Gaziantep’te 20 yıldır bir metrekarelik kulübesinde ayakkabı tamiri yaparak geçimini sağlamaya çalışan 62 yaşındaki Hilmi Çelik, her işin bir zorluğu olduğunu ancak mesleğini severek yaptığı için zorluklarına katlandığını söyledi.
Gaziantep’te 62 yaşındaki Hilmi Çelik, terk etmek zorunda kaldığı mesleğini bırakarak kendi imkânları ile kurduğu derme çatma kulübesinde ayakkabı tamiri yaparak geçimini sağlamaya çalışıyor. Ayakkabı tamirciliğini ve boyacılığını 20 yıldır aynı yerde sürdüren Çelik, tek gelir kapısının bu meslek olduğunu belirtti.
İlerlemiş yaşına rağmen mesleğini sürdürmeye çalışan Çelik, bir zamanlar oldukça rağbet gören ancak gelişen ayakkabı endüstrisine yenik düşerek eski popülaritesini yitiren ayakkabı tamirciliği mesleğini severek yaptığını söyledi.
Her sabah gün ağarmadan Yazıcık Mahallesi'ndeki evinden ekmek parasını çıkarmak için yollara düşen Çelik, yaklaşık 5 kilometre uzaklıktaki köşesine yürüyerek gidiyor. Bir metrekarelik kulübesinde rızkını kazanmaya çalıştığını söyleyen Çelik, gün boyu oturduğu taburesinde müşterilerinin ayakkabılarını tamir ediyor.
“Allah’a şükür ettikten ve 3-5 kuruş kazandıktan sonra geçimizi sağlıyorsak bu bize yeter.” diyen Çelik, “20 senedir ayakkabı boyayarak evimi geçindirmeye çalışıyorum. Bu işten başka herhangi bir gelirim de yok. Evde benden başka çalışan yok. Bu meslekle evimi geçindiriyorum. İki odalı gecekondu bir evim var. Bu şekilde geçinip gidiyoruz. Allah’a şükürler olsun bu işle geçimimizi sağlıyoruz. Bir gün aç, bir gün tok diye bir şey yok. Allah’a şükür ettikten ve 3-5 kuruş kazandıktan sonra geçimizi sağlıyorsak bu bize yeter.” dedi.
“Bir Allah’ım bir de bu tezgâhım var”
Ayakkabı boyacılığına başladığı günden bu yana işini hep aynı yerde sürdürdüğünü anlatan Çelik, “20 yıldır aynı yerde ayakkabı tamir ederek ve boyayarak çalışıyorum. Benim tek gelirim sadece ayakkabı boyamak. Bu işten başka bir gelirim, malım ve mülküm yok. Allah’tan başka bir şeyim yok. Bir Allah’ım var, bir de bu tezgâhım var. Başka bir şeyim de yok.” ifadelerini kullandı.
Dört çocuğundan üçünü bu meslek ile evlendirdiğini belirten Çelik, “Dört çocuğum var. Üçünü gelin ettim. Bir tane de oğlum var. Oğlum da çalışmıyor. Arkadaşlarının kurbanı oldu. Sürekli evdedir, hasta olduğu için çalışmıyor. Bu çevrede herkes beni tanır. Yıllardır burada ayakkabı boyuyorum. Bu şekilde hayatımızı sürdürüp gidiyoruz. Ben 62 yaşındayım, saçım, sakalım ağardı. Allah, el ve ayaktan etmesin. Başka çalışanım yok. Mecburum, çalışmak zorundayım. Başka herhangi bir gelirim olmadığı için ben mecbur çalışacağım.” şeklinde konuştu.
Her işin bir zorluğu olduğunu ancak mesleğini severek yaptığı için zorluklarına katlandığını ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
“Sıcak da soğuk da olsa, hatta taş da yağsa mecbur ben gelip burada çalışıyorum. Kar yağar, ben yine gelir çalışırım. Çünkü ben çalışmaya mecburum. Yazlı-kışlı çalışırım. Eğer bir geliriniz olmazsa mecbur çalışacaksınız. Kulübem bir metrekaredir. Kış aylarında kulübenin içerisinde çalışıyorum. Yaz aylarında ise tezgâhımı dışarı çıkartıp çalışıyorum. Başka bir gelirim olmadığı için bu benim işim.”
Hilmi Çelik’i yıllardır tanıdığını belirten Mustafa Yılmaz da, “Hilmi Ustayı yıllardır tanırım. Boyacılık yaparak ekmeğini kazanmaya çalışıyor. Alnının teriyle rızkını kazanıyor. Gerçekten çok mağdur. Hemen hemen her gün kendisine ayakkabımızı boyatıyoruz. Kendisinden çok memnunuz. Başka bir gelir olmadığı için burada yıllardır ayakkabı boyayarak geçimini sağlamaya çalışıyor.” diye konuştu. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Gıdı terimi, çene altında bulunan cilt ve yağ tabakasının zamanla sarkması sonucu oluşan gevşeklik ve fazla deri için kullanılır.
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beynin zorlandığında yeni yollar açtığını kaydederek, "Yani zihinsel itiraz, zihinsel isyan kişinin beyninde yeni network oluşturuyor, yeni sinirsel devreler oluşuyor ve beyin genç kalıyor." dedi.
Dünya Astım Günü münasebetiyle önemli açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Halime Nayır Büyükşahin, astım hastalığının her yaş grubunda görülebildiğini, bunların yüzde 80’inin 5 yaştan önce görülmeye başladığını belirtti.
Uzmanlar, astım konusunda toplumsal farkındalığın artmasının, bu hastalıkla mücadele eden veya risk grubunda bulunan milyonlarca insanın sağlığı ve yaşam kalitesi açısından büyük önem taşıdığını belirtiyor.