Ağrı’da götürüldüğü hastanede hayatını kaybeden genç kızın vefatında doktor ihmali olduğunu iddia eden ailesinin açıklamasında sonra bir açıklama yapan hastane yönetimi, ailenin, genç kızın durumu hakkında doktoru bilgilendirmediğini ileri sürdü.

Ağrı merkez Murat Mahallesinde ikamet eden Çabaş ailesinin 15 yaşındaki kızı Evin Çabaş baş ağrısı nedeni ile evde bulunan annesinin kullandığı ilacı içmiş, fenalaştıktan sonra hastaneye kaldırılan Çabaş, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.

Götürüldüğü hastanede hayatını kaybeden genç kızın vefatında doktorların ihmali olduğunu iddia eden ailesinin açıklamasında sonra bir açıklama yapan hastane yönetimi, ailenin, genç kızın söz konusu durumu hakkında doktoru bilgilendirmediğini söyledi.

Kızlarının ölümünde doktorları ihmalinin olduğunu iddia eden Çabaş ailesi, kızlarının cenazesinin Adli Tıp için Erzurum'a götürülmesinde de hastanenin ambulans tahsis etmediğini, kızlarının cenazesini Erzurum'a köy minibüsü ile götürmek zorunda kaldıklarını söyledi.

Hayatını kaybeden Evin Çabaş'ın babası Şevket Çabaş çocuğunun rahatsızlanmasından sonra defalarca kendisini hastaneye götürmesine rağmen müdahale edilmediğini söyleyerek kızının hayatını kaybetmesinde doktorların ihmalinin olduğunu söyledi.

"Doktor 2 ilaç yazdı ve bir daha bizi eve gönderdi"

Eşinin 15 yıldır Behçet hastası olduğunu belirten Şevket Çabaş, "Kullandığı ilacın kutusu ile evimizde bulunan ağrı kesici kutusu birbirlerine çok benziyorlar. Baş ağrısı olan kızım yanlışlıkla annesinin ilacını içmiş. Gece saat 04.30 sıralarında rahatsızlanınca Ağrı Kadın Hastalıklar-Doğum ve Çocuk Hastanesi Acil Servise götürdüm. Merve Binici adında ki doktor kızımı muayene etti. Herhangi bir rahatsızlığı yok diyerek bizi eve gönderdi. Sabah saat 10.00 gibi tekrar rahatsızlanınca aynı doktora muayeneye için götürdük. Biraz kanaması oldu. Doktor 2 ilaç yazdı ve bir daha bizi eve gönderdi. İlaçları kullandı. Saat 14.00 ile 15.00 civarı tekrar rahatsızlandı. Aynı doktor vardı. Bu sefer ‘Kızın bir şeyi yok neden getiriyorsun?' diyerek bize tepki gösterdi. Bende ona ‘Çocuk çok rahatsız, sana cenazesini getirdim' dedim. Serum verdi, serumdan sonra çocuk daha da rahatsızlandı. Başka bir doktora sevkini istedim. Uzman doktor için sıraların tükendiğini söyledi ve bana; ‘Git sen, senin hastandan daha acil hastalar var.' diyerek bizi uzman doktora göndermedi. Tomografi için Ağrı Devlet Hastanesine gönderdi. Gelen tomografilere bakarak sonuçlarının güzel olduğunu söyledi. Hem kanaması ve hem de kusma olduğu halde kızı tekrar eve getirmek zorunda kaldık. Saat 18.00'de tekrar hastaneye geri götürdük. Aynı doktor bize tekrarda tepki gösterdi. Münakaşa yaşandı aramızda ve ondan sonra başka doktorlar geldi. " şeklinde konuşarak hastanede yaşadığı durumları anlattı.

" Her seferinde bize hiçbir şeyi yok diyerek bizi eve gönderdi"

Diğer doktorların gelmesinden hemen sonra kızının durumdaki ciddiyetin daha yeni farkına vardıklarını ve kızının hemen yoğun bakıma alındığını belirten Baba Şevket Çabaş, kızının yoğun bakıma alındıktan kısa bir süre sonra hayatını kaybettiğini söyledi. Bir gün içinde hastasını 4 defa aynı doktora getirmek zorunda kaldıklarını belirten Şevket Çabaş, " Her seferinde bize hiçbir şeyi yok diyerek bizi eve gönderdi. Yanlışlıkla ilaç içmiş, buna çözüm bulun dedim. Ama doktor bir şey olmaz dedi. Burada doktorun ihmali var. Savcılığa suç duyurunda bulundum. Karakola da gidip ifade vereceğim. " şeklinde konuştu.

