"Siyoznizmin saflarına gönüllü asker olarak katılanların vatandaşlığının kaybettirilmesi gerekiyor"

Avukat Enes Kiraz; işgal ordusuna katılarak Filistinlileri katletmeye çağıran işgalcilerin emrine uyan Türkiye vatandaşlarının, 5901 sayılı kanuna göre vatandaşlıktan çıkarılması gerektiğini belirtti.
5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 29'uncu maddesi’nin 'c' bendinde, yabancı ülke adına askerlik hizmetlerinde bulunanların Türkiye vatandaşlığını, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile kaybedebileceklerini öngörüyor.
29'uncu maddenin 'c' bendinde "İzin almaksızın yabancı bir devlet hizmetinde gönüllü olarak askerlik yapanların" Türkiye vatandaşlığını kaybedebilecekleri hükmü yer alıyor.
Uluslararası hukuka göre "vatansız" terimi, vatandaşlık hakkını kaybeden ve bir yenisini kazanamayan kimseler için kullanılıyor. Vatandaşlıktan çıkarılan kişiler, hiçbir devletle vatandaşlık bağı olmayan kişiler için kullanılan "haymatlos" şeklinde tanımlanıyor.
Vatansız kişi bir devletin vatandaşlığında olmadığı için şahsı veya mallarına milletlerarası hukuka aykırı herhangi bir fiilden dolayı hiçbir devletin diplomatik korumasından yararlanamıyor.
Siyonist işgalcilerin Gazze'deki savunmasız Müslümanlara uyguladığı soykırıma, dünyanın her yerinden yedek işgal askerleri, sözde savunma bakanlıklarının Gazze'ye kara harekatı için yaptığı çağrı üzerine bu işgal bölgesine gidiyor.
Fransa, Almanya, İngiltere, ABD, Kanada, Arjantin, Brezilya gibi ülkelerden masum Müslümanları katletmek üzere giden yedek askerler kameralar önünde çeşitli propaganda mesajları vererek uçaklara binerken; Türkiye'den soykırıma destek için gidenler ise sessiz ve sinsice hareket ediyor.
Avukat Enes Kiraz, konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuştu.
"Ne yazık ki bazı vatandaşlarımız haddini aşarak ve yasalarımıza aykırı davranarak işgalci israilin saflarına 'gönüllü asker' olarak geçmek istemiştir"
İşgalciler tarafından başta Gazze olmak üzere Filistin'in birçok şehrinde masum insanların acımasızca katledilmesi üzerine gerek medyada gerek sosyal medyada herkesin etkin bir konuma geçtiğini belirten Kiraz, "Kimi insanlar masum Filistin halkının yanında durmayı tercih kimisi de işgalci israilin neredeyse bir asra zulmün, soykırımını göz ardı ederek ve 'masum' göstermeye çalışarak yanında durmaya çalışmıştır. Bu konuda ne yazık ki bazı vatandaşlarımız haddini aşarak ve yasalarımıza aykırı davranarak işgalci israilin saflarına 'gönüllü asker' olarak geçmek istemiştir." dedi.
"Siyonizmin safına katılanların vatandaşlığının kaybettirilmesi gerektiğini söylememiz gerekiyor"
Kiraz, "Medya ve sosyal medyada gördüğümüz kadarıyla israilin Türkiye Misyonu Başkan Yardımcısı Nadav Markman isimli şahıs, 10 Ekim tarihli sosyal medya paylaşımında kendisine e-mail ve sosyal medya vasıtasıyla birçok Türk vatandaşının 'gönüllü' olarak israil safına katılarak, askerlik yapmak istediğini belirtmiştir. Biz hukukçular; burada bir yasaya aykırılık olduğunu, bu kişilerin aslında vatandaşlığının kaybettirilmesi gerektiğini söylememiz gerekiyor. Bu husus Türk Vatandaşlık Kanunu'nun 29'uncu maddesinin 1'inci fırkasının c bendinde düzenlenmiştir. Burada açık bir şekilde, bu husus yasaya aykırılık taşımaktadır. Bununla beraber izin almaksızın yabancı bir devlet hizmetinde gönüllü olarak askerlik yapan kişilerin Cumhurbaşkanlığı kararı ile vatandaşlıklarının kaybettirilebileceği düzenlenmiştir. Hatta öyle ki; hem israil hem Türk vatandaşı olan bireylerin dahi izin almaksızın bu eylemi gerçekleştirmesi vatandaşlığını kaybettirilmesi kanunu bir gerçekliktir. Siyoznizmin ve işgalci israilin saflarına katılan gönüllü Türk vatandaşlarının kanuni bir açıklığı ve bağlayıcılığı olduğu gerekçesi ile vatandaşlığının kaybettirilmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen “Gazze İstişare Toplantıları”nın dördüncüsü, İstanbul, Ankara ve İzmir’in ardından Van’da gerçekleştirildi. Alimler, kanaat önderleri, STK temsilcileri ve siyasi parti temsilcilerinin katıldığı toplantıda Gazze için somut adımların atılmasın çağrısında bulunuldu.
Ceninli beş çocuk babası Samir er-Rifai, esir alındıktan sadece bir hafta sonra işgal zindanlarında şehit düştü.
Gazze'de siyonist rejimin 650 gündür sürdürdüğü soykırım saldırılarında şehit sayısı 58 bin 573'e, yaralı sayısı ise 139 bine ulaştı. ABD destekli saldırılar sonucu halk açlık, göç ve yoklukla mücadele ediyor.
Şam'a yönelik siyonist saldırıyı "ümmetin onuruna indirilmiş ağır bir darbe" olarak niteleyen Dünya Müslüman Âlimler Birliği, İslam ülkelerine acil zirve çağrısı yaptı. Birlik ayrıca Gazze ve Suriye için askeri ve ekonomik ittifak kurulmasını talep etti.