Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İslam’ın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslam’ı 14 asır, 15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen “Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı” tanıtım toplantısına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Myanmar’da, Türkistan’da, Filistin’de ve dünyanın her köşesinde mağdur, mazlum, muhtaç duruma düşmüş tüm kadınlara Allah’tan sabır dileyerek, anneleri, babaları, eşleri, çocukları, yakınları gözleri önünde katledilen, ölümden beter muamelelere maruz bırakılan, istismar edilen tüm kadınların acılarını yürekten paylaştıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında eğitim öğretimi sadece okulla sınırlı görmediğini, kadının tüm insanlığın ilk öğretmeni olduğunu vurguladı ve “Çocuk, doğumu öncesinden başlayarak, hayata gözlerini açtığı andan itibaren uzunca bir süre, her şeyi annesinden öğrenir. Onun için benim gözümde kadınlar, insanlığın öğretmenidir” dedi. Aile içinde kadının kimi zaman görünen, kimi zaman görünmeyen belirleyici rolünün, bu öğretmenlik vasfından geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınlarda zaten Allah vergisi bir kabiliyet olan güçlü bir sezgi var. Öğretmenlik yetenekleriyle birleştiğinde ortaya elleri ayakları öpülesi analar, ömür boyu sırtımızı yasladığımız eşlerimiz, gözümüzün nuru kızlarımız çıkıyor.” dedi.
Ailede kadın iyi bir öğretmense, babanın eksiğini de, okulun eksiğini de, toplumun eksiğini de gidereceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan her bir kanalı ayrı bir sorun, ayrı bir kanalizasyon hâline dönüşmüş olan medyanın şerrinden çocukları, aileleri ve milleti koruyacak olan ilk ve güçlü kalkanın yine kadınlar ve anneler olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kadın meselesi konuşulurken “anne” vurgusu yapmasından rahatsız olanlar olduğunu bildiğini söyleyerek “Gerçekten de birileri ısrarla bizim validelerimizi, kadınlarımızı yanlış anlatamaya, yanlış göstermeye çalışıyor. Kadını annelik vasfından ayırmak demek, onun en büyük ayrıcalığını elinden almak, aynı zamanda tabii sıfatı olan öğretmenliğini de yok saymak demektir. Ülkemizde kadınlarımızın hakları, hukukları, sorunları konusunda şahsım kadar duyarlı, şahsım kadar somut politikalar üretmiş, şahsım kadar icraat ortaya koymuş bir başka siyasetçi, bir başka cumhurbaşkanı var mı bilmiyorum, bu işi çok önemsedim” şeklinde konuştu.
Zaman zaman yaptığı “en az üç çocuk” tavsiyesinin de birilerini rahatsız ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rahatsız olanlar niye rahatsız oluyor biliyor musunuz? Bu millete düşman oldukları için rahatsız oluyorlar. Çünkü bir milleti millet yapan nedir? Ailedir. Aile nereden oluşuyor? Tabii ki anne-baba. Eğer biz bu milleti güçlü kılarsak, nüfusumuzu -ki dinamik, genç nüfusumuzu- eğer artıracak olursak, inanın Batı bizim bu yükselişimiz karşısında kaçacak delik arar. Onlar zaten eriyor, ama biz güçlenmemiz lazım; onun için nüfus çok önemli.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında gündemdeki tartışmalara da değindi. Var oluş gayesi sadece istismar olan, milletin ve bu noktada bütün dinimizin değerleriyle hesaplaşmaktan başka hiçbir hedefi olmayan marjinalleri asla dikkate almayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son günlerde din adamı olarak ortaya çıkıp kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunan, dinde kesinlikle yeri olmayan, kendine göre içtihatta bulunan kişilerin ortaya çıktığını, bunları anlamanın mümkün olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Yani bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada, farklı bir asırda, zamanda yaşıyorlar, çünkü İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslam’ın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslam’ı 14 asır, 15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız, böyle bir şey yok. Onun için de bugün İslam’ın uygulanması, yer, zaman, koşullar, her şeyiyle o da ne yapıyor, değişiyor. İslam’ın güzelliği burada zaten, önemi burada. Şimdi birçok hoca efendi tabi beni tefe koyup çalacak, o ayrı mesele. Rabbim bizi tefe koymasın, mesele orada.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istisnaları genelleştirmenin, tarihin belli bir döneminde toplumların kendi özel şartlarına dayalı uygulamalarını ve geleneksel davranışlarını günümüze taşımaya çalışmanın sadece meseleyi sulandırmaya yaradığını belirtti. Ortada bir sorun olduğunu gördüklerini ve bunu çözmeye çalıştıklarını, eksikliklerin olabileceğini, kimi durumlarda yanlış da yapılabileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların iyi niyetle ve yapıcı bir tutumla ortaya konması hâlinde derhal düzeltilmesinin mümkün olduğunu söyledi.
