7 Ekim 2023'teki "Aksa Tufanı" ile birlikte Gazze'nin, İslam dünyasında bir yenilenme hareketi başlattığını belirten Prof. Dr. Abdurrahman Ateş, "Hocalar saatlerce konuştu, binlerce konferans verdi. Gazzeli mücahitlerin esir takası görüntüsü kadar etkili olmadı. Hocaların anlatamadığını Gazzeli mücahitler temsil ederek anlattı." dedi.
Malatya Peygamber Sevdalıları Derneği tarafından, "Dünya Kudüs Haftası" münasebetiyle "Kudüs Bize Ne Söyler" başlıklı bir program düzenlendi.
Sanat Sokağı Konferans Salonunda düzenlenen etkinlik, Mustafa Ulutaş'ın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı, ardından şiir ve ilahilerin seslendirilmesi ile devam etti.
Programa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Abdurrahman Ateş, Kudüs'ün önemine ve Müslümanlar için taşıdığı anlamlara dikkat çekti.
"Yeryüzünde Kudüs'ü, Gazze'yi hiç dert edinmeyen insanların ülkeyiz"
Prof. Dr. Ateş, "Kudüs sevdası adına burada bir araya geldik. Gecemizin akıbeti hayrolsun temennisinde bulunarak sözlerime başlıyorum. Galiba yeryüzünde Kudüs'ü, Gazze'yi hiç dert edinmeyen, miracın merkezi olan Kudüs'ün acısını hissetmeyen insanların Miraç Kandili'ni tebrik etme yarışına girdikleri yegane ülkeyiz. Aynı zamanda Yahudilerle dost olmayı hiçbir zaman terk edemeyen, sözüm ona Müslümanların Miraç Kandili'ni, tebrik mesajlarını gönderdiği ülkeyiz" ifadelerini kullandı.
"Müslümanlar için Mescid-i Haram ne ise Mescid-i Aksa da aynıdır"
Kudüs'ün sıradan bir coğrafya olmadığını belirten Prof. Dr. Ateş, "Kudüs Miracın merkezidir. Kudüs sadece sıradan bir coğrafyanın adı değildir. Kudüs, Mescid-i Haram'la birlikte bir yolculuğun aşamasıdır. Bir yolculuğun durağıdır Mescid-i Aksa. Allah Resûlü'nün ifadesiyle, yeryüzünde üç tane mescidin dışında ibadet kastıyla gidebileceğiniz mescid yok. Bu üç mescid, Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevî ve Mescid-i Aksa'dır. Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi ne ise Müslümanlar için İslam için konumu ne ise Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın da konumu, statüsü aynıdır. Mescid-i Haram'a ve Mescid-i Nebevi'ye bir saldırının Müslümanlar tarafından nasıl bir tepkiyle karşılanacağını tasavvur edemiyorsunuz. Ama Kudüs niye böyle? Çünkü kendimize mal etmedik" ifadeleriyle Müslümanların Kudüs'e sahip çıkması gerektiğinin önemine vurgu yaptı.
"Kudüs'e sahip çıkmak bir akide ilkesidir"
Ateş, "Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi hiçbir zaman aksamadı, ziyaretçilerinden mahrum olmadı. Aynı statü Mescid-i Aksa için de geçerlidir. Oraya gitmenin anlamı sadece gidip iki rekat namaz kılıp gelmek değil, oranın şenlendirilmesi amacına yöneliktir. Mescid-i Aksa miracın ana durağıdır. Müslümanlar için bir coğrafya değildir. Müslümanlar için bir inanç ilkesidir. Kudüs'e sahip çıkmak bir akide ilkesidir. Peki Kudüs bize ne söyler? Ne söylemiyor ki? Kudüs'ün Allah tarafından zikredildiği İsra suresinin ilk ayetlerinden itibaren gündeme getirilen bir konu var. İsra suresini sadece Miraç'la ilişkili diye sadece ilk ayetini okuyup geçemezsiniz. Bir bütün halindedir İsra suresi" ifadelerini kullandı.
