Siirt Üniversitesi Ortadoğu Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Ali Öncer, "Son dönemde Filistin meselesiyle ilgili ortaya atılan iddialar, Kürt ve Filistin halkları arasında tarihi bir ayrılık yaratma çabasını gözler önüne seriyor." dedi.
Siirt Üniversitesi Ortadoğu Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Ali Öncer, Filistin meselesi üzerinden yayılan bilgi kirliliğine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Dr. Öncer, özellikle "Filistinliler Kürtleri öldürdü" şeklindeki iddiaların hiçbir tarihi dayanağı olmadığını belirterek, bu söylemlerin kasıtlı olarak halklar arasında fitne yaratmayı hedeflediğini ifade etti.
"Filistinliler Kürtleri öldürdü" iddiası tarihi gerçeklerle çelişiyor
Bu tür iddiaların 1920’li yıllara dayandırıldığını ancak gerçeği yansıtmadığını söyleyen Dr. Öncer,"1920'li yıllarda İngilizlerin Kürtlere karşı katliam yaptığı ve bu süreçte Filistinlilerin onlara yardım ettiği iddiası tamamen iftiradır. O dönemdeki Kürt katliamı, Irak topraklarında İngiliz işgalinin doğrudan bir sonucuydu. Filistinlilerin bu olayda hiçbir rolü yoktur. Hatta o dönemde Filistin halkı, İngiliz işgalinden en çok zarar gören topluluklardan biriydi." İfadelerini kullandı.
Dr. Öncer, Filistin ve Kürt halkları arasında hiçbir tarihsel çatışma olmadığını, bu tür iddiaların Batı’nın bölgede uyguladığı "böl ve yönet" politikasının bir uzantısı olarak ortaya atıldığını dile getirdi.
İngilizlerin Ortadoğu’daki "böl ve yönet" stratejisi
Osmanlı’nın yıkılmasının ardından İngilizler ve Fransızlar, bölgeyi kontrol etmek için halkları birbirine düşüren politikalar izledi. Dr. Öncer, bu stratejiyi şu sözlerle açıkladı:
"İngilizler, Osmanlı coğrafyasından kopan milletler arasında fitne tohumları ekerek aralarında düşmanlık yaratmayı hedefledi. Irak’ta Kürt isyanlarına karşı hava saldırıları düzenlediler ve bu süreçte yerel iş birlikçileri kullandılar. Filistin’de ise yönetim kademelerine kendi çıkarlarına hizmet edecek kişiler atandı. Amaç, halklar arasında rekabet ve çatışma yaratarak bölgeyi kontrol altında tutmaktı."
İngilizlerin bu politikalarının Kürtler ve Filistinliler arasındaki ilişkilere de zarar verdiğini belirten Dr. Öncer, bu dönemin etkilerinin halen sürdüğünü vurguladı.
"Filistin meselesi Kürtlerin meselesi değil' söylemi çok tehlikeli"
Son dönemde Kürt halkı arasında yayılan “Filistin meselesi Kürtlerin meselesi değil” söylemini de değerlendiren Dr. Öncer, bu söylem tehlikeli bir yanılgı. Bugün Filistin’de verilen mücadele, sadece Filistin halkının değil, tüm Müslümanların ortak davasıdır. Kürtlerin bu mücadeleye ilgisiz kalması demek, kendi haklarına sahip çıkmaması demektir. Çünkü Batı’nın nihai hedefi, bu coğrafyada ne Kürtlere, ne Türklere, ne de Araplara yer bırakmaktır." uyarısında bulundu.
"Halklar, yöneticilerin hatalarından sorumlu tutulamaz"
Dr. Öncer, Filistin meselesine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken halklar ile yönetimler arasındaki ayrımın gözden kaçırılmaması gerektiğine dikkat çekerek," Osmanlı sonrası dönemde Filistin, İngiliz işgali altındaydı ve yönetim kademeleri İngilizlerle iş birliği yapan kişilerden oluşuyordu. Bu yöneticiler, sadece Kürtlere değil, Türkler ve Araplar da dahil olmak üzere Müslüman halklara düşmanlık besliyordu. Ancak bu durum Filistin halkına mal edilemez. Halklar, yöneticilerin hatalarından sorumlu tutulamaz." şeklinde konuştu.
"Batı’nın bölgede iki temel hedefi"
Batı’nın Ortadoğu’daki temel stratejisini de değerlendiren Dr. Öncer, tarihsel bağlamda dikkat çeken şu açıklamayı yaptı:
"Batı’nın bölgemizde iki temel hedefi var. Birincisi, Roma İmparatorluğu’nun tarihi sınırlarını yeniden canlandırmak. Bu sınırlar, Müslümanların yaşadığı geniş bir coğrafyayı kapsıyor. İkinci hedef ise vadedilmiş topraklarda bir Yahudi devleti kurmaktır. Bu hedefler hayata geçtiğinde Kürtlerin, Türklerin ve Arapların bu topraklarda yer bulması mümkün olmayacaktır."
"Kürtler ve Filistin halkı ortak mücadele vermeli"
Filistin mücadelesinin yalnızca Filistin halkını değil, tüm Müslüman coğrafyayı ilgilendirdiğini belirten Dr. Öncer," Bugün Filistin’de verilen mücadele, sadece Filistinlilerin değil, Kürtler, Türkler ve Araplar da dahil olmak üzere bütün Müslümanların haklarını savunmaktadır. Eğer bu mücadeleye sahip çıkmazsak, yarın Kürtlerin, Türklerin veya Arapların yaşadığı topraklara aynı saldırılar gelecektir. Müslümanlar olarak birlik sağlamalı ve Batı’nın bu planlarına karşı birlikte mücadele etmeliyiz." çağrısında bulundu
Ortadoğu’daki tarihi gerçeklerin çarpıtılmasına karşı uyarıda bulunan Dr. Öncer, halkların arasındaki dayanışmanın güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Filistin meselesinin, bir coğrafya ya da halk meselesi değil, tüm Müslümanların ortak davası olduğunun altını çizdi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
“O’nu Oku O’nu Yaşa” temasıyla Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından bu yıl 12’ncisi düzenlenen siyer yarışmasının tanıtımı için Rehber Öğrenci Topluluğu ve İdeal Gençlik Hanım Topluluğu tarafından Mardin Artuklu Üniversitesinde stant kuruldu.
Adana'nın merkez Seyhan ilçesi Pınar Mahallesi Muhtarı Saniye Çelik, Seyhan Belediyesi'nin çöp toplama, park düzenlemeleri ve altyapı çalışmaları gibi temel görevlerini yerine getiremediğini belirterek, "Makam işgalciliğini asla kabul etmiyoruz" dedi.
17 Kasım'da aniden fenalaşması sonucunda İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan 2 yaşındaki Mustafa Zeyd'in ihmal sonucu öldüğünü iddia eden baba Mahmut Muslihan, savcılığa taşıdığı olayın hukuki olarak aydınlatılmasını, ihmale sebep olanların yargılanmasını talep ediyor.