Şanlıurfa’daki sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen basın açıklamasında, aile huzurunu bozarak, şiddete neden olan ucube sözleşmelerin iptal edilmesi istendi.
Memur-Sen İl Başkanlığında düzenlenen basın açıklamasını Şanlıurfa Sivil Toplum Kuruluşları Platformu adına Handan Karataş okudu.
Aileyi korumanın tüm insanların insani ve imani vazifesi olduğunu belirten Karataş, “Çeyrek asırdır toplumda birey ön plana çıkartılarak, aile fertleri arasında olması gereken bağın kopması için içeriden ve dışarıdan sinsi bir oyun oynanıp, toplumun çekirdeği olan aile yapımız dağıtılmak isteniyor. Türkiye'de ve dünyada aileyi yok etmeye karşı küresel topyekûn gizli bir saldırı var. Aileyi korumak tüm insanların fıtrat olarak tabii, insani ve imani vazifesidir.” ifadesini kullandı.
“Faiz, kumar, içki, zina gibi yüz kızartıcı fiiller bertaraf edilmeli”
Başta İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW gibi uluslararası sözleşmelerin bir an önce kaldırılması gerektiğini vurgulayan Karataş, “Gerek hayat rehberimiz Kur'an'ın Tahrim suresi 6'ncı ayetteki emri gereği, ‘Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlardan olan ateşten koruyun. Onun başında acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve kendilerine emredileni yerine getiren melekler vardır.’ ferman ettiği gibi anayasanın 41'inci maddesi gereği ailemizi koruma görevimiz var. Başta İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW gibi uluslararası sözleşmeler olmak üzere, aile huzurumuzu bozup, şiddetli geçimsizliğe sebep olan; Faiz, kumar, içki, zina gibi yüz kızartıcı fiillerin bir an evvel bertaraf edilmesi gerekir.” diye konuştu.
“Genç evlilik mağduru 8 bin ailenin sorunu giderilmelidir”
Toplumda içkinin neden olduğu tahribatlara dikkat çeken Karataş, şunalrı söyledi: “Sarhoşluk; trafik kazalarına, aile içi şiddete, sarkıntılığa, tacize, bağırıp çağırmaya, hatta cinayet işlemeye bile sebep oluyorsa bu melanet içki neden yasaklanmasın? Aile içi şiddete karşı olduğunu söylen kimseler neden bu konuda sessiz kalıyorlar? Toplumda evlilik yaşı yükseliyor, evli çiftlerin de bundan dolayı çocuk sayısı azalıyor. Toplum yaşlı topluma doğru gidiyor. Dolayısıyla hem devlet hem millet olarak evlilikleri cazip hale getirmek, evliliği kolaylaştırmak, ev hanımlığını özel bir meslek olarak görüp, ailenin tesisi için payımıza düşeni yerine getirmeliyiz. Genç evlilikleri teşvik edip, evliliğin ilk 5 yılını aile danışmanı aracılığıyla güçlü ailenin oluşması için devlet destekli katkı verilmelidir. Genç evlilik mağduru 8 bin ailenin sorunu giderilmelidir.”