"Kudüs'ü anlamak istiyorsanız Yahudileri iyi anlamanız lazım"
Prof. Dr. Ateş devamında "İsra suresi, Mescid-i Haram'dan, çevresini Allah'ın mübarek kıldığı Mescid-i Aksa'ya kulunu Hazreti Muhammed Aleyhisselam'ı götüren Allah Sübhan'dır. Eksiksizdir, tam ve mükemmeldir. Ve sonraki ayetlerde 8'inci ayete kadar Yahudilerden bahseder. İsrailoğullarından bahseder. Kudüs'ü anlamak istiyorsanız yahudileri iyi anlamanız lazım. Kudüs'ü anlayacaksanız Yahudi'leşmeyi iyi okumanız lazım. Mescid-i Aksa'dan bahsedecekseniz beraberinde Yahudi anlayışını, zihniyetini kavramanız gerekecek. Ve her şeyden daha önemlisi, Müslüman olarak Yahudilerin karakterlerinden herhangi bir karaktere sahip olmamak için çalışacaksınız" şeklinde konuştu.
"Allah'u Teala Bakara Suresinin 3'te 2'sini İsrailoğullarından, Yahudileşme anlayışından, zihniyetinden bahseden ayetlere ayırır" diyen Ateş, "286 ayetin 3'te 2'si bundan bahseder. Kur'an'ı okumaya başlayan Müslüman önce buna başlar. Her şeyden önce bunu tanıması lazım. Müslüman bunu tanımadığı zaman birçok şeyi kaybeder" ifadelerini kullandı.
"21. yüzyılın müceddidi Gazze'deki Müslümanlardır"
7 Ekim 2023'teki "Aksa Tufanı" ile başlayan süreçle birlikte Gazze'nin, İslam dünyasında bir yenilenme hareketi başlattığını belirten Ateş, "Gazze, batının maskesini düşürdü. İslam dünyasındaki rehavetin son bulmasını sağladı. Bu çağda hiç kimsenin beceremediği, hiç kimsenin öncülük yapmadığı bir tecrit, bir yenilenme hareketi başlattı. Allah Resulü Aleyhisselatu Vesselamın Ebu Davut'ta geçen bir hadisinde 'Allah bu ümmete her yüz yılın başında dinini yenileyecek birisini gönderecektir' diye buyuruyor. Ben bütün kalbimle inanarak söylüyorum. 21. yüzyılın müceddidi Gazze'deki Müslümanlardır. Dünyayı kendisine getiren Gazze oldu. Hocalar, saatlerce konuşur binlerce konferans verir. Gazzeli mücahidlerin esir takası görüntüsü kadar etkili olmadı. HAMAS'ın hiçbir mücahidi mikrofona geçip İslam'ı anlatmıyor. Hocaların anlatamadığı şeyi Gazze temsil ederek anlattı." dedi. Ateş ayrıca, Gazze'nin direnişiyle birlikte batı dünyasının çifte standartlarının daha net bir şekilde ortaya çıktığını belirtti.
"Yeryüzü yıldızlarının geçidinin olduğu bir coğrafyadır Gazze"
Konuşmasında Filistin direnişine de değinen Ateş, "Bugün gençlerimize örnek göstereceksek, Gazze'nin kahramanlarını anlatmalıyız. Çünkü onlar, modern çağın direniş sembolleridir. Sahabeden paramparça olmuş çocuğunun cesedini poşette taşıyan bir kimse yok. Sahabeden bütün çocuklarını, eşini bir anda şehit veren çok nadir örnekler var. Gazze'de bunun çok örneği var. Yeryüzü yıldızlarının geçidinin olduğu bir coğrafyadır Gazze. Yanlış anlaşılmasın, sahabe örneklerini küçümsemiyorum. Ama bugün gençlerimize özellikle görsel olarak gösterebileceğimiz somut örnekler var. Örneğin Yahya Sinvar, sahabenin yaptığından daha az mı yaptı? Şeyh Ahmet Yasin aynı şekilde. Onun için temsilin her zamankinden daha önemli olduğunu bugün daha iyi anladık" dedi.
