Mersin'de HÜDA PAR İl Gençlik Kolları'nca düzenlenen "Gençlik Buluşması Programı'nda konuşan HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, Gazze'de yaşanan katliamlara dikkat çekerek, "Çocuklar, kadınlar, siviller katledilirken keyfimize bakıp, hiçbir şey yokmuş gibi davranamayız" dedi.

HÜDA PAR Mersin İl Gençlik Kolları Başkanlığınca düzenlenen Gençlik buluşmasına HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç de katıldı.

Gerçekleştirilen etkinliğe HÜDA PAR Gençlik Kolları Başkanı Hamdullah Er ve HÜDA PAR Adana İl Başkanı Salih Demir, partililer ve vatandaşlar katıldı.

Etkinlik yapılan alanda bir araya gelen gençler voleybol, futbol, masa tenisi, dart gibi oyunlarla eğlendi.

7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu ile beraber gençlik buluşmalarının içeriğinde değişikliğe gittiklerini ifade eden Dinç, Gazze’de yaşananlara değineceğini belirtti.

Meclis'te Filistinli yetkililerle bir görüşme gerçekleştirdiklerini aktaran Dinç, "Özellikle Filistin’de işlenen soykırımla ilgili muhabbet ettik. Gazzeli yetkililer şunları söyledi: 'Diyarbakır'da gençlerimiz Gazze için yürüyüş yaptılar, Kudüs için yürüyüş yaptılar, bu bizim için büyük bir moral oldu. Gazze'yi gündeme getirmeniz, Filistin'deki mücahitlere büyük bir güç oluyor, onlar için bir motive kaynağı oluyor’ dedi. O mazlumların yanında olduğumuzu göstermemizi, o mücahitlere güç olması için bir araya gelmemizi kesinlikle küçümsemeyin. Bunların hepsini tek tek görüyorlar.' dedi.

"Hiçbir şey yokmuş gibi davranamayız"

Gazze'de işgalci siyonistlerce katliam yapılırken normal hayatlarına devam edemeyeceklerini vurgulayan Dinç, "Orada çocuklar, kadınlar, siviller katledilirken; o mazlumların üzerine yağmur gibi bombalar yağarken, biz de keyfimize bakıp hiçbir şey yokmuş gibi davranamayız. Bugünkü etkinlikte sizinle eğlenmek, ip yarışı yapma, uzun atlama yarışı yapmak, voleybol oynamak isterdim ancak şu an öyle bir soykırım, öyle bir katliam işleniyor ki, biz sadece video ve ekranlardan görüyoruz. Adeta çocuklar saniyede, saatte, belki de günde onlarcası, yüzlercesi kömür haline geliyor. O masum çocukların üzerlerine öyle bombalar atılıyor ki anında kömürleşiyorlar. Biz bunlara karşı hiçbir şey yokmuş gibi davranamayız. Bu yönüyle biz de her yerde, her ortamda her şartta bu kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ve onları gündemden düşürmediğimizi ilan etmek istiyoruz." diye konuştu.

"Orada işlenen o soykırımı her yere duyurmak zorundayız"

Filistinli yetkililerle kurdukları temaslarda, yetkililerin kendilerinden meydanları boş bırakmamalarını ve Gazze'yi unutturmamalarını istediklerini aktaran Dinç, "Yetkililere şöyle bir soruda sordum: 'Bizden beklentileriniz nedir? Onlar şunu söylediler: 'Meydanları boş bırakmayın, terk etmeyin, her ortam ve şartta Gazze ile ilgili bir yürüyüş olduğu zaman, onların yanında yer alın ve Gazze unutulmasın.' Bu mazlum kardeşleriniz unutulmasın her ortamda her şartta onların sesi olmaya çalışın. 'Bize yardım edin, maddi destek sunun' dediler, bunu istediler. Orada işlenen o soykırımı her yere duyurmak zorundayız. Şunu söyleyeyim: 'O mazlumların, bir avuç Müslüman'ın vereceği mücadele inşallah dünyayı aydınlatacak ve hepimiz buna şahit olacağız. Onların yanında yer alanlar, Allah onları aziz kılacak; onların yanında yer almayanlar, sessiz kalanlar da zelil olacaklar." şeklinde konuştu.

