HÜDA PAR’ın Meclis'e sunduğu Türkiye vatandaşı soykırımcı siyonistlerin yargılanmasına yönelik kanun teklifi hakkında değerlendirmelerde bulunan Yazar Vahdettin İnce, kanun teklifinin yasalaşmasının tüm siyasi partiler için fırsat olduğunu söyledi.
Gazze'de yaşanan soykırıma katılan çifte vatandaşlar hakkında HÜDA PAR tarafından hazırlanan kanun teklifinin TBMM'de görüşülmesi yönündeki önergenin kabulünün ardından başlayan süreç sürüyor.
HÜDA PAR'ın, soykırım suçuna iştirak eden çifte vatandaşlardan yargıdan kaçanların vatandaşlıktan çıkarılmaları ve mal varlıklarına el konulmasını öngören kanun teklifinin önümüzdeki günlerde Genel Kurul gündemine girmesi bekleniyor.
Teklif, çifte vatandaşların soykırıma karışması halinde; vatandaşlıktan çıkarılmaları, mal varlıklarının dondurularak yeni aile fonuna aktarılması ve ağırlaştırılmış müebbet almalarını öngörüyor. Kanun teklifi, yürütme ve yürürlük maddeleriyle toplamda 6 maddeden oluşuyor.
Yazar Vahdettin İnce, HÜDA PAR’ın Meclis'e sunduğu kanun teklifi hakkında İLKHA muhabirine konuştu.
“HÜDA PAR siyasetin ruhuna uygun bir şekilde böyle bir kanun teklifinde bulundu”
Siyasetin bir duruş meselesi olduğuna dikkat çeken İnce, “Siyasetteki duruşunuz, sizin oradaki işlerinizi yansıtır. Siyasi partilerin konumu ise tam da bu duruşun somutlaşacağı bir yerdir. Dolayısıyla bu bakımdan HÜDA PAR'ın böyle bir kanun teklifinde bulunmuş olması, yani Gazze soykırımında aktif rol alan, gidip orada askerlik görevini yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da olan aynı zamanda çifte vatandaş niteliğine sahip askerlerin bu soykırıma katıldıkları hepimizin malumdur. HÜDA PAR da tam siyasal bir partinin konumlanışına uygun bir şekilde, siyasetin ruhuna uygun bir şekilde, böyle bir kanun teklifinde bulundu ve aktif olarak bu katliamda rol alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının cezalandırılmalarına yönelik detayları var bu kanunun. Bu ayın 31’inde gündeme gelme ihtimali söz konusudur, gelmesi gerekir bence.” değerlendirmesinde bulundu.
“Halkın taleplerini, arzularını ve konumunu hükümet nezdinde makus bulması siyasi parti için varlık sebebidir”
Kanunun teklifinin yasalaşmasının gecikmesi durumunun zararları olduğuna vurgu yapan İnce, “Eğer bu gündeme alınırsa, Türkiye Cumhuriyeti açısından hem Meclis açısından hem de siyasal partiler açısından olumlu bir duruş söz konusu olur. Duruş dediğim şudur ki; halkın taleplerini, arzularını ve konumunu hükümet nezdinde makus bulması siyasi parti için varlık sebebidir. Varlık sebebi halkın taleplerinin hükümet tarafından bir yasayla veya bir uygulamayla icra makamı tarafından yerine getirilmesi açısından önemlidir. HÜDA PAR'ın bu tavrı böyle bir şeye de uygundur. Dolayısıyla hükümetin buna bigâne kalmaması, sadece hükümetin hükümeti destekleyen veya desteklemeyen diğer bütün siyasal partilerin buna destek olmaları gerekiyor ki gündeme gelmesini sağlasınlar. Bu bir sınavdır, imtihandır. Bu imtihandan geçip geçmemek de işte burada takılanacak tavırla ilgilidir.” dedi.
“Böyle bir fırsatı da değerlendirmek bir zorunluluktur”
İnce, “HÜDA PAR siyasetin ruhuna aygın uygun bir adım atıyor ve sadece bununla da değil, öteden beri ilk meclise girdiği günden beri halkın potansiyel olarak içinde yaşattığı ama belki dile getiremediği bazı meseleleri tam zamanında, tam uygun bir konumda dile getirmeyi beceriyor. Biz buna hikmet diyoruz. Hikmetli siyaset; yerinde ve zamanında uygun adımı atmak diyoruz buna. Bu bakımdan bu hikmetli davranışını destekliyorum ve öyle umuyorum ki Meclis de bunu gerekli desteği sağlayacaktır. Sadece belli bir partiyi kastetmiyorum. Partiler ayrılmadan hepsinin bunu desteklemesi destek gereklidir. Çünkü soykırım büyük bir insanlık suçudur. Öteden beri hepimizin de bildiği gibi bu coğrafyada da soykırımlar yaşandı, dünyada da soykırımlar yaşandı. Ve şu anda gözlerimizin önünde canlı yayında bu soykırımlara şahit oluyoruz. Artık birtakım uluslararası kurallar, uluslararası siyaset dengeleri göz önünde bulundurularak gerekli tavrı ortaya koyamıyor Arap alemi, İslam alemi veya insanlık alemi. Bunların bir kısmı bir bile sessiz kalıyor. Bunların bir kısmı isteyerek sessiz kalıyor bir kısmı da gerçekten de çaresizlikten dolayı böyle bir şey yapamıyor ama böyle bir fırsatı da değerlendirmek bir zorunluluktur. Aksi takdirde yarın Allah hesap sorar, tarih hesap sorar, millet hesap sorar.” şeklinde konuştu.
