Dr. Güneş: Anne sütü hem bebeği hem de anneyi hastalıklara karşı koruyor

Uzmanlar, ilk 6 ay sadece anne sütü, 2 yaşına kadar ise ek gıdalarla birlikte emzirmenin; bebeği diyabet, obezite ve enfeksiyonlardan, anneyi ise bazı kanser türlerinden koruduğunu belirtiyor.
Siirt’te görev yapan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Abdulhakim Güneş, anne sütünün bebekler için eşsiz bir besin kaynağı olduğunu belirterek, hem bebek hem de anne sağlığı açısından sağladığı faydaları anlattı.
Güneş, anne sütünün ilk 6 ay için tek başına yeterli olduğunu, 2 yaşına kadar da ek gıdalarla birlikte devam ettirilmesi gerektiğini vurguladı.
"Anne sütü bir mucizedir"
Anne sütünün bebek için gerekli tüm vitamin, mineral ve besin değerlerini eksiksiz bir şekilde karşıladığını dile getiren Dr. Güneş, "Anne sütü bir mucizedir. İçinde canlı hücreler bulunduğu için çocuğun bağışıklığını da desteklemektedir. Bütün bebeklerde 6 aya kadar sadece anne sütü, 6 aydan sonra ise en az mümkünse 2 yaşına kadar besinleri destekleyecek şekilde devamını önermekteyiz. Anne sütü çocuğun bağışıklığını desteklemekte, hastalıklara karşı korumaktadır. Tip 1 diyabet dediğimiz çocuklarda görülen şeker hastalığına ve obeziteye karşı koruyucu olduğu yapılan araştırmalarda kanıtlanmıştır. Aynı zamanda annede de rahim ağzı kanseri ve meme kanserine karşı koruyuculuğu olduğu kesin olarak kanıtlanmıştır." dedi.
Dr. Abdulhakim Güneş
"Emzirme oranları 6 ayda yüzde 35 azalıyor"
Türkiye’de doğumdan sonraki ilk günlerde emzirme oranlarının oldukça yüksek olduğunu ancak bu oranın 6 ayın sonunda ciddi şekilde düştüğünü belirten Güneş, "İlk başta emzirme oranı yüzde 95 iken, 6 ay geçtikten sonra maalesef ülkemizde yüzde 60’a kadar düşmektedir. Bunun sebebi, ailelerin genelde bazı şeyleri bilmemesi, çevreden gelen baskılar, sütlerinin yetersiz olduğu yönündeki söylemler, annenin psikolojik desteğini yeterince alamaması, lohusalık depresyonu, dinlenememe ve yanlış emzirme gibi durumlardır." şeklinde konuştu.
"Anne sütü canlı bir sıvıdır"
Anne sütünün mamalardan en önemli farkının canlı enzimler içermesi olduğunu ifade eden Güneş, "Yeni doğan bir çocukta bağışıklık desteği yoktur. Anne sütünde bulunan canlı hücreler, yemek borusu aracılığıyla dışarıdan gelen mikroplara karşı koruyuculuk sağlamaktadır. Yani anne sütü aslında canlı bir sıvıdır. Mamadan en büyük farkı da budur. Çocuğu ilk 6 ayda mikroplara karşı kesin olarak koruduğu bilinmektedir. İçindeki demir ve kalsiyum oranlarının mamadan farklı olması ve emzirme sırasında çocuğun efor sarf etmesi nedeniyle obeziteye karşı koruyucu etkisi vardır. Anne sütü alan çocukların, mama alanlara göre ileriki yaşlarda obez olma ihtimali daha düşüktür." ifadelerini kullandı.
"Anneler psikolojik ve ailesel destek almalı"
Annelerin yaşadığı en büyük sorunlardan birinin süt yetersizliği düşüncesi olduğunu söyleyen Güneş, şu tavsiyelerde bulundu:
"Annelerin en büyük handikapı, 'Sütüm yetersiz, sütüm yaramıyor, sütüm yok' düşüncesi ya da çabuk depresyona girme ve yorulma durumudur. Bu nedenle mutlaka hem ailesel hem gerekirse psikolojik destek, hem de emzirme konusunda doktorlarından veya danışma hatlarından destek almaları gerekir. Mümkünse iyi beslenmeleri ve dinlenmeleri önemlidir. Maalesef çoğu anne yeterince dinlenemiyor, uykusunu alamıyor ya da bilinçli davranmıyor, bu da depresyona yol açabiliyor. Bu durumların ciddiye alınması ve emzirmenin mutlaka birinci sırada tutulması gerekir."
"Önceliğimiz anne sütü olmalı"
Bazı annelerin birkaç gün süt gelmediğinde veya bebek emmeyi reddettiğinde hemen mama kullanımına yöneldiğini belirten Güneş, "3-4 gün süt gelmeyince 'Artık sütüm yok' diyerek vazgeçen, meme ucu olmadığı için bebeğini emziremeyen ya da 'Birinci çocuğum emmedi, bu da emmez' düşüncesiyle daha bebek doğmadan mama veren anneler oluyor. Bu durumlar emzirme oranlarını düşürüyor. Önceliğimizi anne sütüne vermemiz gerekiyor." diyerek sözlerini tamamladı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Aile Hekimi Dr. Yavuz Selim Sılay, yaz aylarında artan deniz ve havuz kullanımına karşı vatandaşları uyararak, kirli suların göz, kulak ve mide enfeksiyonlarına yol açabileceğini, havuzların düzenli denetlenmesinin hayati önem taşıdığını belirtti.
Malatya'da günlük 400 ton süt üretiminin yapıldığını ancak bunun büyük kısmının kayıt dışı olduğunu söyleyen Malatya İli Süt Üreticileri Birliği Başkanı Aziz Kurtoğlu "7 bin 300 işletme var ama biz sadece 500 tanesinden süt alıyoruz. Bu da günlük 30 ton süt topluyoruz demek oluyor. Kalan miktarın nereye gittiği bilinmiyor." dedi.
Cep telefonu bağımlılığının ciddi bir problem olduğunu belirten uzmanlar, sosyal hayatı, iş ve aile ilişkilerini olumsuz etkileyebildiğini söylüyor.