Her yıl yaz aylarında serinlemek için göl, akarsu ve sulama kanallarına giren pek çok kişi hayatını kaybederken uzmanlar, boğulma vakalarına karşı kişilerin alması gereken önlemleri anlattı.
Yüzme Eğitmeni Veysi Turan, suda boğulma tehlikesi geçiren kişiye doğru bir ilk yardım müdahalesinin nasıl olması gerektiğini anlattı.
Veysi Turan
Boğulma vakalarında yaşanan artışın kendilerini derinden üzdüğünü belirten Turan, boğulma vakalarının temel sebebinin yüzme bilmeyen insanların bilmedikleri sulara girmelerinden kaynaklandığına dikkat çekti.
Bu yerlerin ise sulama kanalları, akarsular, göletler ve barajlar olduğunu ifade eden Turan, hem yüzme bilmeme hem de bilinmeyen sulara girilmesinin boğulma vakalarını artırdığını kaydetti.
"Yanınızda can yeleği bulunsun"
Vatandaşların kesinlikle bilmedikleri sulara girmemeleri uyarısında bulunan Turan, "Şayet girerlerse bile güvenlik amacıyla yanlarında can yeleği bulundurmaları lazım. Can yeleğiyle beraber temel yüzme eğitimlerinin alınması gerekmektedir." dedi.
"Mutlaka yüzme bilen biri yanınızda olmalı"
Yüzme bilenlerin dahi bilmedikleri sulara tek başlarına girmemeleri gerektiğinin altını çizen Turan, şöyle dedi:
"Mutlaka yanlarında yüzmeyi iyi bilen arkadaşlarının olması lazım ve şayet su kenarlarına gideceklerse yine güvenlik amacıyla can yeleği, can kurtarma kemeri ve can kurtarma toplarını mutlaka yanında götürmeleri lazım."
"Herkes ilk yardım eğitimi almalı"
Boğulma tehlikesi geçiren birini kurtaracak kişinin ilk yardım bilgisine sahip olması gerektiğini vurgulayan Turan, "Eğer ilk yardım bilgisine sahip değilse bir can kurtarayım derken zarar verme olasılığı çok yüksektir. Onun için herkesin temel ilk yardım eğitimini alması gerekir. Bunu yapamıyorsa hemen 112 acili arayıp sağlık ekiplerini o bölgeye çağırması gerekiyor." dedi.
"İlk müdahaleden sonra sağlık ekipleri aranmalı"
Suda boğulma tehlikesi geçiren bir kişiye ilk önce bilincinin açık olup olmadığına bakılması gerektiğini belirten Turan, "Bak, dinle ve hisset yapıldıktan sonra kişiyi koma pozisyonuna getirip, kişinin ağzında biriken suların dışarı çıkması sağlanır ve dinlenme pozisyonuna geçirilir. Ondan sonra da 112 aranır. Eğer ağır bir durumdaysa ve bilinç kapalıysa nefes ve kalp mesajına başlanılır ve arada kişinin bilincinin gelip gelmediği kontrol edilir." diye konuştu.
"Boğulma tehlikesi geçiren kişiye arkadan yaklaşılmalı"
Suda boğulma tehlikesi geçiren bir kişiye yaklaşım şeklinin nasıl olması gerektiğini anlatan Turan, şu bilgileri paylaştı:
"Kesinlikle kişiye yüz yüze olmayacak şekilde yaklaşmak lazım. Peki, neden yüz yüze olmaz? Çünkü yüz yüze olduğu zaman boğulma tehlikesi geçiren vatandaş, kendisini kurtarmaya gelene sarılır ve ikisi de aynı anda suyun dibine iner. O yüzden boğulma tehlikesi geçiren kişinin arkasından yaklaşıp sırt üstü yatırıldıktan sonra nefes alması için kafası yukarı doğru sırt üstü pozisyonunda kişi güvenli bölgeye çekilmesi gerekiyor. Buna çözüm olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı 'yüzme bilmeyen kalmasın' projeleriyle çocuk, genç ve yetişkinlere yönelik yüzme kursları düzenliyor." (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Hazreti Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Mekke'den Medine'ye hicreti ile başlayan hicri yılbaşı ile ilgili açıklamalarda bulunan Şanlıurfa İl Müftü Yardımcısı Osman Döger, hicretin bir kaçış değil, İslam'ı daha iyi yaşanması adına Mekke'den Medine'ye bir hareketlenme olduğunu vurguladı.
Selfie çekme merakının hem bireysel hem de toplumsal düzeyde olumsuz sonuçlara yol açtığını belirten Sosyolog Taner Günce, önemli uyarılarda bulundu.
Siirt Tarım ve Orman Müdürlüğü Tarım Teknikeri Ali Azat Epözdemir, anız yakmanın toprağa, içindeki ekosisteme ve canlılara büyük zarar verdiğini belirterek, bu uygulamanın doğaya, insana ve toprağa uzun vadede ciddi olumsuz etkiler yaptığını vurguladı.
Hac farizasını yerine getirdikten sonra yurda dönen Malatyalı hacılar, hac ibadeti ve kutsal mekanların o kadar maneviyat yüklü ki o duygunun yaşanması gerektiğini belirttiler.