Adıyaman'da havaların açılmasıyla insanlar sokaklara döküldü

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının her geçen gün yeni ölümlere neden olmasının ardından Türkiye'de yetkililer tarafından yapılan "Evde Kal" çağrısına Adıyaman'da yeterli duyarlılık gösterilmedi.
10 Mart 2020 tarihinde bir vaka ile Türkiye'de görülmeye başlanan Covid-19 salgınından etkilenip hayatını kaybeden iki yüzü aşkın kişi ve binlerce vaka ortadayken yetkililer tarafından sürekli "Evde Kal" çağrısına rağmen Adıyamanlılar çarşı pazarları boş bırakmadı.
Son bir hafta içerisinde havanın normal sıcaklıkların altında seyretmesi ve yağışlı olmasından dolayı dışarı çıkamayan vatandaşalar, havanın güneşli olmasını fırsat bilerek Coronavirus'e aldırış etmeden cadde ve sokaklarda gezmeye başladı.
Trafiğe çıkan araç sayısının fazla olması dikkat çekerken, sokaklarda araç sahiplerinin araçlarını park etmek için yer bulmada zorlandığı gözlerden kaçmadı.
Sokağa çıkan vatandaşalar ise sokağa çıkma gerekçelerini temel ihtiyaç maddelerini, gıda ürünlerini almak ve çocuklarının kırtasiye ihtiyaçlarını almak için çıktıklarını belirttiler. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Uzman Diyetisyen Ayşe Şura Korkmaz, özellikle basen, bel ve karın bölgesinde görülen yağlanmanın nedenlerini ve bu durumla nasıl başa çıkılabileceğinin yollarını anlattı.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin Duhok kentinde yaşanan mutfak tüpü patlaması sonucu çıkan yangında vücudunda ağır yanıklar oluşan 38 yaşındaki kadın öğretmen, Van’da sağlığına kavuştu.
Modern yaşamın getirdiği uzun süreli oturma, yanlış duruş ve fiziksel hareketsizliğin omurga sağlığını tehdit ettiğini belirten uzmanlar, omurganın, hayati öneme sahip olduğunu söylüyor.
Anoreksiyanın, aslında beynin beden imajıyla ilgili ağlarının (network) bozulduğu, maddi ve biyolojik bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu durum, yalnızca psikolojik değil, nöropsikolojik bir süreçtir. Geçmişte, bu kişilerin isterlerse iyileşebileceği düşünülüyordu." dedi.