Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağının 14 sokakta kaldırılmasının ardından evlerine dönen halk, mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesini istedi.
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 14 sokakta kaldırılan sokağa çıkma yasağının ardından halk evlerine dönerken, yasak ve çatışmalardan dolayı mağdur olan halkın dramı bir kez daha gün yüzüne çıktı. Evleri ve iş yerleri hasar gören mağdurlar, mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesini istedi.
Çatışmalar nedeniyle evini terk etmek zorunda kalan mağdur Seyithan Biçer, haftalarca arabasında yaşamaya çalıştığını, bu süreçte çocuklarının hastalandığını belirtti. Çatışmalarda hasar gören evini kendi imkanlarıyla onarmaya çalışan Biçer, yıkık dökük iş yerinde ekmeğini kazanmaya çalışıyor.
Evlerinin önünde patlatılan bomba nedeniyle evinin bir bölümünün yıkıldığını söyleyen Biçer, "Kapımız, pencerelerimiz parçalanmıştı. Televizyon ve buzdolabım patlamıştı. Ne devlet ne belediye bizim mağduriyetimizi görüyor. Araştırmadan yardım ediyorlar. Benim evim yıkılmış belediye gelip evimi onaracağına sokağı düzeltiyor." şeklinde tepkisini dile getirdi.
Maddi imkânsızlıktan dolayı aile huzurunun bozulduğunu ifade eden Seyithan Biçer, "Tüm bunlara rağmen helal lokma kazanmak için sabahın erken saatlerinde yarı yıkık dükkânını açıyorum. Günde bir iki kişi de olsa kısmetimi bekliyorum." dedi.
"Tüm çabam çocuklarımın hastane ve okul masraflarını karşılamak için"
5 yaşında doğuştan engelli bir kızı olan Biçer, "Tüm çabam ve gayretim çocuklarımın hastane masraflarını ve birinci sınıfa giden çocuğumun okul masraflarını karşılamaktır. özürlü kızımın hastane masrafları için kredi çekmiştim ve 6 aydır kredi borcumu ödeyemiyorum. Mahallemizde yaşanan çatışmalardan dolayı evimin bir bölümü de yıkmıştı. İş yapamıyorum insanlar buraya gelmeye korkuyor." diye konuştu.
"6 aydır evime kırmızı et girmiyor"
Evinin büyük hasar gördükten sonra Şehitlik Semtine taşındığını ve kirada sadece 2 ay dayanabildiğini belirten Biçer, "Bu binada gördüğünüz gibi bir tek ben oturuyorum. Bina yıkılmak üzere her tarafı çatlamış, sevdiklerimizin tepkilerinden dolayı şehitlik mahallesine taşındık 500 TL kira veriyordum. Ama imkânım olmadığı için 2 ay kirada kalabildim. 6 aydır evime kırmızı et girmiyor. Kimse kimsenin halinden anlamıyor." diyerek çaresizliğini dile getirdi.
"Nakliyeciler ve emlakçılar fırsatçılık yaptı"
Yaşadığı onca mağduriyet arasında nakliyecilerin ve emlakçıların da fırsatçılık yaptığına dikkat çeken Biçer, normalde bir nakliyecinin alması gereken ücret en fazla 100 TL iken kendilerinden 500 TL alındığını söyledi.
Biçer, "Ne zabıta ne de devlet yetkilileri insanların yaşadığı bunca sıkıntı ve mağduriyet içerisinde fırsatçılık yapan nakliyeci ve emlakçılara karşı bir önlem almadı." diyerek tepki gösterdi.
Oturduğu binanın duvarlarının çatladığını ancak evinde oturmaktan başka seçeneğinin olmadığını dile getiren Biçer, "Birkaç gün ağabeyimin, ablamın ve babamın evinde kaldım ama olmuyor. Mecburum bu evde oturmaya, bazen asker arkadaşlarım bana para yolluyor. Yaşım 36 bu yaşıma kadar çalışan biriyim. Bu saatten sonra kimseden para bekleyemem." ifadelerini kullandı.