“Aile içinde sorunlarda hakemlik ve arabuluculukla ihya edilmeli”
Devlet tarafından evliliğin teşvik edilmesi gerektiğini belirten Karataş, “Evli kişi çalışıyorsa kesintilerdeki vergi dilimini düşürerek bir anlamda ekonomik olarak ödüllendirmeliyiz. Evlilik öncesi aile konulu kurslar verdirerek ‘Güçlü Kadın’ ve ‘Güçlü Erkek’ yerine ‘Güçlü Aile’ oluşturmalıyız. Ayrıca evli çiftlere de zaman zaman motivasyon seminerleri vermek gerekir. 6284 sayılı yasa ıslah ederek sıra dışı uzaklaştırma cezalarıyla aileyi dağıtmanın nedeni olacak durumdan kurtarmalıyız. Aile içi ihtilaflarda, Allah’ın emri olan hakemlik, arabuluculuk ve nasihat müessesesi yeniden ihya edilmelidir. Ailenin yeniden ihyası ve inşası için yasama, yürütme, yargı, yerel yönetim, medya, sermaye grupları, cemiyetler, STK’lar oda ve sendikalar seferber olmalıdır. Aileyi kaybedersek, hiçbir şeyi onun yerine ikame edemeyiz. Tüm medya; çocuk, gençlik ve aile yönünden kontrol altına alınmalıdır. Aile kurma teşvik edilmeli, aile kurana en az 100 gram altın değerinde faizsiz kredi verilmeli. Karı-koca arasındaki hukukun, çocukları arasındaki bağın tesisi için daima uyarıcı görevimizi yapmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
“Aileyi yıkan sözleşmeler çöpe atılmalıdır”
Aileye zarar veren sözleşmelerin çöpe atılması gerektiğini belirten Karataş, şu ifadeleri kullandı:
“İnsanlığa ve aileye savaş açmış, topluma ve aileye zarar veren CEDAW, İstanbul Sözleşmesi’nin, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi’nin ve bağlı uygulamalarının Avrupa ülkeleri gibi geri dönülmez aşamalara gelmeden iptal edilmesini istiyoruz. Aileye, devlete zararlı bütün yasalar ve sözleşmeler Macaristan, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya, Ermenistan, Azerbaycan, İspanya ve İngiltere’nin yaptığı gibi çöpe atılmalıdır. Bu sözleşmelerin yerine aile medeniyetimize uygun ‘Aile Anayasası’, ‘Anadolu Sözleşmesi’, ‘Fıtrat Sözleşmesi’ hazırlamalıdır. Aileyi savunmak, vatanı savunmaktır. Cumhurbaşkanımızın 2 Haziran 2019 ile 14 Temmuz 2020 tarihlerindeki ‘Aileyi ifsat eden İstanbul sözleşmesi nass değildir, iptal edilsin’ talimatının sonucunu görmek istiyoruz. Talimatın acilen uygulanmasını bekliyoruz. Şanlıurfa sivil toplum kuruluşları olarak, ailenin dirilişi için verilen talimatların uygulanmasının takipçisi olacağız.”
Karataş, basın açıklamasının sonunda, "Gelecek nesillerin hakkı adına, kendi çocuklarımızın ve torunlarımızın hakkı adına, huzur evlerinde ölüme terk edilmiş ihtiyarların hakkı adına, intihar noktasına gelmiş, depresyon hapları müptelası yalnızların hakkı adına, sokaklara terk edilmiş çocukların hakkı adına, geleceğimiz adına, insanlık adına, ülkemiz ve ümmet adına önce aileyi savunabilmeliyiz. Türkiye Aile Meclisinin bileşenleri, Şanlıurfa STK’ları olarak bu işin takipçisi olmakla yükümlüyüz. ifadesini kullandı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
İstanbul Sözleşmesinin kabul edilişinin 9'uncu yılı dolayısıyla Türkiye Aile Meclisi ve Bileşenleri tarafından düzenlen basın açıklamasında, aile değerlerini olumsuz etkileyen sözleşmenin acilen iptal edilmesi çağrısında bulunuldu.
Yıllar önce evlenip çocuk sahibi olan ve haklarında açılan kamu davası sonrası mağduriyet yaşayan Yıldırım ailesi, yetkililerden adalet beklediklerini ifade ettiler.
Ankara’da öğretmen çiftin hayatı, 3 yıl önce yaşanan bir olaydan sonra paramparça oldu. 6284 kanunu kendi çıkarları doğrultusunda kullanan MEB’deki bazı bürokratlar, evrakta sahtecilik yaparak tayin hakkı olmayanların tayinlerini gerçekleştiriyor.