Konya Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, Konya Ovası’nda artan obrukların yalnızca tarımsal sulama ve çiftçi faaliyetleriyle açıklanamayacağını belirterek, bilimsel verilerle desteklenen ortak bir değerlendirme yapılması gerektiğini söyledi.

Konya’da yağış miktarının yetersiz olması nedeniyle kuru tarımın sürdürülebilir olmadığını dile getiren Konya Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, çiftçilerin üretimini devam ettirebilmek için mecburen sulu tarıma yöneldiğini ifade etti. Kavuneker, “Konya’da yaklaşık 4 milyon hektara yakın tarım arazisi var. Bu bölgede yağış az olduğu için kuru tarım fizibil değil. Çiftçi ister istemez sulu tarıma geçmek zorunda kalıyor” dedi.

Geçmişte yer altı suyu sondajlarının yalnızca devlet eliyle yapıldığını hatırlatan Kavuneker, teknolojinin gelişmesiyle birlikte özel sondaj firmalarının da bu alanda faaliyet göstermeye başladığını söyledi. Kavuneker, “Eskiden yer altı sondajlarını sadece devlet yapıyordu. Bugün özel sondajcılar var ve bu süreç sulu tarımla birlikte hızlandı” ifadelerini kullandı.

Obrukların oluşumuna ilişkin kamuoyunda farklı değerlendirmeler yapıldığını belirten Kavuneker, bu durumun ciddi bir bilgi kirliliği oluşturduğunu vurguladı. Kavuneker, “Bir uzman yer altı sularının çekilmesini sebep gösteriyor, bir başkası kireç taşı plakalarının kırıldığını söylüyor, bir diğeri zemin çökmesinden bahsediyor. Her kafadan farklı bir ses çıkıyor” diye konuştu.

Sorumluluğun sürekli çiftçiye yüklenmesine karşı olduklarını dile getiren Kavuneker, bunun adil olmadığını ifade etti. Kavuneker, “Bu meselenin faturası sürekli çiftçiye kesiliyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Hiçbir çiftçi bilerek suyu israf etmez, bu mümkün değildir” dedi.

Konya’nın Türkiye tarımı açısından stratejik bir konumda olduğuna dikkat çeken Kavuneker, ilin birçok üründe öncü olduğunu hatırlattı. Kavuneker, “Konya, Türkiye tarımsal üretiminin yaklaşık yüzde 15’ini karşılıyor. Verim açısından en iyi şeker pancarı Konya’da yetişiyor. Türkiye’de üretilen havucun yaklaşık yüzde 70’i Konya’dan sağlanıyor” şeklinde konuştu.

“Kuraklığa dayanıklı ürün ekilsin” çağrılarının sahadaki gerçeklerle örtüşmediğini belirten Kavuneker, alternatif ürünlerin sınırlı olduğunu söyledi. Kavuneker, “Bu tür ürünler toplam ekim alanının en fazla yüzde 10’unu kapsıyor. Geriye kalan alanlarda buğday, arpa ve pancar var. Bu yıl bazı bölgelerde nohut ve mercimekte hasat bile yapılamadı” dedi.

Kuru tarımın Konya için çözüm olmadığını vurgulayan Kavuneker, sulamanın ürünün ihtiyacına göre yapılması gerektiğini ifade etti. Kavuneker, “Pancarı dört sulamayla kaldırmak mümkün değil. Buğdayı iki sulamayla masrafını bile çıkaramazsınız. Çiftçi yağış varsa sulamaz, yoksa mecburen sular” ifadelerini kullandı.

Mevcut su projelerinin tarımsal sulama açısından yetersiz kaldığını dile getiren Kavuneker, Mavi Tünel Projesi’ne de değindi. Kavuneker, “Mavi Tünel ile gelen su şehir ve bazı ilçelerin ihtiyacını karşılıyor. Tarım için hâlâ yeterli su yok” dedi.

Çözümün havzalar arası su transferi olduğunu belirten Kavuneker, doğal dengeye zarar verilmeden adım atılması gerektiğini vurguladı. Kavuneker, “Kışın denizlere boşa akan sular, doğal denge bozulmadan Konya Havzası’na aktarılmalı. Amacımız yer altı sularını beslemek. Başka alternatifimiz yok” diye konuştu.

Açıklamalarının sonunda yetkililere çağrıda bulunan Kavuneker, laf değil icraat istediklerini söyledi. Kavuneker, “Bu mesele sadece bugünün değil, evlatlarımızın ve torunlarımızın meselesidir. Atalarımızdan miras kalan bu toprakları gelecek nesillere sağlıklı şekilde bırakmak zorundayız” dedi. (İLKHA)