42 yıldır dinmeyen acı: Hama Katliamı

2 Şubat 1982'de 40 bin insanın can verdiği Hama Katliamı, aradan geçen 42 yıla rağmen hafızalardaki tazeliğini koruyor.
2 Şubat 1982'de Baas rejimi, Suriye'nin Hama kentinde 40 bin insanın can verdiği büyük bir katliama imza attı. Etrafı sarılan Hama şehri, ağır silahlarla yıkıma uğratıldı. Hama'da çocuk, genç ve yaşlı binlerce insanın kanı mazlumca akıtıldı. Toprak o gün kana doydu. Tarihe en vahşi katliamlardan biri olarak geçen Hama Katliamı, aradan geçen 41 yıla rağmen unutulmuyor.
Hama, Suriye'de İslami hareketin en güçlü olduğu şehirlerden biriydi. Anayasada geçen "Devlet Başkanının dini İslam'dır" maddesinin değiştirilmesi için yapılan halk oylamasına katılmayan Hama halkı ve güçlü İslami muhalefet, Baas rejimini korkutuyordu.
Müslüman Kardeşler cihad ilan etti
Bu durumu hazmedemeyen Hafız Esad, çeşitli komplolara girişti. Katliamdan çok önceleri sindirme şartlarının oluşması için halka zulüm etmeye başladı. Halkın can, mal, namus ve mukaddesatlarına yöneldi.
Hafız Esad'ın emriyle kardeşi Rıfat Esad komutasındaki Suriye ordusu, Hama kentini muhasara altına alıp, bombalamaya başladı. Kentin elektrik, su ve telefonları kesildi. Bölgeye gazetecilerin girmesi engellendi. Müslüman Kardeşler, cami minarelerinden cihad ilan edip Hama'yı korumaya çalıştı. Hama'ya giremeyen Suriye ordusu uçaklarla ve kimyasal silahlarla şehri bombalamaya devam etti.
Rejim güçlerinin havadan ve karadan düzenlediği saldırılar ve bombalamalarda el-Asida, es-Sehhane, el-Kilayniyye, ez Zenbak, el-Hayriyya ve el Başuriyye gibi semtler yoğun olarak hedef alınırken Hama, yerle bir edildi.
Kırk bin insanın can verdiği katliamda en az 17 bin sivilden bir daha haber alınamadı
Uluslararası Af Örgütü'ne göre piyadelerin ve tankların dar sokaklara rahatça girebilmesi için önce eski şehir merkezi havadan bombalandı, binalar tanklar tarafından yıkıldı. Eski şehir neredeyse tamamen yok edildi. Suriye rejimi yıkılmış binaların içinde saklanan insanları öldürmek veya ortaya çıkarmak için zehirli gaz kullandı.
Hama'yı yerle bir ettikten sonra kente giren Suriye ordusu, sağ kalan masum halkı askeri kamplara, stadyumlara topladı; günlerce aç bırakıp işkencelerden geçirdi. Her yeri ceset kokuları kapladı. Nüfus cüzdanında Hama yazılan insanlar ülkenin neresinde yaşıyorsa yaşasın tutuklandı. Kadınlara tecavüz edildi. Çocuklar açlık ve korkudan öldü. İnsanlar günlerce yaralı ve cesetlerle beraber yaşadı. Suriye'nin farklı şehirlerinden 800 bin insan da ülkelerini terk etmek zorunda kaldı.
Kırk bin insanın can verdiği, en az 17 bin sivilden haber alınamayan katliamda 88 cami ve çok sayıda tarihi eser de tahrip edildi.
Bu olay, Esed rejiminin son katliamı olmadı. Günümüzde de gerek Hama gerekse de Suriye'nin diğer şehir halkları yine aynı rejimin eliyle katlediliyor. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
ABD'nin Yemen'deki "başarısızlık" olarak nitelendirilen durumu, sadece teknolojik bir eksiklikten ziyade, değişen tehditlere karşı stratejik adaptasyon ve entegrasyon eksikliğine de işaret edebilir. Geleneksel askeri doktrinlerin ve operasyonel yaklaşımların bu yeni asimetrik tehditlerle mücadelede yetersiz kaldığı görülebilir.
Siyonist rejimin saldırısıyla Gazze'de bir ev yerle bir oldu. Doktor Alaa en-Naccar, çocuk bölümünde hayat kurtardığı hastanede, bu kez sekiz evladının yanmış bedenlerini karşıladı. Henüz enkaz altında olan iki çocuğunun akıbeti ise hâlâ bilinmiyor.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin kaldırımlara işlediği Kürt İslam alimlerinin sözleri ve isimleri, toplumda derin bir rahatsızlık doğurdu. DEM Partili belediyenin bu uygulamasını savunmak için öne sürdüğü "kamusal alanda Kürtçeye görünürlük kazandırma" argümanı, güzel bir niyetmiş gibi sunulsa da şekli ve yöntemi tam bir saygısızlık örneği.
Araştırmacı Yazar Nezir Tunç "Şehid Hasan Saklanan, eğer Kudüs’e kadar gitmişse ve orada siyonist çetelere ölümcül darbe vurmuşsa, işte bu İbrahimî duruşundan dolayıdır.” " dedi.