İşgal rejiminin Gazze’de uyguladığı soykırım ile birlikte işgal rejiminin yıllarca medyaya uyguladığı sansürün ayyuka çıktığını belirten Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Başkanı Said Ercan, “Gazze’de soykırım yaşanırken; her şey normalmiş gibi olimpiyatlar devam edemez ve sanki her şey normalmiş gibi günlük rutin devam edemez.” dedi.
İşgal rejimi; Gazze’de 330 gündür geleneksel ve dijital medyanın da desteğini arkasına alarak dezenformatif haberlerle insanlığı kandırmaya çalışırken; vicdan ehli insanlar tüm sansür uygulamalarına rağmen hakikatleri tüm dünya halklarına ulaşıyor.
İşgal rejiminin yaptığı soykırımı gören dünya halkları, sokaklara dökülerek tepkisini vermeye devam ediyor. ABD ve Avrupa ülkelerinde Gazze’de etkilenen insanlar İslam’a koşuyor.
Uluslarası Sosyal Medya Derneği (USMED) Başkanı Said Ercan, konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuştu.
“Soykırımla karşı karşıyayız ama bunun yanında bütün foyaların ortaya döküldüğü bir dünyayla da karşı karşıyayız”
İnsanlığın olağanüstü günlerden geçtiğini belirten Ercan, “Tabii ki bu olağanüstü günlerde bizi üzen bir soykırımla karşı karşıyayız ama bunun yanında bütün foyaların ortaya döküldüğü bir dünyayla da karşı karşıyayız. Eskiden biz ve babalarımız bu konuları konuşurken, birkaç kişinin konuştuğu kimse inanmadığı bir şeydi. Medyadaki sansür, büyük şirketlerin ele geçirilmesini falan söylediğimizde komplo nispetinde konuşulan şeylerdi ama günümüzde herkes şunu gördü ki o büyük medyalar tel tel döküldüler zaten hepsi aynı yere hizmet ediyorlardı. siyonizmin emrinde olan medyanın foyası ortaya çıktı. New York Times'ta ve diğerlerinde şöyle bir başlık var; ‘füzelerden sonra israilli çocuk çok korktu ve sığınağa sığındı’ ve korkan bir çocuk fotoğrafı o sırada 10 bin tane çocuk katledilmiş ama maalesef kimsenin haberi yok. O yüzden her şey ortaya çıktı. Bugün Gazzeli bir tane kardeşimiz; ‘sanki biz farklı bir gezegende yaşıyoruz gibi’ demiş. Evet, gerçekten öyle biz farklı bir gezegende yaşıyoruz; onlar bu gezegeni hacklediler ve ele geçirmeye çalıştılar. Hatta 7 Ekim'den önce israil'in işgalci olduğu bile unutulmuştu ama şu anda işgalci olduğunu da katil olduğunu da öğrendik.” değerlendirmesinde bulundu.
“Gerçeklerin üstünü örtmek için 172 gazeteciyi katlettiler”
Ercan, “Medya üzerindeki baskı öyle bir boyuta geldi ki artık; sanatçılar susuyor, medya susuyor, ünlüler susuyor, futbolcular susuyor, herkes susuyor çünkü konuştuğu zaman işini gücünü kaybediyor. Katil Netenyahu Amerika Kongresi'nde, 100 kongrecinin 50 tanesinin siyonist olduğu kongrede alkışlarla karşılanıyor ve kaç defa alkışlamışlar hatta gitmeyenleri; ‘sen oraya niye gitmedin?’ diye diğer siyasetçiler suçluyor. Böyle bir dünyada tabii ki ne yapacaklardı? Gerçeklerin üstünü örteceklerdi bunun için de 172 tane gazeteciyi katlettiler. Bakın Birinci Dünya Savaşı’nda, İkinci Dünya Savaşı'nda, Vietnam Savaşı'nda, Irak Savaşı’nda, Kore Savaşı'nda toplam bu kadar gazeteci ölmedi. Dört yıllık İkinci Dünya Savaşı’nda ölen 21 gazetecidir o da sahada olduğu içindir. Şu an gazeteciler direkt, üzerinde ‘PRESS’ yazanlar direkt hedef alınıyor. Hedefleyerek öldürüyor çünkü foyalar ortaya çıkıyor. Çünkü dünyayı kandırıyorlar. Biz aslında bu kadar insan öldürmedik diyorlar ama videolar öyle söylemiyor ama fotoğraflar öyle söylemiyor ama şahitler öyle söylemiyor ama gaziler öyle söylemiyor değil mi? O yüzden artık foyaları o toplu mezarlar ortaya çıktı. Çok ciddi bir soykırım suçu işleniyor ve bu soykırım suçlarını örtmek için uğraşıyor. Çünkü onlara göre üzerinde soykırım uygulanan tek halk Yahudilerdi ama artık bunu kendi elleriyle bozdular.” dedi.
