Van’ın Tuşba ilçesinde aralarında kan davası olan 2 aile, yapılan bir programla barıştırıldı.

Van'ın Tuşba ilçesine bağlı Ocaklı (Kom) Mahallesi'nde yaklaşık bir ay önce özyer ve Küçük aileleri arasında yaşanan ve bir kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olay sonrası meydana gelen husumet barışla sonlandı.

2 aile arasında meydana gelen husumeti sonlandırmak için kanaat önderleri ve kurum amirleri arabuluculuk görevini üstlenerek aileyi barıştırdı. Mahalle alanında düzenlenen barış törenine Van Valisi İbrahim Taşyapan, Tuşba Kaymakamı Musa Sarı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Peyami Battal, Tuşba İlçe Müftüsü Zahit Demirel, Tuşba Belediye Başkanı Fevzi özgökçe, bölgenin tanınmış kanaat önderleri, kurum amirleri ile özyer ve Küçük ailesi yakınları katıldı.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Vali İbrahim Taşyapan, "Hepimiz toplum hayatı yaşıyoruz. Toplum hayatının belli gelenekleri var. Biz bunlara gelenek, görenek ve hukuk diyoruz. Hukuk toplum hayatının gerekleri olarak ortaya çıkan düzenlemelerdir. İnsanoğlu yaratılışından yana bunlar hayatımızda olan şeylerdir. Hayatımızda yaşanan sorunları kısmen gelenek göreneklerimizle, bir kısmını büyüklerimizle, bir kısmını hukukla hallediyoruz. Bir kısmını halledemediğimiz yerlerde ise istenmeyen hadiseler meydana geliyor. İşte bugün bu köyümüzde kısa bir süre önce yaşanan husumetin büyümemesi için bugün bir aradayız. Buraya gelen tüm arkadaşlarımız bu güzel güne şahitlik edecekler." dedi.

"Husumeti devam ettirmek dinimizde yoktur"

İnsanoğlunun ilk doğuşundan bu yana benzer hadislerin yaşandığını dile getiren Taşyapan, "Hz. Adem'in iki oğlu bir birini öldürdü. Ama Allah sonra onlara yolu gösterdi. Demek ki insanoğlunun hayatında peygamber oğlu da olursa yanlışlar olabiliyor. Bazen insanların içinde taşıdığı nefisler insanlara yanlışlar yaptırabiliyor. Ancak insanın bir özelliği daha var. Oda tövbe etmesidir. Tövbenin de kalıcı olması gerekiyor. Sadece göstermelik olarak değil, kalıcı olarak bir daha o kötülüğü yapmamak üzere ondan vazgeçmesidir. Biz de kısa bir süre içerisinde olmasına rağmen burada bir hatadan dönmenin ve bir tövbenin şahitliğini yapmak için buradayız. Burada genç bir kardeşimiz rahmetli oldu. Bu istenen bir hadise değildir, ama bazen istenmeden de olabiliyor. Buradaki husumeti devam ettirmek bizim örfümüzde, gelenek göreneğimizde ve dinimizde yoktur." diye konuştu.

"Yanlışı kapatmak bir büyüklük örneğidir"

Peygamber Efendimiz'in (sav) kaldırdığı ilk kötü şeylerden bir tanesinin de kan davası olduğunu söyleyen Vali Taşyapan, "Bu kan davası da akrabasının kan davasıdır. İlk olarak akrabasının kan davasını kaldırmasının amacı da örnek olmasıdır. Bu yüzden cezaları hukuk verir. Bizim bu dünya da komşuluk ve akrabalık duygularımız var. Aynı köyü paylaşıyor ve aynı kaderi paylaşıyoruz. Bazen yanlışlıklar olabilir. Ancak yanlışı kapatmak da bir büyüklük örneğidir. Bugün de burada bu büyüklük yapılıyor. özyer ve Küçük ailesinin bu barışlarının hayırlı olmasını diliyorum. Daha önce zaten burada bir barış kardeşlik vardı. Bundan sonra da inşallah insanlar barış, kardeşlik ve kendi içlerinde güzel bir şekilde yaşarlar. Bizde buna şahitlik ediyoruz. İnşallah bu insanlarda aileye girerek barışı sağlayan insanlara verdikleri sözleri tutarlar ve bir daha böyle bir husumet yaşanmaz." şeklinde konuştu.

"Kan davası cahiliye döneminin bir âdetidir"

Programda daha sonra konuşan Tuşba Belediye Başkanı Fevzi özgökçe ise "Ocaklı Mahallesi 120 haneden ibaret, 800'e yakın nüfusu ve aslında çok huzurlu bir beldemizdir. Van'ın muhabbet şehri olan Tuşba'da gönül yuvaların yapıldığı bir yer. Fakat insanoğlu hayatını devam ettirirken, kaza ve kader gereği bazen istenmeyen olaylar yaşanabiliyor. Bu olaylar yaşandığı zaman ve bu olayların daha da büyük kan davalarına dönüşmemesi için Allah başımızda kanaat önderlerimizi, devlet büyüklerimizi eksik etmesin. Allah'a hamdolsun 13 Temmuz'da meydana gelen istenmeyen olayda Küçük ve özyel ailesi hakikaten bu olay karşısında sabretmiştir. Peygamber Efendimiz (sav) Veda Hutbesinde buyurduğu gibi ‘Ey ashabım, bütün cahiliye adetlerini kaldırdım. Bunların başından da en önemlilerinden bir tanesi de kan davalarıdır' demiştir. Bunun için kan davası cahiliye döneminin bir âdetidir." ifadelerini kullandı.

Barışın erken sağlanmasında emeği geçen kanaat önderlerinden Nimetullah Ayan ise "Dostlarımın ziyaretine gelirken, bu olay meydana gelmişti. Hizmetlerin zamanı yoktur. Bir insan hizmet için zamanı ayarlayamaz. Daima hizmetler zamanı ayarlar. Ben bu yaşanan olayda zemin hazırlamadım, çünkü zeminler karışık olur ve bu anlamda kimsenin kalbinin kırılmasını istemedim." dedi.

Yapılan konuşmaların ardında kan davalı iki aile ellerde kaldırılan Kur'an-ı Kerim'in altından geçti.

Barış töreninin ardında katılımcılara yemek ikam edildi. (Yılmaz Sönmez- İLKHA)