"Oruç sabır şükür ve takva mektebidir"

Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden Yrd. Doç. Dr. Ramazan Korkut, orucun sabır, şükür ve takva mektebi olduğunu söyledi.
On bir ayın sultanı Ramazan ayıyla ilgili tavsiyelerde bulunan Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde görevli Yrd. Doç. Dr. Ramazan Korkut, bu ayın güzel bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Ramazan ayının manevi ikliminden faydalanılmasının önemine değinen Korkut, orucun önemli hikmetlerinin sabır, şükür ve takva olduğunu söyledi.
Ramazan ayının Kur'an-ı Kerim ayı olduğunu dile getiren Korkut, oruç ibadetinin çeşitli hükümleri ve hikmetleri olduğunu ifade etti.
Takvanın elde edilmesi amaçlanan orucun, bunun için etkili bir yol olduğunu belirten Korkut, "Ramazan ayı içinde orucun farz kılınması bu ayın bir ibadet ayı olduğunu gösteriyor. Kur'an'ın nazil olması, bu ayda, Kadir Gecesi'nde indirilmesi bu ayın Kur'an ayı olduğunu ve müminlerin Kur'an'la buluşturulmak istendiğini gösteriyor. Yine Ramazan ayının tefekkür ayı olduğunu anlıyoruz. İbadet şuurunun, merhamet duygusunun güçlendiği bir ay olduğunu görüyoruz. Tüm bunlar, Ramazan-ı şerifteki orucun vesilesi ile elde edilen hikmetlerdir." dedi.
"Bu ayı oruçla geçiren kimsenin geçmiş günahları bağışlanır"
Tutulan oruçların aynı zamanda insana sabrı öğrettiğini bildiren Korkut, şunları söyledi: "Oruç sabrın ta kendisidir. İnsanda sabır duygusunu güçlendiriyor ve o sabır duygusunu yıllın tamamına yayıyor. Demek ki bu ayı oruçla geçiren, bu ayın gecelerini ibadetle geçiren ve Kadir Gecesi'ni de ihya eden kimsenin geçmiş günahları bağışlanır. Oruç sabra ve şükre nasıl vesile olur? Şükür demek minnettarlık demektir. Yani nimet verene karşı minnettar olmak, o nimetin içesinde nimet vereni görmek ve o nimetten nimet verene ulaşmak ve ona minnettar olmaktır. Sürekli yiyip içen, yıl boyu yemeyi ve içmeyi devam ettiren insanlar bir süre sonra nimetin kıymetini unutmaya başlıyor. Ramazan ayındaki açlık ve susuzluk vasıtasıyla bir yudum suyun, bir lokma ekmeğin ne kadar kıymetli olduğunu anlıyor. O nimete karşı minnettarlık hissi gelişiyor. İnsanın içinde ve kalbinde minnettarlık hissi oruç sayesinde gün geçtikçe güçleniyor. Allah'a karşı minnettarlık hissini iftar saatinden yaklaşık beş dakika öncesinde çok daha iyi anlıyoruz ki o minnettarlık ifadesi Allah'a şükrün ifadesidir. O minnettarlık hissi şükür duygusunu o kadar güçleniyor ki insanı namaza, Allah'a, ibadete sevk ediyor. Çünkü namaz da şükrün filli bir şekilde ifadesidir. Şükür, dil, kalp ve fiil ile yapılır."
"Oruç, sabır ve şükür mektebidir"
Oruç tutarken imsak vaktinden güneş batıncaya kadar yeme-içme ve cinsel münasebetin yasaklanmasının insanda sabır duygusunu güçlendirdiğini dile getiren Korkut, "Allah'ın emirlerine uyma ve yasaklarından kaçınma ise sabır duygusunu güçlendiriyor. Zaten sabır ve şükür duygusunu kendisinde yerleştirilen bir insan artık her musibetin karşısında sabretmeyi öğrenir ve her nimetin karşısında şükretmeyi öğrenir. Bir musibetle karşılaştığında ona karşı sabreder, direnir ve üzerine düşeni yapar, gerisini Allah'a bırakır ve o musibeti yarı yarıya indirir bu durum. Dolayısıyla oruç, bir sabır ve şükür mektebidir. Oruç, insandaki sabır ve şükür duygusunu güçlendirir." şeklinde konuştu.