"Doktor hastanın herhangi bir tedaviye ihtiyacı olmadığını söyledi"

Evin Çabaş'ın yakını Murat Çakmak ise her seferinde aile ile beraber hastaneye geldiğini ve her seferinde de Doktor Merve Binici'nin hastanın herhangi bir tedaviye ihtiyacı olmadığını belirterek kendilerini zorla eve gönderdiğini belirterek, "Oysa ki uzman doktorlar gelerek kan tahlili yaptıklarında kızın durumunun iyi olmadığını ve hemen yoğun bakıma alınması gerektiğini öğrendik. Yoğun bakıma alındıktan 45 dakika sonra kız hayatını kaybetti." ifadelerini kullandı.

Ağrı Kadın Hastalıkları-Doğum ve Çocuk Hastanesi Başhekimi Rahime Koç ise, ailenin ve aile ile beraber hastaneye gidip gelerek eşlik eden akrabaların anlattıklarının tekzip ederek ailenin doktoru hasta hakkında bilgilendirmediğini iddia etti.

"Doktor bunun ilaç içtiğini kestiremez ki ona göre müdahale etsin"

Konu ile ilgili olarak İlke Haber Ajansının sorularını cevaplandıran Başhekim Rahime Koç, yaşanan ölümde doktorun ihmalinin söz konusu olmadığını savunarak, "Aile çocuğun ilaç içtiğini doktora söylememiş. Sadece ishal ve kusma şikâyetim dile getirmiş. Burada bu şikâyetle gelen çocuğa tahlil yapmaya gerek yoktur. Aile bu durumu söylemezse doktor nasıl müdahalede bulunacak. Burada ailenin büyük bir hatası ve ihmali var. Doktor bunun ilaç içtiğini kestiremez ki ona göre müdahale etsin. Ancak aile belirtseydi o zaman midesi yıkanırdı ve problem ortadan kaldırılırdı. Çocuk ikinci gelişinde getirildiği zaman ailesi çocuğun ağrı kesici içtiği söylüyor. Doktor kızın içtiği ilacı istiyor ve bakıyor ki, romatizma, Behçet gibi hastaların kullandığı ilaç. Bu ilaç çocuklar tarafından çok fazla içildiği zaman toksin etkisi yaratabilecek bir ilaçtır. Karaciğer, böbrek yetmezliğine yol açabilecek, kan değerlerini düşürebilecek bir ilaçtır. Daha sonra yapılan tahlillerde ilaç çocukta solunum yetmezliği meydana getirmiş ve kız hayatını kaybetmiş. Hani, çocuğumuzun böyle bir rahatsızlığı var ilaç içmiş olabilir denseydi doktor yine ona göre müdahale ederdi. " diye konuştu.

"Çocuk ailenin dediği gibi 4 değil 3 defa hastaneye getirildi"

Çocuğun ailenin dediği gibi 4 defa değil 3 defa hastaneye getirildiğini ve 2 farklı doktor tarafından muayene edildiğini ifade eden Rahime Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sabah 05.00 gibi getiriyorlar. Çocuğu Emre adında bir doktorumuz muayene edip çocuğu geri gönderiyor. Daha sonra 10.00 gibi geri getiriyorlar. O zaman Merve Hanım muayene ediyor ve geri gönderiyor. Son olarak gece 24.00'da getiriyorlar. Çocuğa tetkik yapılırken kötüleşiyor. Muhtemelen ilaç etkisini göstermeye başlamış. Yani burada doktor ihmalinden bahsedemeyiz. Cenazenin Erzurum'a götürülmesi içinde ambulansın tahsis edilmemesinden bilgim yok. Neden böyle bir şey olmuş bilmiyorum." (ömer Adıgüzel - İLKHA)