“Kur'an'a ters değilse mesele bitmiştir”
Reklamın iyisi kötüsü olmadığı anlayışıyla dikkati çekmek, popüler olmak, isbatı vücud yapmak için söylenen sözleri asla kabul edemeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu tartışmayı dinimizin kavramlarıyla yürütmek sadece kadınlara değil inanın inancımıza da dinimize de haksızlıktır. Tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi dini hususların tartışılmasında da seviyeler var. Kur'an'a, sünnete, icma ve kıyasa vakıf olmayan insanlara misal kabilinden bile olsa birtakım uygulamaları anlatmaya kalktığımızda züccaciye dükkânına giren fil misali bir sürü başka şeyi kırıp dökmeniz kaçınılmaz hâle geliyor. Bakıyorsun birisi sünneti, öbürü icmayı tartışıyor. Bırak bu işleri. Aslolan nedir? Bizi mukaddes kitabımız Kur'an'dır. Kur'an'a ters değilse mesele bitmiştir. Eskiler, kudema, ‘Vusulsüzlüğümüz, usulsüzlüğümüzdendir’ derdi. Yani ‘Bir neticeye kavuşmak ancak doğru usullerle mümkün’ derdi.”
Farazi tartışmaları günümüz hayatının bir parçası gibi anlatmanın hiç kimseye fayda sağlamayacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konularda söz söyleyen, görüş beyan eden herkesi dikkatli olmaya, kendileriyle birlikte değerlerimize zarar vermemeye, kadınlarımızı da rencide etmemeye davet ediyorum. Bilhassa da ilim erbabımızın bu konuda azami hassasiyet göstermesi gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçenlerde Diyanet’ten sorumlu olan Başbakan Yardımcıma da söyledim, Bizim Diyanet Teşkilatımızın Din İşleri Yüksek Kurulu var ve Din İşleri Yüksek Kurulu’nda da çok çok vasıflı ve bütün ilim dallarında yetki sahibi olan hocalarımız var, tefsirde, hadiste, fıkıhta, birçok. Bütün bu hocalarımız ne iş yapıyorlar, niye sessiz kalıyorlar? Sessiz kalıp bu alanı niçin bu adamlara kaptırıyorlar? FETÖ olayı da böyle oldu, FETÖ konusu da böyle oldu. Söyledik söyledik, sonunda bir şûra yaptırdık. Şimdi tabii asıl konuşması gereken konuşmayınca meydan kime kaldı? FETÖ’ye kaldı, FETÖ’nün arkasından gelen maalesef tiplere kaldı. Onların da zaten vasıfları ortada, FETÖ’nün kalitesi, vasfı ortada. Arkasından gidenler ne yazık ki ona tabi olduklarına göre onlar ondan daha da geri.” (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ne ilişkin kesin sonuçları bugün açıklayacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Beştepe'deki kabine toplantısına başkanlık edecek. Toplantıda, ekonomideki son durumun yanı sıra öğretmen atamalarının ele alınması bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanacak kabinede gündem öğretmen atamaları olacak.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ne ilişkin kesin sonuçları yarın açıklayacak.