“Amerikan Kongresi’nde bir siyonist çete başının konuşma yapması ve bu konuşmanın da ayakta sık alkışlanması korkunç bir olaydır”
İşgal rejiminin sözde Başbakanı Netenyahu’nun Amerika Kongresi’nde konuşma yapmasına değinen İnce, “Bu olayın Amerikan Kongresi'nde yaşanması tırnak içinde hür dünya için, özgür dünya için, demokrasi cephesi için bir utançtır. Batı medeniyetini ben yazılarımda batı bedeviyeti dediğim batı medeniyeti açısından bir utançtır. Yani o bugün, o medeniyetin, demokrasinin, özgürlüğün temsilcisi konumdaki Amerikan Kongresi’nde bir siyonist çete başının konuşma yapması ve bu konuşmanın da ayakta sık alkışlanması korkunç bir olaydır. Dünyanın geleceği açısından insanların umudunu kıran bir olaydır. Aslında teorik olarak, pratikte biz bunu; nasıl bir çifte standart ve batı medeniyetinin nasıl bir ikiyüzlülük içerisinde olduğunu biliyoruz. Kendi içinde söyledikleri kurallara uyarken, geri kalan insanların hayatlarında tam tersine katillerin, soyguncuların, diktatörlerin, zalimlerin, soykırımcıların yanında yer aldığının bu sadece örneklerinden biridir. Bunun gibi daha birçok örnekler vardır. Bizatihi fail olduğu katliamları da biliyoruz.” diye belirtti.
“Eğer bu yasa geçmezse ve eğer bu tavır takınılmazsa, bundan sonra söyleyeceğimiz bütün söylemler havada kalır, kimsenin nezdinde bir inandırıcılığı olmaz”
Konuşmasının sonunda İnce, “HÜDA PAR'ın teklifi; Gelecek Partisi'nin, Saadet Partisi'nin ve başka partilerin eminim ki AK Parti'nin içinde de kahir ekseriyette ve diğer başka partilerin içinde de vicdan sahibi, özgürlükten yana, insan haklarından yanan insanların bu kanunun tam da bu zamana denk gelecek şekilde geçirilmesine destek vermiş olmaları anlamlı bir cevap olur. Yani Türkiye'nin buradaki halklarıyla, inançlarıyla, geçmişiyle, tarihiyle barışık bir şekilde erdemler temsilcisi olduğunu göstermesi için bir fırsattır. Bu fırsatın kaçırılmaması gerekiyor. Aksi takdirde dünyada zalimlerin işledikleri gibi at oynattıkları bir arenaya dönüştüğü bizim tarafımızdan da tescillenmiş olur. Eğer bu yasa geçmezse ve eğer bu tavır takınılmazsa bundan sonra söyleyeceğimiz bütün söylemler havada kalır, kimsenin nezdinde bir inandırıcılığı olmaz. Bu bakımdan kaybedecek olan HÜDA PAR veya bu kanunu destekleyenler değildir, bu kanun geçmesine engel olanlardır." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte inşaat işçileri, kötü hava koşullarından dolayı fazla çalışamadıklarını belirterek, kışın çalışma koşulları hakkında ifadelerini aktardılar.
İslam'da yardımlaşma anlayışı ve dayanışmanın önemini anlatan İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Mehmet Ali Altun, günümüzde insanların birbirlerine yardımcı olmaya ve iyiliği yaygınlaştırmaya büyük bir ihtiyacın olduğunu söyleyerek önemli tavsiyelerde bulundu.
Festival ve konser adı altında özellikle gençliğin ifsada sürüklendiğini vurgulayan Molla Abidin Er, yapılan bu ifsat etkinliklerinin, gençlerin ahlaki değerlerini zayıflatıp ahlaksızlığa sürüklediğini belirtti.
Cizre İlçe Müftülüğü Vaizi Abdullah Gökalp, kumarın gençleri ve aileleri yok ettiğini, çözümün Kur’an ve sünnete dönmek olduğunu belirterek, "Kumar bağımlılığı, son yıllarda yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal bir tehdit haline gelmiş durumda." dedi.