Marketinde boykotlu malları satmayarak yapılan zulme karşı duruş sergiliyor

Mardin’in Nusaybin ilçesinde bir dükkân sahibinin Gazze'deki katliama dikkat çekmek ve işgal rejiminin maddi yönden gücünü zayıflatmak için marketine boykotlu ürünleri almayarak zulme karşı duruyor.
Gazze'ye yönelik 7 Ekim'den bu yana devam eden işgal saldırıları sonrası özellikle İslam ülkelerinde işgal rejimi mallarına yönelik boykot uygulaması giderek rağbet görüyor.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde işgalci siyonist rejimle bağlantılı olan ürünlerin satılmadığı dükkân, halk tarafından hem rağbet görüyor hem de takdir ediliyor.
Markette alışveriş yapmayan gelen Abdüssamed Çetin, Müslümanlığın gereği olarak her türlü zulme karşı olunması ve sadece top tüfekle değil, işgalcilere maddi yönden de darbe vurarak mallarının boykot edilerek zayıflatılması gerektiğini vurguladı.
"En azından malımızla, kalbimizle, duamızla o zalimlere lanet ederek karşı durabilir tarafımızı belli edebiliriz"
Abdüssamed Çetin
Siyonist işgalcilere fiziki anlamda savaş açılamadığından en azından onların ürünlerini tüketmeyerek onlara karşı duruş sergilenmesi gerektiğini belirten Çetin, "65 yaşındayım Bugün Nusaybin’deki Müslüman tek değil yeryüzünde ne kadar insan varsa Hıristiyan olsa Yahudi olsun zulme ve zalimlere karşı olmalı ve o zulmü kaldırmaya çalışabilmelidir. Zalime karşı durmak sadece topla tüfekle olmayabilir. Bizler zayıf insanlarız. Silahlarla zalime karşı gücümüz yetmeyebilir. Ancak en azından malımızla, kalbimizle, duamızla o zalimlere lanet ederek karşı durabilir tarafımızı belli edebiliriz." şeklinde konuştu.
Çetin, "Benim veya kardeşimin dükkânı olsun kimin olursa olsun fark etmez. Herhangi bir Müslüman bir markete gittiği vakit boykot edilen malları aldığında katliama, soykırıma uğrayan o kardeşlerimizin ahını gözü önünde bulundurarak o malı almamaya vicdanı olsun. israil ürünü alırken benim Müslüman kardeşime zulmeden, kutsal topraklarıma girmeye kasteden bir katil sıfatı bilinciyle olaya bakarak alışveriş yapılmalıdır." dedi.
"Kim zalimlik yaparsa biz onun karşısındayız"
Çetin, İşgal rejiminin mallarından çok alternatif ürünlerin tüketilmesi hakkında tavsiye ve uyarılarda bulunarak, "En azından bizler topla tüfekle savaşamıyorsak dahi o zalimlerin mallarını boykot ederek onların maddi yönden güçlerini kırabiliriz. Bu ürünleri herkes boykot edip almazsa piyasada herhangi bir değeri kalmayarak ortadan kalkar. Bu zalimlerin mallarını boykot yaparsak maddi güçleri zayıfladığından oradaki kardeşlerimize zulmedemezler. Kim zalimlik yaparsa biz onun karşısındayız. Bütün devletler bunlara karşı bir şeyler yapmalıdır. Bu malları almayarak herhangi bir eksiğimiz olmaz. Rızkımız kesilmez. İsrail malını almayarak gerekirse aç kalalım. Aç kalalım ki bu zalim her türlü katliam yapamasın. Ben şahsım başka alternatif olan malları alıyor boykot ürünlere hiç ihtiyacım olmuyor.” ifadelerini kaydetti. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen “Gazze İstişare Toplantıları”nın dördüncüsü, İstanbul, Ankara ve İzmir’in ardından Van’da gerçekleştirildi. Alimler, kanaat önderleri, STK temsilcileri ve siyasi parti temsilcilerinin katıldığı toplantıda Gazze için somut adımların atılmasın çağrısında bulunuldu.
Ceninli beş çocuk babası Samir er-Rifai, esir alındıktan sadece bir hafta sonra işgal zindanlarında şehit düştü.
Gazze'de siyonist rejimin 650 gündür sürdürdüğü soykırım saldırılarında şehit sayısı 58 bin 573'e, yaralı sayısı ise 139 bine ulaştı. ABD destekli saldırılar sonucu halk açlık, göç ve yoklukla mücadele ediyor.
Şam'a yönelik siyonist saldırıyı "ümmetin onuruna indirilmiş ağır bir darbe" olarak niteleyen Dünya Müslüman Âlimler Birliği, İslam ülkelerine acil zirve çağrısı yaptı. Birlik ayrıca Gazze ve Suriye için askeri ve ekonomik ittifak kurulmasını talep etti.