HÜDA PAR Elazığ İl Başkanı Metin Suiçer, Hilalkent–Sarıçubuk hattını sanayi alanına dönüştüren imar planı değişikliğine tepki göstererek, düzenlemenin trafik, çevre, sağlık, eğitim ve hastane ulaşımı açısından ciddi riskler taşıdığını belirtti.

İl Başkanı Metin Suiçer, bölgedeki TOKİ konutları, yeni hastane ulaşımı ve onlarca köyün trafik güzergâhı olması nedeniyle imar planı değişikliğine karşı çıkarak, “Bu karar, onlarca olumsuz yanıyla telafisi mümkün olmayan sorunlara yol açacaktır.” dedi.

Elazığ Belediye Meclisi'nin, Hilalkent ve Sarıçubuk Mahalleleri arasında kalan bölge için imar planı değişikliğiyle sanayi yatırımına izin vermesi, bölge sakinleri ve siyasilerden sert tepki topladı. HÜDA PAR Elazığ İl Başkanı Metin Suiçer, kararın şehirleşme ve yaşam kalitesi açısından geri dönülemez riskler taşıdığını belirterek, belediyeye “Bu kararı yeniden değerlendirin” çağrısında bulundu.

“809 konutluk TOKİ projesi bölgenin geleceğinin teminatıdır”

Kararın bölgenin sosyal ve demografik gerçeklerini göz ardı ettiğini vurgulayan Suiçer, “Sarıçubuk Mahallesi 2. Etap TOKİ projesinde 809 adet konut inşa edilmiş ve bu yıl itibarıyla hak sahiplerine teslim edilmiştir. Taşınmaların yeni başladığı bu dönemde, nüfusun hızla artacağı bir mahalleyi ve onunla bir bütün olan Hilalkent'i sanayi bölgesine dönüştürme kararı, kentleşme ilkeleriyle bağdaşmaz. Bu bölge, çok katlı ve yoğun yapılaşmaya uygun, kıymetli bir yaşam alanıdır. Burada yaşayacak binlerce vatandaşımızın maruz kalacağı sağlık riskleri hesaplanmış mıdır?” ifadelerini kullandı.

“Tek ulaşım aksı tıkanacak, trafik çileye dönecek”

Suiçer, iki mahalleyi birbirine bağlayan ve alternatifsiz olan tek imar yolunun, sanayi tesisinin ağır vasıta trafiğine mahkûm edileceğine dikkat çekti. “Bu güzergahta artacak kamyon ve ağır tonajlı araç trafiği, yol kalitesini düşürecek, ulaşımı çekilmez hale getirecek ve toz oranını katlayacaktır” diyen Suiçer, şöyle devam etti:

“Elazığ'da Çimento Fabrikası'nın komşu mahallelere olan olumsuz etkileri ve kaldırılması kamuoyunda tartışılırken, benzer ve belki daha ağır sonuçlara yol açabilecek yeni bir sanayi tesisinin çevresel etkileri ciddi manada değerlendirilmiş midir? Çok kısa zamanda artacak nüfus ve trafik yoğunluğunun bedeli nedir?”

“Yeni hastaneye erişim onlarca köy için riske atılıyor”

Kararın en kritik sakıncalarından birinin de yapımı süren Fırat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne erişimi tehdit etmesi olduğunu belirten Suiçer, “Sarıçubuk, Hilalkent, Çaydaçıra, Şahinkaya mahalleleri ile Cip, Pelte, Körpe, Nurali ve Kuzova bölgesindeki onlarca köyün vatandaşları, bu yeni hastaneye ulaşmak için alternatifsiz olarak bu imar yolunu kullanacak. Bu hayati güzergâhın sanayi trafiğine açılması, acil müdahale gerektiren hastalar dahil binlerce kişinin ulaşım hakkını ve güvenliğini tehlikeye atacaktır. Bu etki analiz edilmiş midir?” şeklinde konuştu.

“Eğitim kurumları ve öğrenci hayatı olumsuz etkilenecek”

Bölgede eğitim veren kurumlara da değinen Suiçer, “Bu bölgede iki özel ve çok sayıda devlet okulu bulunmaktadır. TOKİ ve diğer konut projeleriyle birlikte öğrenci nüfusu hızla artacaktır. Sanayi tesisinin sebep olacağı gürültü, toz ve trafik baskısı eğitim öğretim sürecini doğrudan olumsuz etkileyecektir. Milli Eğitim Müdürlüğü bu süreçte görüşüne başvurulmuş bir paydaş mıdır? İl Milli Eğitim Müdürlüğü, planlama komisyonuna davet edilip görüşü alınmış mıdır? Kamuoyu bu soruların cevabını bekliyor” dedi.

“Bu karar, yaşanabilir bir Elazığ vizyonuyla çelişiyor”

Açıklamasının sonunda HÜDA PAR Elazığ İl Başkanı Metin Suiçer, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bir şehrin imar planı, mahallesinde, sokağında vatandaşının yaşam kalitesini artıracak şekilde, uzun vadeli düşünülerek yapılmalıdır. Hilalkent–Sarıçubuk hattı, Elazığ'ın geleceğinin şekilleneceği bir yaşam koridorudur. Bu bölge sanayi tesislerinin değil, çocukların oyun seslerinin, temiz havanın ve huzurlu bir yaşamın merkezi olmalıdır. Elazığ Belediyesi'nden beklentimiz ve talebimiz; 'marka ve yaşanabilir şehir' kimliğini ön planda tutarak, coğrafi ve demografik gerçekleri gözeten uzun vadeli bir vizyonla bu kararı acilen yeniden değerlendirmesidir. Gelişim, insanı ve çevreyi merkeze alan bir anlayışla olmalıdır.” (İLKHA)