"Kimse bize siyasi davranmasın"
Devletin kendisine sadece bin 800 TL para yardımında bulunduğunu, Belediyenin ise sadece kapı ve penceresini yaptığını belirten Biçer, "Yaşadığım sıkıntılar o kadar zoruma gitti ki oturup çocuk gibi ağladığım zamanlar olmuştur. Biz insanız, yamyam değiliz. Her şeyden önce Müslümanız. Tek isteğim mağduriyetimizin giderilmesidir. Kimse bize siyasi davranmasın." dedi.
"Kızım özürlü ve her an havale geçirme tehlikesi var"
Devletin ve belediyenin evine bir heyet göndermesi talebinde bulunan Biçer, "Apartmanımızda hiç kimse kalmadı. Hepsi korkudan çıktılar. Bir gelip baksınlar bu binaya, mecbur olmasam burada oturur muyum? Kızım özürlü ve her an havale geçirme tehlikesi var. Bu yaşıma kadar sağlık güvencem olmadı. Yetkililerin bana bir iş bulmalarını istiyorum. Hem devlet, hem belediye o kadar gereksiz para harcıyor. Neden bir gün gelip bizim gibi mağdurlara yardım etmiyorlar?" diyerek kendileri ile ilgilenilmediğinden yakındı.
"Kızım benden tekerlekli araç istiyor"
Kızı Yağmur'un doğuştan engelli olduğunu belirten Biçer, "Doktorlar bir teşhis koyamadılar. O kadar çok doktor gezdim ama nafile, Allah'tan ümidimi kesmedim hiçbir zaman. Benim gibi insanlar Cumhurbaşkanına ve Başbakana başka şekil ulaşamazlar. Onlardan tek isteğim bize bu konuda yardımcı olmaları. Kızım benden tekerlekli araç almamı istiyor, ama imkânım olmadığı için alamıyorum. Her seferinde onu başka şeylerle oyalıyorum." ifadelerini kullandı.
Kızının yürümesini sağlamak için kendisine yardım edilmesini talep eden Biçer, "Kızımın ayakları tutmadığı için sürünerek yürüyor. Tuvalete tek başına çıkamıyor. Sadece kızımın sürünmesini istemiyorum bunun için bana yardım etsinler." dedi.
"Tekerlekli sandalye istiyorum"
Biçer ailesinin engelli kızı olan Yağmur ise "Ben 5 yaşındayım, ismim Yağmur Biçer, yerlerde sürünmek istemiyorum artık. Tekerlekli sandalye istiyorum." diyerek vicdanlı yüreklere seslendi. (Yunus Sırat, M. Sıddık Bilge-İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Son yıllarda et fiyatlarının yükselmesini Türkiye’de hayvan sayısının azalmasına bağlayan besiciler, hayvancılığın tekrar canlanması için devletin hibelerini daha doğru yapması gerektiğini belirttiler.
Malatya Fırıncılar Odası Yönetim Kurulu Üyesi Aydın Apak, başta un olmak üzere giderlerin sürekli arttığını ve kendilerinin de zam yapmak zorunda kaldıklarını belirterek, özellikle yetkililerin un zammına önlem almaları gerektiğini söyledi.
Peygamber Efendimiz dünyaya nasıl ki rahmet taşıdıysa cihadın da insanlığa, rahmetin önünde duran zalimlere karşı koymanın bir yolu olduğunun altını çizen Filistin Alimler Birliği Başkanı Dr.Nevvaf Tekruri, Peygamber Efendimizin hayatının tamamen cihattan ibaret olduğunu söyledi.
Dijital kitap okuma platformlarında bulunan ahlaki olmayan içeriklerin gençlerin gelişimini olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken Eğitimci Dr. Orhan Ay, ebeveynlerin gençlerin internet kullanımını denetlemesi, milli ve manevi değerlere uygun kaynaklara yönlendirmesi gerektiğini vurguladı.