“Gazzeliler sanki bir Peygamber gelmiş gibi bizi uyandırmaya başladılar”
"Hesap verecekler, bu kayıtların hepsi duruyor ve hiçbirisi kaybolmuyor." şeklinde konuşmasını sürdüren Ercan, “İnsanların galerilerine, WhatsApp profillerine kadar girdiler. Şu anda yapay zekayla insanları fişlemeye çalışıyorlar ama şunu öğrenecekler; biz az değiliz çok fazlayız. Biz milyarlarca insanız. Evet, bazı katil krallar, suskun Arap kralları şu anda bazı şeyleri örtüyor ama halkların bu uyanışının önünde kimse duramayacak. Çok büyük bir uyanışa vesile oluyor, Batı'da çok ciddi bir İslam'a koşuş var. Şu anda geçen ay en çok satılan kitap Kur'an olmuş. Gazzeliler sanki bir Peygamber gelmiş gibi bizi uyandırmaya başladılar. Evet artık Peygamber gelmeyecek ama Gazzeliler uyandırmak için şu anda çok ciddi anlamda emek sarf ediyorlar. Hakikaten dünyada canlı yayında böyle bir ölüm görüldü mü? Görülmedi. Bu manada medya üzerindeki baskı artık sosyal medyada kalktı. İnsanlar sosyal medyasını kaybetmekten bile korkmuyorlar. İnsanlar akın akın dünyanın her yerinde yürüyorlar. Ben Allah'ın izniyle günün sonunda bu uyanışın; dünya için, dünyanın işgal altında olduğunu öğrenmek için bir fırsat olduğunu düşünüyorum.” diye belirtti.
“Yardımlar ulaşmıyor fikri siyonistlerin yaydığı bir fikirdir”
Bilinçli bir kullanıcının sosyal medyada yapacağı birçok şeyin olduğunu hatırlatan Ercan, “Birinci yapmak gereken; zulmü duyurmak. Hazreti Ali Efendimiz, ‘zulmü durduramıyorsanız, duyurun’ diyor. İkincisi yardımlar ulaşıyor, yardımlar ulaşmıyor fikri siyonistlerin yaydığı bir fikirdir. Ulaşmak zorunda, engellerlerse kıyamet kopar. Yani onu bir savaş suçu olarak kullanıyorlar zaten şu anda ama sıfır kesemezler yardımlarımıza devam edeceğiz. Sosyal medyada içerikler üreteceğiz, gerçekleri haykıracağız ve baskı yapacağız; dünyadaki devlet başkanlarına, BM'ye, UNICEF'e hepsine baskı yapacağız. Onlar, insanların uyandığını görecekler.” şeklinde konuştu.
“İnsanları rahatsız edeceğiz!”
Gazze’de 330 gündür soykırım devam ederken hayatın normal seyirde akmaması gerektiğine değinen Ercan, “Herkes hayatını güllük, gülistanlık sürdüremez. Soykırım günlerinde sanki her şey normalmiş gibi olimpiyatlar devam edemez, sanki her şey normalmiş gibi günlük rutin devam edemez. İnsanları rahatsız edeceğiz. Üzerimize takacağımız ufacık şeylerle, evimize takacağımız bayraklarla, arabamızdaki şeylerle bir soykırımın devam ettiğine dair insanları rahatsız edeceğiz. İnsanları konforlu alanına döndürmeyeceğiz Sonra iki tane SMS gönderip ben nasılsa Gazze'ye yardım ettim diyerek vicdan rahatlatan insanlardan da olmayacağız. Kardeşlerimiz ölüyor, insan kardeşlerimiz ölüyor. Aynı coğrafyadayız, biz Gazze ile su üzerinden gittiğiniz zaman komşuyuz, komşularımız ölüyor. Din kardeşlerimiz ölüyor, insan soydaşlarımız ölüyor. Böyle bir dünyada elimizden ne geliyorsa yapacağız, çırpınacağız. Allah'tan kanaat notu isteyeceğiz; diyeceğiz ki ‘tamam ben çırpındım, ne olur bana kanat notu ver, elimden gelen buydu’ diyecek ve fırsat arayacağız. Öyle bir şey yapamayıp kenara çekilmek, ben yapamıyorum, edemiyorum demekte bir proje. Psikoloji olarak seni çökertmek de bir proje, o psikolojik bombaların altında kalmayacağız.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte inşaat işçileri, kötü hava koşullarından dolayı fazla çalışamadıklarını belirterek, kışın çalışma koşulları hakkında ifadelerini aktardılar.
İslam'da yardımlaşma anlayışı ve dayanışmanın önemini anlatan İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Mehmet Ali Altun, günümüzde insanların birbirlerine yardımcı olmaya ve iyiliği yaygınlaştırmaya büyük bir ihtiyacın olduğunu söyleyerek önemli tavsiyelerde bulundu.
Festival ve konser adı altında özellikle gençliğin ifsada sürüklendiğini vurgulayan Molla Abidin Er, yapılan bu ifsat etkinliklerinin, gençlerin ahlaki değerlerini zayıflatıp ahlaksızlığa sürüklediğini belirtti.
Cizre İlçe Müftülüğü Vaizi Abdullah Gökalp, kumarın gençleri ve aileleri yok ettiğini, çözümün Kur’an ve sünnete dönmek olduğunu belirterek, "Kumar bağımlılığı, son yıllarda yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal bir tehdit haline gelmiş durumda." dedi.