Sarı serum nedir, kullanım riski var mıdır?
Sarı serumun halk arasında "atom" olarak bilindiğini ve grip gibi durumlarda yaygın talep gördüğünü belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Meltem Öner Karaçay, sıkça talep edilen bu serum, alerjik reaksiyon riski taşıdığı için mutlaka sağlık kuruluşlarında, uzman gözetiminde uygulanması gerektiğini belirtti.
Sarı serum, halk arasında "atom" olarak da bilinen, genellikle grip gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan bir intravenöz (damar yoluyla) vitamin ve mineral içeren bir solüsyondur. İçeriğinde genellikle B grubu vitaminler, C vitamini, amino asitler ve bazı elektrolitler bulunur.
Türkiye'de son bir ayda 4 kişi sarı serumdan dolayı hayatını kaybetti. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Meltem Öner Karaçay, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, sarı serumun evde uygulanmasının ölümcül sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.
Dr. Karaçay, ülkede sarı serum nedeniyle 4 kişinin hayatını kaybettiğini vurgulayarak, bu tür uygulamaların sağlık kuruluşları dışında yapılmasının ölümle sonuçlanabileceğini ifade etti.
"Sarı serum, halk arasında 'atom' olarak biliniyor"
Sarı serum, halk arasında "atom" olarak da bilinen, içinde vitaminlerin olduğu bir serum olduğunu kaydeden Karaçay, "Grip olunduğunda hastalar bu konuda çok talepte bulunmaktadırlar. Bu tarz ilaçların, herhangi bir ilacın evde yapılmaması gerekmektedir. Mutlaka sağlık kuruluşlarından yapılması gerekmektedir. Bin kişide bir alerjik risk olsa da, hastaya evde müdahale edilemeyeceği için, sağlık çalışanı tarafından yapılsa bile mutlaka hastanede yapılması gerekmektedir." diye belirtti.
"İstenmeyen durumların yaşanmaması için sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır"
Ülkde sarı serumdan dolayı dört kişinin hayatını kaybettiğini belirten Karaçay, "Hastalar, herhangi bir ilacı yaptırırken mutlaka sağlık kuruluşlarına gitmeli ve sağlıkçılar gözetiminde bu ilaçlar uygulanmalıdır. Aksi takdirde alerjinin ne zaman çıkacağı belli olmadığı için, ilerleyen dozlarla birlikte alerjilerle karşılaşılabilir. Bu nedenle, istenmeyen durumların yaşanmaması için sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır." diye konuştu. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Halk arasında sara hastalığı olarak bilinen epilepsi, beynin elektriksel aktivitesinin zaman zaman kontrolden çıkarak tekrarlayan nöbetlere yol açtığı nörolojik bir hastalık.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Ülker, kapalı alanlarda geçirilen sürenin artması ve mevsimsel hava koşulları, viral enfeksiyonların hızla yayılmasına neden olduğunu kaydetti.
Çocukluk çağının en sık görülen nöro gelişimsel bozuklukları arasında yer alan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), erken çocukluk döneminde başlayıp çoğu zaman yetişkinlik yıllarında da etkisini sürdürüyor.
İnsan kişiliğinin yalnızca üçte birinin genetik olduğunu, geri kalanının ise epigenetik yani öğrenilmiş alışkanlıklardan oluştuğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çocuklukta öğrenilen davranışlar tekrarla kişilik haline gelir. 6 hafta tekrarlarsanız alışkanlık, 6 ay tekrarlarsanız kişilik olur.” dedi.