Özellikle Filistin'deki direnişçilerin, ümmetin izzet ve onuru için mücadele ettiklerini belirten Ateş, bu nedenle onların mücadelesinin tüm Müslümanlar için bir ilham kaynağı olması gerektiğini kaydetti.
"Müslümanlar, izzet ve onurunu kaybetmemek için uyanık olmalı"
Müslümanların sadece bireysel olarak iyi olmalarının yeterli olmadığını, gelecek nesillerin de bu bilinçle yetişmesi gerektiğini ifade eden Ateş, "Gazze, bize kimliğimizi hatırlattı. Müslümanlar, izzet ve onurunu kaybetmemek için uyanık olmalı ve Kudüs'e sahip çıkmalıdır. Ve Gazze bize bir şey daha öğretti. Babaların, annelerin iyi bir Müslüman olması yetmiyor. Arkadan onların gelen neslinin onlar gibi Müslüman olması gerekiyor. Müslümanlar bunu değiştirmediği sürece, kendileri gibi birilerini arkadan yetiştirecek bir görevi, bir vecibeyi, bir ödevi, birinci görev olarak, sorumluluk olarak kabul etmediği sürece daha çok sürünürüz" dedi.
"Allah katında statünüzün yüksek olmasının gerekmediğini dünyaya Yemen öğretti"
Ateş, "Asil olmak. Allah'ın katında bir değere sahip olmak için ekonomik imkanınızın, statünüzün yüksek olması gerekmiyor. Bunu dünyaya Yemen öğretti. Asalet için sadece ve sadece Müslüman olmak gerekiyor. Rabbim bizleri onlardan eylesin. Bu izzeti yakalayanlar bugün Gazze'dedir. Bugün Ramallah'tadır, bugün Batı Şeria'dadır. Bugün Beyt Hanun'dadır, bugün Han Yunus'tadır. O kulların eliyle o zilleti onlara yaşatıyor Allah Teala. Bu çağımızda 21. yüzyılın Müslümanlarını Allah Teala bu işle memur eylesin. Temennimiz o. Elbette onlar bozgunculuğa dönecekler. Allah da o bozguncuları haritadan silme işine dönecektir. Bu bir vaattir. Rabbimiz bu vaadini elbette gerçekleştirecektir" diye kaydetti.
"Ne yapacaksanız ne öğrenecekseniz Gazze'ye bakın"
Son olarak, Ateş, "Gazze bize kimliğimizi de öğretti. Batı'ya ne olduklarını öğrettiği gibi Müslümanlara da ne kadar Müslüman olduklarını öğretti. Vallahi Gazze bana dinimi yeniden baştan öğrenmemi öğretti. Tefsir yapıyorsanız Gazze'ye bakın. Hadis öğrenecekseniz Gazze'ye bakın. Tasavvuf öğrenecekseniz Gazze'ye bakın, ilim-irfan isteyecekseniz Gazze'ye bakın. Gazze gibi başka bir coğrafya yok. Dünyanın en büyük ülkesidir. Dünyanın en özgür ülkesidir. Dünyanın düşmana ve zalime korku salan en büyük ve en yürekli ülkesidir. Onlara binlerce selam olsun." ifadeleriyle konuşmasını tamamladı. (İLKHA)
YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.
Şanlıurfa’daki STK’ların düzenlediği "Direnişten Dirilişe Kudüs" programı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Gazze için gerçek anlamda bir seferberlik başlatıp maddi ve manevi her türlü desteğin sağlanması gerektiğini belirten Diyarbakır halkı, Müslümanların bu konuda ciddi anlamda iyileştirici adımların atması gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Vasfi Aşur Ebu Zeyd, “Aksa Tufanı, ümmetin imani, siyasi ve insani bir yükselişidir. Bu süreçte Filistin yalnız değildir; ümmetin her bireyi, direnişe maddi ve manevi destek vermelidir." dedi.
Kudüs'ün gündemden düşmemesi için sorumluluk sahibi herkesin elinden geleni yapması gerektiğini belirten Molla Sinan Ünel, "Mescid-i Aksa, imani ve akidevi bir mesele olduğu için bütün Müslümanlar buradan mesuldürler." dedi.