Ramazan ayının manevi ikliminden faydalanılması gerektiğine değinen Korkut, "Orucun manası şudur: Ya Rabbi, helal ve mubah olan yeme ve içmeyi terk ediyorum ve sen emrettiğin için bütün haramları da terk edeceğim! Bunu fiili olarak ispatlamaktır. Gece vaktinde oruca niyet eden bir kimse sadece açlığa, susuzluğa değil, açlık ve susuzlukla birlikte dilini yalandan korumaya, yüzünü haramdan korumaya, kulağını gıybetten, yalandan ve kötü sözlerden korumaya, dilini incitici sözlerden korumaya, halini kötü anılardan, hatıralardan arındırmaya ve temizlemeye kalbi, ruhu, aklı, bütün aza ve duyguları ile oruç tutmaya niyet ediyor aslında." ifadelerini kullandı.
"Hakkıyla oruç tutan, 80 yıllık manevi bir ibadet hayatını kazanabilir"
Korkut, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ramazan ayı öyle bir aydır ki bize 80 yıllık manevi bir ibadet ömrünü kazandırabilecek bir potansiyeldedir. Bu ayın içerisinde Kadir Gecesi bulunur. Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Bin ay ise 83 yıllık bir zaman dilimine karşılık gelir. öyle ise Ramazan'ın gündüzlerini oruçla, gecelerini teravihle, Kadir Gecesi'ni ihya ile geçiren ve hakkıyla oruç tutan, Kur'an'la hemhal olan, sürekli Kur'an'ı zikreden ve tefekkür eden bir kimse 80 yıllık manevi bir ibadet hayatını kazanabilir ve 80 yıl boyunca ibadet etmiş gibi bir sevabı elde edebilir. Ramazan ayı manevi açıdan böyle bir potansiyeldedir."
"Ramazan mektebi merhamet duygusunu yerleştirir"
"İnsandaki kulluk şuurunu güçlendirme açısından Ramazan aynı zamanda bir ibadet ve kulluk mektebidir." diyen Korkut, "İnsanoğlu açlık ve susuzlukla ne kadar zayıf olduğunu, yemeden ve içmeden yaşamayacağını, ne kadar fakir olduğunu, nimetin sahibinin kendisinin olmadığını idrak ediyor. İşte, insandaki bu idrak, şuurun gelişmesi ondaki ibadet şuurunu güçlendiriyor. Ramazan mektebinin yerleştirmeye çalıştığı en temel duygulardan bir tanesi de merhamet duygusudur. Cenabı Allah, hikmetinin gereği olarak insanların bir kısmını fakir ve bir kısmını zengin yapmıştır. Açlık ve susuzluk vasıtasıyla insanlar birbirinin halinden anlama fırsatını buluyorlar. Açlık ve susuzluk sebebiyle insanların kalbine merhamet duygusu yerleşiyor ve o merhamet duygusu oruç vasıtasıyla sürekli güçleniyor. Dolayısıyla zengin fakirin halinden, fakir de zenginin halinden anlamaya başlıyor ve bu merhamet duygusunun gelişmesi ise yardımlaşmayı beraberinde getiriyor." dedi. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Yazar Muhammed Şakir, Alimler Buluşmasındaki konuşmasına bazı kesimlerce itiraz edilen bölümün, medyanın öne çıkardığı başlık olduğuna işaret ederek, "Yani bir tespitimiz vardı. O tespit de özellikle 'milliyetçiliğin, Kürtleri ümmet bütünlüğünden koparma girişimlerinden araç olarak kullanıldığı' yönündeydi. Fakat bu mesele bütünlüğü içinde görülmesi gereken bir meseledir. Irkçılığın Kürtler üzerindeki etkilerinden söz ediyoruz." dedi.
Mimar ve İnşaat Mühendisi Saim Işık, mimarlığın şehirlerin kimliği, yaşam kalitesi ve güvenliği üzerinde belirleyici bir rol oynadığını belirterek, "Mimarlık sadece bina yapmak değil, insanlara konforlu ve huzurlu yaşam alanları sunmaktır." dedi.
Umut Kervanı, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgeye sevk edilen ve kakılıcı konutların yapılmasıyla boşa çıkan konteynerlerin Gazze'ye gönderilmesi çağrısında bulunmuştu. Aylar sonra da olsa bu çağrı karşılık buldu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından konteynerlerin AFAD koordinesinde Gazze'ye gönderilebileceği gündeme getirildi.
İşgalci siyonistlerin ablukasını kırmak ve Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yol alan ancak işgalciler tarafından saldırıya uğrayan Küresel Sumud Filosunun aktivistlerinden Zeynel Abidin Özkan, yaşadıkları süreci anlattı. Özkan, "Dünya kamuoyu Sumud kararlılığıyla Gazze halkının yanında yer aldı ve halklar ayaklandı." dedi.