kesilmeye başlandı. Bu konuda bir açıklama yapılmadan vergi dairesi ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yönetmelik uygulamaya konuldu. Bu sebeple birçok engelli kardeşimiz ve yakınları mağdur olamaya başladı. Bundan önce araç kullanımında engellilerin 3'üncü dereceye kadar yakınlarına serbestiyet tanınırken şu anda birinci derece yakınlar dışında kimsenin kullanmasına müsaade edilmiyor. Bu bir noktada doğru bir karar ama burada da şu eksilikler var. Birincisi; gelin ve damat birinci derecede hısım olmasına rağmen vergi daireleri tarafından aracı kullanmalarına izin verilmiyor. İkincisi; engelli araçta olduğunda aracın kim tarafından kullanıldığı şartı olmaması gerekiyor. Çünkü engelli her zaman birinci derecedeki yakınlarını bulma şansı maalesef yok. Burada da bir çıkmaz var. Üçüncüsü; engellinin bulunduğu il dışında aracın kullanılması sıkıntı olabiliyor." dedi.
"Böyle giderse ÖTV indiriminin bir anlamı kalmayacak"
Söz konusu uygulamanın yılbaşından itibaren başladığını, daha önce böyle bir uygulamanın olmadığını kaydeden Çatalbaş, "Hâsılı engelliye verilen engelli aylıkları, evde bakım paraları dışındaki en büyük destek aslında araç alımlarında gösterilen ÖTV indirimiydi. Bunu da kademe kademe ortadan kaldırıyorlar. Bu şekilde giderse çok fazla bir anlamı kalmayacak. Çünkü araç fiyatları 1 milyon 4 bin barajının çok üstüne çıktı. Burada halen bir çözüm üretilmiyor. Maalesef sesimizi duyuramıyoruz. Bu konu ile ilgili olarak diyoruz ki, 1.6 motor baz alınsın. Elektrikli araçlarda ise 1.8 motor baz alınsın. O zaman bu mesele rahatlıkla çözülebilir. Yönetmeliklerde de birinci derece yakınlık konusuna da açıklık getirilmesi ve engelli araçta olduktan sonra da kimin kullandığı sorun edilmemesi gerekir." diye konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
HAMAS tarafından başlatılan "Aksa Tufanı" ile birlikte İşgal rejiminin prestij olarak büyük kayıplar yaşadığını belirten Medeniyet Tarihçisi Musa Biçkioğlu, siyonizmin en güvenli evi olarak takdim edilen israilin 7 Ekim'den sonra en güveniz yer konumuna düştüğünü ifade etti.
Siyonist rejimin ve ona destek veren firmaların içeceklerini satmayarak boykot kampanyası başlatan işletmeciler, yerli mallarının yüksek maliyette satılmaması gerektiğini belirterek yerli üretim çağrısında bulundu.
İslam'da komşuluk haklarına değinen Eski Diyanet İşleri Başkanı Dr. Lütfi Doğan, İslam'a göre komşunun komşuya karşı sorumluluğu olduğunu ve bu sorumluluğun da yerine getirilmesi gerektiğini söyledi.
Şanlıurfa’da sonbaharın gelmesi ve havaların da soğuması ile birlikte vitamin ve mineral kaynağı olan balığa talep arttı.