Covid-19 süreciyle beraber kan stoklarında azalma görülen Kızılay, hastanelerde kan bekleyen hastalar adına halka kan bağışı çağrısında bulundu.
Kızılay Haftası dolayısıyla kan bağışının önemi, insan vücuduna faydaları, kanın hastaya ulaşmasındaki aşamaları aktaran Kızılay Güney Anadolu Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr. Naif Yılmaz, salgın süreciyle beraber kan stoklarının durumu hakkında bilgi vererek kan bağışı çağrısını yeniledi.
Kan bağışının özellikle insan sağlığı açısından faydalı ve destekleyici bir faaliyet olduğunu belirten Yılmaz, "Nasıl ki tabiatı canlandırmak adına cemre havaya, suya ve toprağa düşüyorsa insan bedenine düşen ve kişiyi canlandıran en büyük cemre de kan bağışıdır. Çünkü vücuttan kan verildikten sonra tüm sistemler uyarılır ve uyuyan, gevşemiş, kendini toparlamakta acizlik çeken tüm sistemlerin kendine gelmesini sağlar. Bu açıdan kan vermek insan sağlığı açısından cana can katan bir eylemdir." dedi.
Dr. Naif Yılmaz
"Güney Anadolu Kızılay Kan Bölge Müdürlüğü olarak 6 il ve 47 hastanemize kan dağıtımı sağlamaktayız"
Kan bağışının insan vücuduna faydalarını da açıklayan Yılmaz, "Vücut kan verme eylemini gerçekleştirdikten sonra ilk olarak kemik iliğinde bir canlandırma başlar. Bu kemik iliğindeki hücrelere 'yeniden kan üretin' denir ve oradan geçen kan taze bir şekilde üretilmeye başlar. Bayatlamış, içine kokacak maddelerin girdiği ve içimi rahatsız eden bir su nasıl ki sağlıklı değilse vücudun da suyu kan olduğundan kirli kanın yerine taze kan üretilerek organların tüketimine sunulmaktadır. Bu kan beyine, kalbe ve böbreklere gittiği gibi tüm dokulara da ulaşır." ifadelerini kullandı.
Güney Anadolu Kızılay Kan Bölge Müdürlüğü olarak yaptıkları çalışmaları aktaran Yılmaz, "Alınan kanlarımızın Güney Anadolu Kızılay Kan Bölge Müdürlüğü olarak hem 6 ilimize hem de bu illerimizdeki 47 hastanemize dağıtımını sağlamaktayız. Şu an itibariyle Diyarbakır, Batman, Mardin, Siirt, Bingöl ve Şırnak'ta faaliyet gösteriyoruz. Burada değişik noktalarımızdan kan alım faaliyetini gerçekleştirmekteyiz." şeklinde konuştu.
Yılmaz, "Alınan bütün kanlar bölge müdürlüğümüze gün içerisinde intikalleri gerçekleştirilmekte, laboratuvarımızda da talepler doğrultusunda beyaz ve kırmızı kana veya plazma dediğimiz kan serumuna dönüştürülerek her ihtiyaç, hasta grubu ve hastalığa göre ayrışımlarını yaparak hastalarımıza ulaştırmanın gayreti içerisindeyiz." diye belirtti.
"Hacamatla toksinlerden kurtulan vücut, kan vermeyle organlara canlılık verir"
Alınan kan bağışlarının işleyişi ve hastaya transfer aşamasını anlatan Yılmaz, kanın tahlil ve işlem sürecinden geçtiğini belirterek Türkiye'de sadece birkaç noktada bulunabilen yüksek özelliklere sahip teknolojik cihazlarla tahlilleri gerçekleştirdiklerini ve çok kısa zamanda sonuçlarını alıp sağlıklı olan kanları hastane ve hastalara ulaştırdıklarını söyledi.
Hacamat sünneti ile kan bağışının farklı faaliyetler olduğunun altını çizen Yılmaz, arasındaki farka değinerek, "Hacamat, vücuttaki toksinleri alma yönünde yapılan bir işlemdir. Vücut, hormonlu ve zararlı hazır gıda maddelerinden, fark etmeden yiyip içtiğimiz zehir kaynaklı bütün toksinleri alır cildin en altında depolar. Yapılan hacamatla toksinlerin bir kısmından kurtulmuş olursunuz. Ama kan vermek çok daha farklı bir eylemdir. Kanla vücuda bir dirilme hareketini sunuyorsunuz. Kan yenilenince bütün organlar diriliyor. Kirli su da yüzenler mi daha rahat yoksa temiz su da yüzen mi daha çok keyif alır? İşte o kan temiz olunca yüzen hücreler oksijeni çok rahat bir şekilde beyine götürüyor ve daha hızlı çalışıyor." ifadelerini kullandı.
"İnsanların canına can, hayatına hayat katmak boynumuzun borcudur"
Coronavirusten kaynaklı insanların kapalı ortamlardan uzak durmasıyla kan stokların bir miktar düşüşün olduğunu söyleyen Yılmaz, "Bağış yapmayan ve uzak duranlar muhakkak vardır. Sesimizin ulaşabildiği herkesin bilmesini istiyorum ki biz bu kanı alıp birebir kendi hastalarımıza ulaştırıyoruz. 47 hastanemiz var ve bu hastanelerimizde kan bekleyen yavrularımız, analarımız, babalarımız ve teyzelerimiz var. Bu insanların canına can, hayatına hayat katmak boynumuzun borcudur." dedi.
Kan bağışçıların "Kapalı ortama giriyorum bir şey bulaşır mı?" endişesini hissetmelerine gerek olmadığını belirten Yılmaz, gerekli tüm hijyen tedbirlerini aldıklarını söyledi.
"İnsanlarımızın yapılan çağrılara kısa bir vakit ayırmalarını rica ediyoruz"
Yılmaz, "Biz sağlık kuralları açısından hastamızı ve kan bağışçımızı da güvende tutmak için her türlü önlemi almış durumdayız. Bu yüzden halkımız huzurlu bir şekilde kan verebilir. Kan stoklarımızda düşüşler mevcut, dolayısıyla insanların desteklerini bekliyoruz. Biz aldığımız kanları yanımızda saklamıyoruz." şeklinde konuştu.
Kan bağışı konusunda çağrıda bulunan Yılmaz, "Nihayetinde kan başka bir yerden de temin edilebilecek bir ürün değil. Kanın tek kaynağı insan. İnsanlar kan vermezse ciddi anlamda sıkıntılar yaşıyoruz, en büyük mağduriyeti de hastalarımız yaşıyor. Bu anlamda insanlarımızın kan verme noktalarında ki çağrılara kulak verip kısa bir vakit ayırarak bir cana can katmalarını rica ediyoruz." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Sigara ve alkol kullanımının zatürre riskini artırdığını belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doktor Muharrem Tokmak, zatürrenin tüm dünyada kalp-damar ve kanser hastalıklarından sonra en çok ölüme neden olan hastalıklardan biri olduğunu belirterek zatürre hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Şanlıurfa’da tedavi gören 2 aylık bebek, tedavisinin devamı için Ankara Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesi'ne ambulans uçakla sevk edildi.
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Reşat Ceylan, antibiyotik kullanımının yanlış ve gereksiz arttığını, bunun ise gelecekte daha büyük sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı.
Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü, 18-24 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen "Dünya Antimikrobiyal Farkındalık Haftası" kapsamında tüm vatandaşları antibiyotik ve diğer antimikrobiyal ilaçların bilinçli kullanımı konusunda duyarlı olmaya davet etti.