"Gazze'de işlenen soykırımın duyurulması için herkes üzerine düşeni yapmalı"

Gazze'de işlenen soykırımın her yerde duyurulması için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğine vurgu yapan Dinç, "Bu soykırımı nasıl durdurabiliriz, nasıl bir tepki ortaya koyabiliriz?' diye düşünmemiz gerekiyor. Bunlar bu soykırımı iki şeye dayanarak yapıyorlar. Birincisi arkalarında sözüm ona süper güçler, ikincisi de bizim dağınıklığımızdır ve biz burada bu iki sebebi göz önünde bulundurarak bir tavır takınmak zorundayız. 'Ben ne yapabilirim ki?' diye sorabilirsiniz. Bugün size düşen görev her şeyden önce namaz kılmaksa, namazınızı kılarsanız o Siyonist terör şebekesinin gücünü zayıflatmış olursunuz. Namazınızı bırakırsanız, o zalimleri o katilleri güçlendirmiş olursunuz. Bir camiye gitmemiz gerekiyorsa camiye gidin, çevremizde birine iyilik yapmamız gerekiyorsa, ondan uzak durursak şunu net bilelim ki biz o Siyonistleri, o katilleri güçlendirmiş oluruz. Bugüne kadar o zalimler hiç durmadılar, gün gelecek bizim sınırlarımızı da kendi toprakları zannediyorlar, hiçbir ilke ve kural tanımadan buralara da el atacaklar. Bundan dolayı her birimizin bilinçlenmesi gerekiyor. Biz yozlaşmayacağız, bozulmayacağız, kendi değerlerimize sahip çıkacağız. Burada oturan kardeşlerimizle Mersin'i biz değiştireceğiz, bu toplumu biz değiştireceğiz, bu memleketi biz değiştireceğiz. Az değiliz, birlik olunca, bilinç olunca, şuur olunca ve hedefimize kilitlenince Allah’ın izniyle çoğu şeyleri değiştirmeye muktedir olacağız." ifadelerini kullandı.

"30 bin'den fazla mazlum katledildikten sonra ticaret kesildi"

7 Ekim Aksa Tufanı sonrası Meclis'te ve birçok platformda işgalcilerle ticaretin kesilmesi için çağrı yaptıklarını kaydeden Dinç, şunları kaydetti:

 "Orada ticaret yapılan kesim Siyonist işgalciler. Her platformda, her yerde bu çağrıyı yaptık, ticaretin kesilmesi için ancak 30 bin'den fazla mazlum katledildikten sonra bu ticaret kesildi. Geç de olsa olumluydu ama keşke ilk gün kesilseydi. Peki, bu ticaret nasıl kesildi? Aslında oda bu meydanların etkisi ile kesildi. Çıkıp her cuma yaptığınız basın açıklaması deme ki boşa gitmemiş, her platformda medya ve meydanlarda olsun demek ki o getirdiğiniz tekbirler, 'kahrolsun İsrail' demeleriniz, o sesler boşa gitmedi ve ticareti kesmek zorunda kaldılar. Bu da meydanların bir kazanımıdır. Bazıları da boykota da: 'Ne gereği var?' diyor. Birkaç gün önce baktım, Starbucks 36 milyar dolar zarar etmiş. Biz bunları devam ettirteceğiz, gücümüz nispetinde elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. İslam ülkeleri de dâhil, tüm ülkelerin yöneticilerin hepsi Siyonistlere, işgalcilere teslim olmuştur. Onların söylediklerine göre hareket ediyorlar, tek yapmamız gereken bir birlik grup bu Siyonistlere karşı bir güç ortaya koymaktır. Güç ve yaptırım olmazsa bunlar hiçbir şekilde baskılardan veya medyanın söyleminden şekil almıyorlar." (İLKHA)